Eğitim ve öğretiminin on iki yılını tamamlayan her öğrencinin girmiş olduğu YKS, tam anlamıyla mesleki bir belirleyicilik taşımasa da birçok öğrenci için mesleki yönelimin ilk adımını oluşturacak nitelikte bir sınav özelliği taşımaktadır. Sınav sonuçlarının açıklanması ile birlikte, tercih döneminde birçok öğrencinin aklında sorular bulunmaktadır. Belli bir grubun sadece puanının yettiği bölümü tercih etmesi, belli bir grubun ise istediği bölüm gelmediği için bir sene daha çalışmak istemesi bu sürecin olağan sonuçlarıdır. Peki, mesleki seçim neden bu kadar önemli ve gerçekten öğrenciler ne istediklerini tam olarak biliyor mu?
Bu noktada üç kelimenin tanımının bilinmesini önemli bulmaktayım. Meslek ( Occupation); Bir kimsenin hayatını kazanmak için yaptığı, diğer insanlara yararlı bir hizmet ya da ürün sağlamaya yönelik olan, kuralları toplumca belirlenmiş ve belli bir eğitimle kazanılan bilgi ve becerilere dayalı etkinlikler bütünüdür. İş (Job); belirli bir meslek alanında sürdürülen benzer etkinlikler grubudur. Mesleği icra ederken yapılan görev ve etkinliklerdir. Kariyer ( Career) ; iş ve mesleğe ilişkin rollerinde ilerleme, duraklama ve gerilemeleri de içeren bir süreçtir. Bu kavramların bilinmesi, seçilen meslekte yapılan işin ilgi alanımız olup olmadığı ya da kariyerimizi şekillendirme de ne derece önemli olduğunu bize göstermektedir.
Birey bir mesleğe yönelirken birçok faktör belirleyici olmaktadır. Bu faktörlerden ilki Psikolojik faktörlerdir. Bu başlık altında yer alan; yetenek, ilgi, kişilik ve meslek değerleri bireylerin meslek seçiminde önemli yer tutmaktadır. Yetenek; öğrenme gücü veya bir iş, görev ya da faaliyeti diğer insanlara göre daha başarılı ve daha hızlı bir şekilde yapabilme yetisi olarak tanımlanabilir. Bu nedenledir ki bireyler yetenekli oldukları alanlarda daha kolay öğrenebilir ve daha başarılı olabilirler. Yetenek ile hemen hemen aynı anlama gelen beceri kavramı ise yetenek kavramından ince bir çizgi ile ayrılmaktadır. Yetenek; bireyin performansına yansıtacağı potansiyel iken beceri; bireyin ondan istenen işi yapabilecek düzeyde olması anlamına gelmektedir. Örneğin iyi bir resim yapma potansiyelinde dünyaya gelen bir birey düşünelim, bu bireyin eğer resim yapmaya ilgisi yoksa bu alana zaman ayıramayacaktır ve o alana ilişkin becerisi yeteri kadar gelişmeyecektir. Buradan da anlaşılacağı üzere yetenek tek başına meslek seçiminde yeterli değildir. İlgi; bir faaliyetin özünden elde edilen doyum anlamına gelmektedir. İlgi, belli faaliyetlere isteyerek yönelime, bu faaliyetleri kısıtlayıcı koşullar altında bile başka faaliyetlere tercih etme ve bu faaliyetleri yaparken yorgunluk yerine dinlenmişlik, bıkkınlık yerine devam etme isteği duymamızdır. Bu noktada bir meslek seçerken ilgi duymamızın ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Günlük hayatımızda da severek ve ilgi duyarak yaptığımız işlerde daha başarılı olmaktayız. Kişilik özellikleri; kişilik oldukça kapsamlı bir terimdir. Kişiliği geniş kapsamıyla ölçmeye çalışan ölçekler, kişiliğin birçok boyutunu ölçmeye çalışan ve alt faktörleri olan ölçeklerdir. Kişiliğin sadece bir boyutunu ölçmeye çalışan ölçeklerine ise dar kapsamlı ölçekler denir. Bireylerin kariyer gelişimleriyle en ilgili olanlar arasında özsaygı, benlik kavramı, öz yetkinlik inancı, denetim odağı kavramları sayılabilir.
