Üniversiteliye CEO Tavsiyeleri
0

İstanbul’da yaşamakta olan meslek lisesi atölye ve meslek dersi öğretmeni, liseyi yeni bitirmiş ve üniversite tercihinde mühendislik okumayı düşünen oğlunu sektörel fuarlara getirerek farkındalık kazandırmayı amaçlamaktadır. Hafta sonu birlikte ülkemizin en büyük fuar alanlarından TÜYAP’a her iki yılda bir yapılmakta olan elektrik, elektronik ve makine teknolojileri fuarını ziyarete giderler. O yıl dört kıtadan yüze yakın ülkeden ziyaretçi ve firmanın katıldığı fuarda Avrupa Birliği ülkelerinin çoğundan firmalar da yer almaktadır.

Girişten aldıkları el broşürüne bakarak belli bir düzenle fuardaki stantları gezmeye başlarlar. Bir Alman firmasının önünde dururlar ve baba daha önce tanışmış olduğu genel müdürü selamlayarak konuşmaya başlar. Genel Müdür, liseden yeni mezun gençle tanışır ve sohbete onunla devam etmeye başlar. Aralarında geçen konuşmada; gencin gelecek hayallerini, sevdiği ve başarılı olduğu dersleri, ilgi ve yeteneklerini, bu zamana kadar katıldığı aktivite/proje ve etkinlikleri, yabancı dile ilgisini, hangi üniversite, bölüm, meslek okuyacağı sonrasında iş hayatına mı yoksa yüksek lisansa mı devam edeceği, yurtdışı hedefleri gibi onlarca soruya cevap alan genel müdür devam eder konuşmaya.
Bak delikanlı! Hedefi mühendislik olarak belirlemiş ve bu konuda kararlı olman çok güzel ancak her şey bittiğinde iş hayatı yani gerçek hayat başlar unutma! Öğrencilikte uzun zaman ve emeklerle sınavlara hazırlanırsın, başarılı da olursun ve istediğin üniversite ve bölümü de kazanırsın buna emin ol. Hatta üniversiteye başlayıp ne zaman bitirdiğine sen bile hayret edersin. Liseden sonra üniversite ayrı bir dünya gibi gelir. Özgür bir genç olarak yeni arkadaşlar ve ortam aslında çok da keyiflidir. Gelecekte bu günleri ve arkadaşlıklarını özleyeceksin. Ancak zamanı tutamazsın ve durduramazsın, su gibidir hayat, çok hızlı gelip geçer. Bir bakmışsın elinde bir diplomayla başlamışsın iş aramaya. Eğer beni dikkatle dinlersen, sana vereceğim tavsiye ve nasihatleri tutarsan, hiç aklından çıkarmazsan zaman kaybetmezsin, başarılı ve mutlu olursun.

Öncelikle artık bize iş için başvuran mühendislere yabancı dil olarak İngilizce bilip bilmediğini sormuyoruz, zaten iyi bilmelerini bekliyor, ikinci dil olarak öncelikle Almanca, Çince ve Japoncayı soruyoruz. Bunun için hazırlık sınıfında yabancı dili iyi öğren ve sonraki yıllarda hem geliştir hem de ikinci bir dil öğrenmeye bak. Örnek olarak mekatronik mühendisi olacağını düşünelim. Bu alanda ülkemizde faaliyet gösteren ilk on firmayı belirle, onları takibe al ve okulun bitene kadar yakından tanımaya bak. Bu firmalar; hangi makineleri ve hammaddeleri kullanıyor, hangi ürünleri üretiyor, hangi ülkelere satıyor ve çalıştırmak için öncelikle kimleri tercih ediyor, bunları araştır-öğren ve not al. Hiçbir yaz tatilini boş geçirme. Hayatının bu döneminde geleceğini inşa ettiğinin farkında ol! Mutlaka öncelikle mesleğinle ilgili firmalarda zorunlu olmasan da isteğe bağlı staj yapmaya çalış. Gerekirse mesleğin dışında hatta çıraklık bile olsa biran önce iş hayatıyla ve bir işletmeyle tanış ve çalışma hayatını/kurallarını öğren. Bu firmaların üçünde zorunlu (atölye/imalat-organizasyon/işletme) okul stajını yap. Okulda bir sosyal sorumluluk kulübünde bir projede aktif yer alarak ekip üyesi olmak ve insanlık için endişe duyarak katkı sağlamak/fedakârlık yapmaya çalış. Okulunun varsa Erasmus projesi öğrenci değişimiyle yurtdışı tecrübesi edinmeye çalış. Bitirme projeni mümkünse staj yaptığın işletmelerle görüşerek onların desteğini alarak belirlemeye ve tamamlamaya çalış. Ayrıca yüksek lisans eğitimini de mutlaka mesleğinde birkaç yıl çalışıp iş hayatını öğrendikten sonra yapman daha faydalı olacaktır. Aksi halde lisansın devamı olarak akademik bir adım ilerlemiş olursun. Hatta akademik bir gelecek bile düşünüyor üniversitede araştırma görevlisi olmak istiyorsan önce iş hayatı deneyimin sana değer katacaktır.

