Endüstri 4.0 artık geleceğe değil bugüne ait bir olgu, gerçekleşmiş bir devrim. İçinde yaşamakta olduğumuz bu gelecekte; sadece endüstri ve üretim teknolojileri değil, hizmetler de dahil olmak üzere tüm sektörler ve meslekler büyük bir değişime sahne oluyor. İş yapma biçimlerindeki bu değişim, hayat tarzlarımızı da yeniden şekillendirmeye başlıyor.
Yaratıcılık ve inovasyona dayanan beceriler kazanmanın yolu, kuşkusuz ki öncelikle eğitim. Teknolojinin yeni meslekler doğurduğu, mevcut meslekleri şekillendirdiği bir dönemde özellikle teknoloji eğitimi…
Peki Endüstri 4.0 ortamında rekabet edecek bireylerin yetişmesi için nasıl bir teknoloji eğitimine ihtiyacımız var? Bu bölümde sizlere Endüstri 4.0 ile birlikte eğitimde, özellikle de ortaöğretimde ortaya çıkan dönüşüm ihtiyacından bahsedeceğim.
Sözünü edeceğim yaklaşımlar aynı zamanda 2017 yılında İstanbul’da kurulan Teknoloji ve İnsan Kolejleri’nin (TİNK) yenilikçi yaklaşımı ile birebir örtüşüyor.
Endüstri 4.0 Yeni Bir Zihniyet, Düşünce Tarzı ve Kültür ile Birlikte Gelecek
Alvin Toffler’in Gelecek Şoku adlı eserinde “teknoloji dalgaları” olarak tanımladığı tarihsel çağlar ve 4. kez yaşamakta olduğumuz Endüstri devrimleri ortak bir noktayı vurguluyor: Teknolojik devrimleri, yenilikçi ve cesur bir zihniyete sahip birey ve toplumlar gerçekleştiriyor. Sonra da bu teknolojiler yoluyla tüm toplumun zihniyeti, düşünce tarzı ve kültürü değiştiriyor.
Teknoloji Eğitimi Aileden İş Başından Eğitime, Bütün Bir Ömre Yayılmalı
Teknoloji kullanımının bir tavır ve refleks haline geldiği günümüzde, ilkokul çağında belirli dijital alışkanlıkların çocuklara kazandırılması önem taşıyor. Okumak, yazı yazmak, şekiller çizmek gibi temel becerilere hayatımız boyunca nasıl ihtiyaç duyuyorsak, teknoloji ilgili becerilere de benzer bir şekilde ihtiyaç duyuyoruz ve giderek artan şekilde ihtiyaç duymaya devam edeceğiz.
Diğer taraftan Endüstri 4.0 zihniyeti de tam bu zamanlarda yerleşmeye başlayacak. Yani sorular soran, aldığı cevapları ve kendisine önerilen çözümleri geliştirmeye çalışan, yaratıcı, cesur ve etik kurallara uyan bireyler bu dönemde yetişecek. Bununla birlikte bir insanın hayatında belki de en önemli rol ayrımı olan, mesleki seçimin yapıldığı ve becerilerin net bir şekilde farklılaştırılmaya başlandığı lise çağları teknoloji eğitiminin merkezinde yer alıyor.
Teknoloji Eğitimi için Üniversite Çok Geç… Lise Kilit Öneme Sahip
Endüstri 4.0 çağında bireysel rekabet ortamına atılacak gençlerin; yeni bir zihniyete, yeni tavır ve alışkanlıklara sahip olması gerektiğini not etmiştik. Bu dönemde, geleceğin teknolojik yetkinliklerini kazanan gençler geleceğin liderleri arasında yer alacaklar. Ancak üniversite çağına kadar geleneksel eğitim almış ve yeni döneme ait alışkanlıkları edinmemiş gençler için üniversite çağı adapte olmaları için çok geç olabilir.
Bu nedenle lise çağlarında gençlere hangi becerilerin ve niteliklerin kazandırılması gerektiği net bir şekilde ortaya konmalı. Şimdi Eğitim 4.0 olarak tanımlayabileceğimiz bir modelin unsurlarına ve kazandırması gereken temel yeterlilik ve niteliklere bir göz atalım.
- Teknolojiyi Sadece Kullanmak Değil; Anlamak, Tasarlamak ve Geliştirmek
Tasarım ve Ar-Ge mühendisleri her dönemde önemli oldular ancak daha önce teknolojiyi kullanabilmek de başlı başına bir mesleki beceri olarak kabul ediliyordu. Endüstri 4.0 çağında ise birçok sektörde “teknolojiyi kullanmak ile yetinen” personel etkisiz hale gelecek. Birbirleri ile konuşan makineler kendilerini ve diğer makineleri kullanacak. Bu durum teknolojiyi kullanmayı öğreten geleneksel eğitim anlayışının da sonunu getirecek. Gerek temel bir beceri olarak teknoloji eğitimi alanlar, gerekse teknik okullarda mesleki eğitim gören gençler teknolojiyi anlamayı, tasarlamayı ve geliştirmeyi esas alan bir anlayış ile yetiştiklerinde öne çıkacaklar.