Kişiliğin geniş kapsamına odaklanan kuramlar ve bu kuramlara dayalı olarak geliştirilen ölçekler de vardır. Bunların en belli başlıları Holland’ın kişilik kuramı ile beş faktör kişilik modelidir. Bu iki envanter de pdf lerine rastlayabileceğimiz ve kendimizde uygulayabileceğimiz envanterlerdir. Meslek yönelimi faktörlerinden psikolojik faktörü kısaca açıklamaya çalıştım. Bir diğer faktör de sosyolojik faktörlerdir. Sosyolojik faktörlerden en önemlisi bireyin içinde yaşadığı aile, diğeri ise ait olduğu sosyo-ekonomik sınıftır. Aile, bireyin mesleki yöneliminde oldukça önemli bir yere sahiptir. Genler ile bireye aktarılan özellikler çevresel faktörlerle de şekillenmektedir. Bu noktada bireyin ailesinden kendisine aktarılan kişilik özellikleri, yeteneği, ilgisi ve ailenin birey üzerinde oluşturduğu istekler, seçim aşamasında etkili rol oynamaktadır. Bir diğer önemli faktör ise sosyo-ekonomik sınıftır. Her birey bir anlamda içinde doğduğu ve büyüdüğü sosyal sınıfın bir ürünüdür. Yapılan araştırmalara göre gelir düzeyi ve sosyal statü, öğrencilerin alan seçiminde etkili olmaktadır.
Meslek seçimi ile ilgili birçok kuram ve yaklaşım yer almaktadır. Her bir kuram ve yaklaşım, değerli bilgiler sunmaktadır. Fakat hepsindeki ortak amaç, bireyin meslek yönelimini seçerken neyi dikkate aldığı ile ilgilidir. Bu yazımda kuramlara ve yaklaşımlara değinmeyeceğim ama tercih yaparken nelere dikkat edilmesi ile ilgili birkaç fikir sunacağım. Meslek seçiminden önce belirlememiz gereken en önemli seçim üniversite seçimidir. Bu noktada her ne kadar sınav puanımız belirleyici bir nitelik taşısa da kendimize uygun olmadığını düşündüğümüz seçimler bizim ilgi alanımızda olmadığı sürece başarı sağlamamızı engelleyecektir. Tek bir meslek hakkımız, üniversite hakkımız olmadığı gibi tek bir sınav hakkımız da bulunmamaktadır. Öncellikle yapmamız gereken kendimizi en iyi şekilde tanımak veya tanımlamaya çalışmaktır. Bu aşamada kendimize sormamız gereken belli başlı sorular bulunmaktadır.
BEN KİMİM?
- Beceri ve yetenekleri – neleri yapabiliyorum?
- İlgileri –Dikkatimi neler çekiyor? Hoşuma giden etkinlikler neler, neden hoşuma gidiyor?
- Değerleri- Benim için neler önemli, önceliklerim neler?
- Meslek güdüleri- Bir meslekten neler bekliyorum?( Statü, saygı, para, kariyer, doyum vb.)
- Kişisel özellikleri (işimde yararlanabileceğim güçlü yönlerim nelerdir? Hangi özelliklerimi geliştirmek isterim?)
- Geçmişteki başarılar, kişisel değişim ve gelişimi sağlamak için yapılan faaliyetler.
Bu soruların cevapları bulunduktan sonra birey, iyi bir şekilde meslek araştırması yapmalı bunun için de bu alanın uzmanı olan psikolojik danışmandan yardım almalıdır. Günümüzde halen birçok mesleğin bilinmemesi veya istihdam alanlarının bilinmemesi tercih dönemlerinde de belli meslekler etrafında tercih yapmaya neden olmaktadır. Bu yanlış bir yöntem olduğu gibi öğrencileri de popüler meslekler ayrımına sürüklemektedir. Fakat unutulmamalıdır ki birçok meslek öğrenciye garanti iş sahası sunmamaktadır. Üniversite eğitimi başlı başına kariyer oluşturma alanı olmakta ve hangi bölüm olursa olsun sürekli gelişim istemektedir. Buradan yola çıkarak denilebilir ki üniversite seçimlerinizde iş bulma oranınından çok kendi kişiliğinize uygun bir yönelim yapmak daha fazla başarılı olmanızı ve doyuma ulaşmanızı sağlayacaktır.
Hepiniz bu eğitim yolculuğunda emekler verdiniz, bu emeklerin karşılığını da en güzel şekilde almanın tek yolu ilgi duyduğunuz ve sizinle uyuşan bir meslek seçimi yapmanız olacaktır. Mesleki seçim gelişim göstermektedir ve her seçim değiştirilebilmektedir. Bu nedenle kendi isteğiniz doğrultusunda ilerlemek sizi bir sıfır öne taşıyacaktır. Tercih seçimlerinizin sizin seçiminiz olmasına dikkat edin.
Nisa KARAMAN