Eğer, bu dediklerimi uygulayıp yerine getirebilirsen okulun bitmeden işin hazır olur, iş gelir seni bulur. Arayan değil aranan eleman olursun. Yok, eğer bunları yapmayıp sen sadece notların ve diplomanın peşinden koşar biran önce mezun olayım dersen gerçekten mezun olursun ve iş aramaya başlarsın.

Öğretmenimizin oğlu gerçekten de özel bir üniversitede istediği mühendislik bölümünü tam burslu kazanır ve başlar okumaya. İlk yıl hazırlık İngilizce sonraki sınıfları da birer birer geçmeye ve mezuniyete yaklaşmaya başlar. Baba, yılda birkaç defa genel müdürle aralarında geçen konuşmayı hatırlatır oğluna. Tavsiyeleri unutup unutmadığını kontrol eder. Genç mühendis adayı hatırlamaktadır tüm konuşulanları. Yaz tatilleri boş geçirilmez farklı firmalarda isteğe bağlı stajlar yapılır. Her bir firma ve staj satış-pazarlama, üretim-eğitim gibi farklı kazanımlar sağlar. Şimdiden çok sayıda meslektaşıyla ve iş ağıyla tanışır.

Okulunda bölümünün Erasmus anlaşmalı Avrupa ülkesinde üniversite olmadığı için üçüncü sınıfta yurtdışına kendi imkânlarıyla gitmenin yollarını araştırırlar. Hemen Almanya’daki akrabalar gelir akıllarına. CNC makinelerle hassas talaşlı üretim yapan fabrikaya davet eder yakın akrabası. Gideceği kentteki teknik üniversiteyi internetten araştırır ve inceler genç mühendis adayı. Okulundan aldığı öğrenci belgesini ekler ve bir mektup yazar. İngilizce takip edebileceği bir meslek dersine bir yıllık misafir öğrenci olarak katılma talebi kabul görür. Kendi üniversitesine dilekçe vererek bir yıl süreyle eğitimini donduracağını ve kendi imkânlarıyla yurtdışına gideceğini bildirir ve izin alır. Tüm hazırlıklar tamamlanır ve gurbetçilerin yoğun yaşadığı sanayi kentine gider. Bir yıl boyunca bir yandan üniversitedeki dersine ve Türkler için açılan Almanca dil kursuna devam eder. Haftanın boş kalan günlerinde de akrabasının fabrikasında CNC ile üretim yapmayı, programlamayı ve kalite kontrol konusunu öğrenir. Bir Türk firması olmasına rağmen Alman iş disiplinine hayran kalır. Tatil günlerinde de yakındaki farklı ülke ve kentleri gezip görme fırsatı bulur.
Tekrar İstanbul’a ailesinin yanına döner ve üniversitesini bitirmeye koyulur. Bitirme projesinde bir arkadaşıyla mekanik insan elini sensörlerle bilgisayardan kumanda ederek çalıştırmayı başarırlar. Kaldığı yerden devam ederek başarıyla okulu bitirir. Stadyumda yapılan bir törenle diplomasını alıp kepini fırlatır havaya. Artık öğrencilik bitmiştir başlasın iş hayatı der ve başlar internetten başvuruları yapmaya, telefonlar açmaya, özgeçmişini gönderip geri dönen işletmelerden görüşme/mülakat randevularına gitmeye. Ondan fazla firmayla iş görüşmesine katılır. Katıldığı her görüşmede farklı şeyler de öğrenir iş hayatı adına. İlk öğrendiği şey ise kimse kimseyi hatır için işe almıyor. Referanslar sadece iletişimi kolaylaştırıp hızlandırabiliyor. Gerisi sana kalmış, kendine, mesleğine, bilgi ve becerilerine olan güveninle mülakatta iyi bir iletişimle karşındakini etkileyebilmek ve işe başlama fırsatını yakalamak önemli ilk aşamada.