- STEM-A Sayesinde Endüstri 4.0’ın Getirdiği Temel Teknolojik Yeniliklerle Başarılı Bir Etkileşim Kurabilmek
TÜSİAD ve Boston Consulting, yayınladıkları Sanayi 4.0 raporunda 9 yeni teknolojinin Endüstri 4.0 çağında üretim süreçlerine dahil olacağı ortaya koyuyor. Raporda bu teknolojiler şöyle sıralanıyor. “Büyük Veri ve Analiz”, “Akıllı Robotlar”, “Zenginleştirilmiş Gerçeklik”, “Simülasyon”, “3 Boyutlu Yazıcılar”, “Bulut”, “Siber Güvenlik”, “Nesnelerin İnterneti”, ve “Yatay-Dikey Yazılım Entegrasyonu”.
Bu teknolojik unsurların bir kısmı zaten üretim sistemlerine, hatta günlük hayatımıza girmiş durumda. Söz konusu konuların teknolojik mesleklerin yeterlilikleri arasına girmesi, müfredatta yer alması ve bu teknolojilerin altında yatan mantığın gençler tarafından özümsenmesi büyük önem taşıyor. Bu tür bir müfredat ise ancak STEM-A (Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik, Matematik artı Sanat) mantığı ile kurgulanabilir.
Örneğin 3 Boyutlu yazıcı teknolojisini içselleştirmek ve makine operatörü mantığının ötesine geçmek isteyen bir öğrenci:
- Kimya ve fizik bilimleri hakkında fikir sahibi olmalı,
- yazıcıda uygulanacak tasarıma sanatsal bir bakış açısı ile yaklaşabilmeli,
- ürünün yapısını matematiksel olarak ifade edebilmeli ve
- tüm bunları temel bir mühendislik bilgisi ile uygulayabilmelidir.
Okul Mimarisinden Müfredata Her Anlamda Disiplinler Arası Bir Niteliğe Sahip Olmak
Endüstri 4.0’ı anlamak için disiplinler arası bir anlayışın eğitimin tamamına yayılması gerekiyor. Bu noktada müfredat ve eğitimci altyapısının ötesinde ortaöğretim kurumlarının mimari tasarımlarının dahi disiplinler arası bir anlayış ile tasarlanması önem taşıyor. Örneğin okulların mimarilerinin de yeniden değerlendirilerek; esnek, yaratıcılığa teşvik eden ve öğrenmeyi keyifli hale getiren bir hale dönüştürülmesi gerekiyor. Teknik eğitim kurumlarının, Charlie Chaplin’in Asri Zamanlar filmindeki görünümünden kurtulması için; pedagog, psikolog, iç mimar, mimar, okul yöneticileri, öğretmenler ve öğrencilerden oluşan bir ekipler tarafından tasarlanması önem taşıyor. Endüstri 4.0 tesisleri, birer fabrikadan çok teknoloji üssünü andırıyor, Eğitim 4.0 okullarının da öğrencilerin kendini özgür, mutlu ve güvende hissedebileceği kampüsler olması önem taşıyor.
- Ders Dışı Aktiviteler İle Uygulama Becerilerini Geliştirmek
Teknoloji 4.0’ın en önemli özelliklerinden biri, üretim teknolojilerinin gündelik hayatta kullandığımız teknolojilerle içli dışlı olması. Örneğin artırılmış gerçekliğe ilişkin birçok gelişme önce Tüketici ürünlerinde ortaya çıkıp sonradan imalat sanayisine dahil oldu. Bu nedenle eğitimde de ders dışı aktivitelerin gelişmesi, gençlerin bu teknolojileri kendi kurdukları kulüplerde deneyip geliştirmeleri büyük önem taşıyor.
Diğer taraftan der dışı aktiviteler; gençlerin iş hayatında inisiyatif alan, sadece kendisinden istenen temel görevleri yapmamanın ötesine geçen ve fark yaratan bireyler olmasına büyük destek oluyor. Topluma fayda sağlama bilinci veriyor. Diğer taraftan kurumsal şirketler yeni mezun gençlerin işe alımında, bu çalışmaları gençlerin deneyimleri olarak hesaba katıyor ders dışı aktivite ve kulüp çalışmalarına önem veriyor.
