Değerli okuyucular, ”Eğitici Tolstoy ”kitabını referans alarak Tolstoy’un eğitim yaklaşımlarından önemli bulduklarımı sizlerin dikkatine sunmaya devam ediyorum.
Büyük düşünür “Önemli hayat dersleri okulun dışında öğrenilir. Çocuğun, yetişkinlerle ve diğer çocuklarla olan ilişkileri, oyun oynayışı ve doğadaki deneyimleri bilhassa kıymetlidir ”sözü ile masumiyet zamanı olarak adlandırdığı çocukluk döneminde oyun oynama ve doğa ile iç içe olmanın ve özgürlüğün önemine dikkat çekmektedir. Tolstoy hayatı boyunca geleneksel eğitim anlayışı ve uygulamalarına itiraz etti. Bu itirazlarını yazarak kayda geçti. Üniversiteden ayrılmak üzere iken bir hocası kendisine hukuk teorisinin farklı yönelenlerini çalışmaya ikna etti. Neden ikna olduğunu şöyle anlatıyor ”Bu konuyu sınavlarda başarılı olmak için değil de konuya duyduğum ilgi için kabul ettim. ” Buradan da eğitimde öğrencilerin başarılı olmak zorunda oldukları konulardan ziyade ilgi duydukları yetenekli oldukları alanlarda eğitim almaları çok daha verimli olacaktır diyebiliriz. Ünlü düşünür insan topluluğunun yozlaşmış doğasının aksine çocukların doğuştan gelen iyiliği üzerine bir eğitim kurgusundan bahsetmektedir. “Çocuklar doğal bir şekilde öğrenmesi için kendi haline bırakılmalı” görüşü ile de bir çocuğun tecrübe ettiği isteklerin çocuğun gelişimi için gerekli olan neyse onunla örtüşeceğini vurgulamaktadır. Tolstoy ısrarla ve sıklıkla eğitimin eşitliği teşvik edilmelidir ve özgürlüğü temel almalıdır demektedir. Ama hem Rusya’da hem Almanya ve Fransa’daki gözlemlerinde uygulamaların tam tersi olduğunu anlatmaktadır. Ziyaret ettiği okullardan bahsederken şu üzerinde durulması gereken çarpıcı sözleri söylemektedir. “Çocuklar bedensel ceza korkusu içinde yaşarlar ve sadece ezbere ve dikte yöntemi ile eğitim alırlar dolayısı ile de ahlaken deforme olmuş olurlar ”Uygulanan metot ve sistemlerin çocukların doğuştan getirdiği iyilik halini bozduğunu söylüyor. Acaba günümüz sistemleri de çocuklarımızın doğal iyilik kodlarını deforme mi etmektedir.
Tolstoy, eğitimcilerin baskılarının ve öğrenenlerin dirençlerinin, zaman içinde her kültürde eğitimin bir türlü yakasını bırakmadığını iddia eder. Hatta şöyle devam eder insanların eğitime olan dirençleri mi yoksa yönetimlerin insanlar üzerindeki baskısı mı? Hangisi daha mazur görülebilir? Düşüncesini somut yaşanmış örneklerle açıklamak üzere şu önemli olayı anlatıyor :
”Avrupa seyahatlerimde sorduğu soruları ezbere öğrendiklerini kullanmadan cevaplayabilen öğrencilere çok nadir karşılaştığını belirtir. Öğrenciler adeta beyinleri yıkanmış ve sarsılmış haldedir. Tuhaf bir ruh hali.” Bu durumu şöyle açıklar “kabiliyetlerinin, ileri becerilerinin, hayal gücü, yaratıcılık ve kavrama gücü yerine geçen bir hal” Günümüzde de aynı tartışmalı durumlar devam ediyor. Kabiliyetin, kavrama gücünün, becerinin baskılandığı bir eğitim eğitim midir? Bu tür sistemi ya da okulu da şöyle tarif etmektedir: “Okullar, yönetim tarafından bir sürünün çobanı değil, bir çobanın sürüleri olarak düzenlenmiştir.” Bu gün de üzerinde çok düşünülmesi gereken tespitler. Öyle değil mi?
Nasıl bir sistem sorusuna ”eğitimde ilerlemek için okulun yeni nesille yapılan ve sürekli yeni sonuçlar veren bir deney, eğitim bilimi için sağlam temeller oluşturacak bir pedagojik laboratuvar olması gerekir ”ve şöyle devam eder ”bir okul hayatın insana yönelttiği soruları cevaplamış olması gerekir. Bu ana ilkelerden sonra “okul ruhu” diye bir kavramdan bahseder. Bu kavram ise okulun sosyal unsurlarının etkileşimi olarak tarif eder. Olumlu okul ruhunun gelişmesi için ön şart olarak öğrencilerin öğrenmek için doğru ruh halinde olmasına işaret etmektedir. Okul ruhunun olumsuz etkilenmesi hakkında “eğer öğretmen öğrencinin düşüncelerini sınırlandırmaya kalkarsa, sınıf mevcudu çok fazlaysa ya da dersler çok uzun sürerse okulun ruhu yükselmesi için gerekli şartlar oluşmamıştır. Acaba bu sözler günümüz sistemleri ve okulları için tanıdık geldi mi?
Son söz;
Tolstoy eğitime dair düşüncelerini ve bunun için nasıl bir okulda hayata geçirilebileceği ile ilgili bir özet yukarıda yazdıklarım. Gözlem yapan, itiraz eden ve fikirlerini uygulayan büyük bir düşünür olan Tolstoy’un eğitim tarifi ile bu yazıyı bitirelim;
“Bir insanı geliştiren ve ona dünyaya ve yeni bilgiye karşı daha geniş bir bakış açısı kazandıran bütün etkilerin toplamı.”
KAYNAKÇA
MOULİN,Daniel;Eğitici Tolstoy, Hece Yayınları (Ö.Akçay,Çev) Ankara,2018