Neredeyse tüm mülakatlarda iş tecrübesi olana öncelik verildiğini öğrendiği için bu konuda kararını verir ve nerede olursa olsun tecrübe kazanmaya başlayacaktır. Başlangıç aylık ücreti bir mühendis için çok düşük olsa da bir firmada başlar çalışmaya ancak firmanın kendisine mesleki anlamda çok şey katmayacağını fark ettiğinden yetkililerle görüşerek ve anlaşarak bir yıl dolmadan ayrılarak bir başka firmada başlar çalışmaya. Evine uzak olduğu için sabahın çok erken saatlerinde biner halk otobüsüne ve düşer sanayi yollarına. Hatta bir sabah uykusuzluğun verdiği psikolojiyle “bana okumazsan çırak olur sanayide çalışırsın dediler, okudum mühendis oldum yine de sanayi yollarındayım” diyerek birkaç emojili bir twit paylaşır. Yeni işyeri daha öğretici ve zevkli bir çalışma ortamına sahiptir. Yurtdışına kurulum ve tanıtım için gitme imkânı da olur. Fakat henüz aile işletmesinden kurumsal bir yapıya ulaşamayan burada da motivasyon yerine yönetici ortakların tavırları rahatsız eder onu. Bu arada özel bir üniversitede mesai saatleri dışında işletme alanında yüksek lisansını da tamamlamayı ihmal etmez.

Son olarak üçüncü şansını da kurumsal başvurularından birinde kullanarak olumlu yanıt alır. Ancak bu öyle bir görüşmeyle kabul edilebileceği bir iş değildir. Hepsi referanslı yüzlerce mühendis başvurmuştur bu işe. Kapsamlı bir test sınavıyla başlar, yüzyüze beş kişilik bir komisyonda mülakata alınır, bir hafta sonra gelen epostada evden bilgisayarla yabancı dil ve mesleği mühendislikle ilgili iki uzaktan çevrimiçi mülakata daha katılır. Bu iki mülakat farklı özel firmalar tarafından gerçekleştirildiğinden referansların devreye girmeyeceğine ve hakkının yenmeyeceğine inanır. Son olarak tümünden başarıyla geçtiği için sağlık kontrolüne gönderilir. En sonunda kavuşmuştur beklediği işe ve mutludur artık.

Fuarlara katılımın firmalar açısından; marka bilinirliliğinizi artırmak, en yeni ürün ve teknolojilerinizi hedef kitleye göstermek, Türkiye ve dünyadaki sektörel gelişmeleri takip etmek, pazar araştırması ve müşteri analizi yapmak, kurumsal itibar ve müşteri üzerindeki imajı güçlendirmek, mevcut müşteri ve bayi ağınızı güçlendirme imkânı gibi amaç ve faydaları bulunmaktadır.

Eğitim, kariyer, bilim ve proje fuarları adıyla çok sayıda çeşitli etkinlikler okullarda da yapılıyor olsa da tüm dünyadan firmaların katıldığı fuarlara katılımın öğrenci ve öğretmenlere farklı faydaları olacaktır. Bir meslek lisesinde veya bir üniversitede öğretmen ve öğrencilerin bir fuarı ziyaret etmeleri mesleki eğitim adına kendilerine çok şey katacaktır. Bu sebepledir ki okullarımızla sektör arasında imzalanan işbirliği protokollerinin bir maddesinde bu mesleki fuarlara işletmelerin desteğiyle katılım sağlanmasına yer verilmektedir. Hatta sektörel fuarların bazılarında bu kapsamda üniversitelere ve meslek liselerine de yer ayrılıp ücretsiz stant tahsis edilmektedir. Burada okulda üretilen geliştirilen ürün ve projeler sergilenmekte öğrencilerin bu sayede öğrenciler yenilik ve inovasyon peşinde koşarak, araştırmalar yaparak çeşitli ürün ve projeler geliştirmekte ve fuara katılımda ilgi göstermelerine sebep olunmaktadır. Öte yandan okul-sanayi işbirliğinin farklı bir boyutuna ulaşılabilir. Sektörel fuarlara katılım ile öğretmenler mesleğinde yeniliklerden haberdar olarak öğrencilerine güncel bilgiler aktarabilirler. Fuara katılan firma temsilcileriyle tanışarak okul ile işbirliği ve öğrencileri için staj fırsatları sorulabilir.

Gerçek yaşamdan alınmış bu yazının lise son sınıftaki ve üniversiteye başlamış öğrencilere velilerine faydalı olacağını düşünüyorum. Ülkemizin yerli ve milli projeleri, ekonomiyi/sanayii geliştirebilmek için genel müdürün tarif ettiği gibi uygulamayla yetişmiş mühendislere çok ihtiyacı var. Teşekkürler sayın genel müdür, teşekkürler genç adamlar! Hadi görelim sizleri…

Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.