Okulların açılmasıyla birlikte 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılı fiilen başladı. Tüm eğitimciler, öğrenci ve veliler için başarı ve mutluluk dolu bir eğitim yılı diliyorum. Birçoğumuzun hayatının bir dönemine damga vuran, sıklıkla güzelliklerle hatırladığımız bir kahraman var. Sınıf öğretmenlerinden bahsediyorum efendim. Değişimi çok hızlı bir şekilde yaşıyoruz, bilgi ve teknoloji çağındayız. Çocuklarımız da böyle bir çağda yetişiyor. Z kuşağı olarak adlandırılan günümüz ilkokul öğrencileri diğer kuşaklardan her yönüyle çok farklı. Bu çağa ait çocukları yetiştirmek aynı şekilde bu çağın gerekliliklerini ve koşullarını iyi analiz edebilen ve hitap ettiği kuşağı iyi tanıyan öğretmenler ile mümkün. Öyle tahmin ediyorum ki bu koşullar yerine getirildiği sürece biz sınıf öğretmenleri öğrencilerin hayatlarına dokunarak uzun yıllar tebessümle hatırlanacağız.
Geçtiğimiz aylarda, üzerinde durduğum konu ile ilgili İnegöl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Z Kuşağı Ne İster? temalı 1. Eğitim Çalıştayı Sonuç Raporu yayınlandı. İlgili raporda yer alan beş maddeyi öğretmen arkadaşlarım için yorumladım. İlgili sonuçlara göre:
- Teknoloji ile büyüyen Y kuşağı, teknoloji ile doğan Z kuşağı arasında iletişim sorunları vardır. Bu kuşak öğrencileri merak iç güdüsüyle olayların nedenini ve gerekçesini bilmek ister. Sınıf ortamında uygun bir dille açıklanmayan, önemsenmeyen ya da bastırılan durumlar iletişim problemlerini beraberinde getirir. (Baskıcı otorite)
- Y kuşağı ile Z kuşağı arasındaki sosyal ve kültürel farklılıklar artmaktadır. Bu farkın açılmaması için öğretmenin güncel olması, yeniliklere açık olması kaçınılmazdır.
- Kuşaklar arası özelliklerin farklı olması, – kurallara uyan ( Y kuşağı ), kuralları önemsemeyen ( Z Kuşağı ), fiziki sosyal ( Y Kuşağı ), sanal sosyal ( Z Kuşağı )- verimli öğrenme ve öğretme ortamlarının oluşturulmasında engeller doğurmaktadır. Verimli öğrenme ve öğretme ortamları kuşağın beklenti ve ihtiyaçlarına göre oluşturulmalıdır.
- Z kuşağı bireyleri, kendilerine oldukça güven duyarlar ve bu nedenle iş ve eğitim yaşamlarında farklı sorumluluklar almayı isterler. Öğretmenler, sosyal uyum becerileri düşük olan öğrencileri adapte etme, akademik becerileri geliştirme konusunda bu özellikten faydalanabilir.
- Z kuşağı, hoşgörüyle yaklaşıldığında, bulunduğu ortamlara artı değer katabilir, iş hayatının ve toplumun dinamiklerini olumlu yönde değiştirebilir, Özellikle eğitimcilerin ve yöneticilerin, diğer kişilerle bu kuşağın uyumlu çalışması yönünde stratejiler geliştirmesi gerekir. Bu kuşakla çalışan öğretmenler, öğrenci ile iletişimde hoşgörüyü ana merkeze alarak hareket etmelidir. Fevri tutumlar iletişim problemlerine yol açar. Öğretmen dilinde, öğrenci gözünde tatlı sert bir otorite olmak yerinde bir tutum olacaktır.
Kaynakça: /meb_iys_dosyalar/2018_07/16162252_EYitim_YalYYtayY_SonuY_Raporu.pdf
Tolga YAZICI