- Liderlik Becerilerini Dönüştürmek: Yapay Zekanın da Dahil olduğu Ekipleri Yönetebilmek
Eğitim 4.0; Endüstri 4.0’ın liderlerini eğitmeyi amaçlayan bir yaklaşım. Ancak lider ve yöneticilere ilişkin beceriler de bu yeni çağda değişiyor. Geçmişte liderlik eğitiminde kazandırılması gereken temel beceri “insan ilişkileri yönetimi” olarak kabul ediliyordu. Yeni liderlerin ise yapay zeka birimlerine de liderlik etmesi gerekecek. Makinelerle konuşmayı bilen, onları kusursuz bir tarzda programlayan kişiler gerçek anlamda lider sayılacak. Bu nedenle gençlerin makinelerle iletişim ve kod yazma becerisini erken yaşlarda edinmesi gerekiyor.
- Teknolojiyi İnsan Yararına Kullanabilen Gençler yetiştirmek
Teknolojiye merak salan gençlerin hacker’lık, dolandırıcılık, e-kumar gibi tuzaklardan kurtulup üretime ve toplumsal faydaya yönelmeleri büyük önem taşıyor. Devletin engelleyici altyapıları/düzenlemeleri ve ailelerin gençleri teknolojiden uzak tutmaya çalışması bu tuzakları gençler için ilgi çekici hale getiriyor. Ailelerin özellikle internet teknolojileri konusundaki kaygılarını gidermek de bu çerçevede önem taşıyor. Teknolojiyi insan yararına kullanabilen nesiller yetişmesi için teknoloji etiğinin en başta okulda yerleşmesi önem taşıyor.
- Teknik Eğitimde Atölye Mantığının Yerine Garaj Mantığını Koymak
Artık teknik okullarda fabrikaları taklit eden makine parkları ve atölyeler işlevsiz hale gelecek. Mesleki eğitimde tesis ortamlarını simüle edebilen dijital teknolojiler ve FabLab’lar (Fabrication Laboratory –Üretim Laboratuarı) eğitim aracı olarak devreye giriyor. Simülasyon yeni üretim süreçlerinin de merkezinde olacağından, üretim simülatörleri üzerinde eğitim alan gençler üretim tesisine çok kolay uyum sağlayacak.
- Üniversiteye Uzanan Köprü Oluşturan Bir Orta Öğretim Tasarlamak
Lise döneminin bir diğer hassas noktası ise meslek seçimin bu dönemde yapılıyor olması. Endüstri 4.0 döneminde tüm meslekleri etkileyecek en önemli dinamik teknoloji olacak. Bu nedenle yüksek öğrenimde ister mühendislik, isterse de sosyal bilimlerde eğitim görülsün, lisede temel yenilikçi ve teknolojik becerileri edinen gençler ön plana çıkacaklar.
Türkiye’deki üniversitelere giden öğrencilerin mezun olduktan sonra en çok tekrarladıkları eleştirilerin başında iş hayatı ile üniversiten arasındaki uçurum geliyor. Bu uçurumun başlıca sebebi, üniversite eğitiminde mesleğe ilişkin teknolojilerin yeterli seviyede öğretilemiyor oluşudur. Örneğin İşletme eğitiminde üretim yönetimi anlatılırken ERP sistemlerine veya hukuk eğitiminde UYAP’a değinilen çok az üniversite var. Öğrencilerin lisede edinecekleri teknolojik ve yenilikçi bilgiye erişim yeteneği onlara ciddi bir avantaj sağlayacak.
Diğer taraftan Türkiye gerçeklerini dikkate alarak lise eğitimin üniversite yolu için en önemli durak olduğunu dikkate almak ve üniversite sınavlarında başarıyı ön plana çıkarmaları büyük önem taşıyor.
Türkiye’nin Umudu
Endüstri 4.0 Türkiye için büyük umutlar içeren bir devrim. Çünkü Endüstri 4.0. en hızlı farkındalık kazandığımız ve kolları sıvadığımız teknoloji çağı olma özelliği taşıyor. Birinci sanayi devrimini tamamen kaçırdık, ikinci sanayi devrimini yaklaşık 50 yıl geriden takip ettik, entegre bir imalat sanayisine ancak Endüstri 3.0 ile birlikte sahip olduk.
Sahip olduğumuz artan farkındalık çok önemli ancak elimizi çabuk tutmamız gerekiyor. Endüstri 4.0 için patentlerin çoğunun alınmış, icadların büyük oranda tamamlanmış olduğu bir olgunluk dönemine yaklaşıyoruz. Bu dönemde eğitime vereceğimiz önem, yeni eğitim yaklaşımlarını ön plana çıkaran kurumlara vereceğimiz destek Endüstri 4.0’a çok da geç kalmadan adapte olmamızı sağlayacak.
Diğer taraftan Endüstri 4.0 tüm sanayi çağları içinde belki de en kısa süreni olacak. Eğitim 4.0 anlayışı ile yetişen gençlerimiz bir sonraki sanayi çağının devrimcileri olacaklar. Bu gençler içinde ülkemiz gençlerinin ön plana çıkacağına olan inancımız tam.