Günümüzde gençlerin cep telefonlarına, tabletlere ve bilgisayarlara bağımlı olduğu endişesi birçok insanı düşündürüyor. “Neden sürekli ekran başındalar?” veya “Bu kadar saatte internette nasıllar?” gibi sorular sıklıkla soruluyor. Ancak bu durum sandığımızdan daha doğal ve hatta gerekli olabilir. Çünkü ergenlik dönemi artık dijital dünya ile iç içe geçmiş durumda. Amerika’da gençlerin %95’i, İtalya’da %89’u ve Türkiye’de neredeyse %90’ı düzenli olarak internet kullanıyor. Bu rakamlar, internetin günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini gösteriyor.
Peki, bu kadar saat boyunca internet başında ne yapıyorlar? Araştırmalar, gençlerin interneti öncelikle iletişim kurmak ve deneyimlerini paylaşmak için kullandığını gösteriyor. Kızlar genellikle mevcut arkadaşlıklarını sürdürmek için sosyal medyayı tercih ederken, erkekler yeni insanlarla tanışmak ve flört etmek amacıyla çevrimiçi platformlara yöneliyor. Özellikle sosyal açıdan çekingen bireyler için internet, kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri için bir alan sunuyor. Bunun yanı sıra, dijital dünya gençlerin sadece sosyalleşmelerini değil, aynı zamanda eğitim ve kariyer gelişimlerini de destekliyor. Online dersler, kişisel gelişim videoları ve eğitim platformları sayesinde gençler bilgiye her zamankinden daha kolay ulaşabiliyorlar.
İnternet, gençlerin yalnızca sosyalleşmesine değil, kişisel gelişimlerine de önemli katkılar sağlıyor. “Ben kimim?” ve “Hayatta ne yapmak istiyorum?” gibi ergenlik döneminin temel sorularına yanıt arayan bireyler, internet sayesinde geniş bir bilgi deposuna erişebiliyor. İlgi alanlarına yönelik içeriklere ulaşabiliyor, geliştirici gruplara katılabiliyor ve farklı bakış açıları kazanabiliyorlar. Sosyal medya platformları da bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Gençler bu platformlarda deneyimlerini paylaşabiliyor, bilgi alışverişinde bulunabiliyor ve duygusal destek bulabiliyorlar. Ayrıca aileleriyle konuştukları konular hakkında internet üzerinden araştırma yaparak benzer deneyimler yaşamış diğer gençlerin fikirlerinden yararlanabiliyorlar.
Öte yandan, internetin sunduğu olanakların yanı sıra bazı riskleri de göz ardı etmemek gerekir. Aşırı internet kullanımı, gençlerin gerçek dünyadan kopmasına, yüz yüze iletişim becerilerinin zayıflamasına ve akademik başarılarının olumsuz etkilenmesine yol açabilir. Ayrıca, internet bağımlılığı gibi psikolojik ve sosyal sorunlar da ortaya çıkabilir. Siber zorbalık, yanlış bilgilendirme ve mahremiyet ihlalleri gibi dijital dünyanın tehlikeleri konusunda gençlerin bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu noktada ebeveynlerin ve eğitimcilerin rolü büyüktür. Gençlerin internetin zararlarından tamamen uzak tutulması yerine, bilinçli ve dengeli bir kullanım alışkanlığı kazanmaları sağlanmalıdır.
Dijital okuryazarlık, günümüz gençlerinin edinmesi gereken en önemli becerilerden biridir. Bilgi kirliliğini ayırt edebilme, güvenilir kaynaklara yönelme, siber güvenlik önlemlerini alma gibi konular gençlere öğretilmelidir. Ayrıca, internette geçirilen zamanın kaliteli olması da önemlidir. Sadece sosyal medya ve eğlence amaçlı kullanım yerine, eğitici ve yaratıcı faaliyetlere de zaman ayırmaları teşvik edilmelidir. Kodlama, grafik tasarım, yazılım geliştirme veya yabancı dil öğrenme gibi beceriler, internetin sunduğu fırsatları değerlendirmek adına gençlere yol gösterebilir.
Bu noktada ailelere, eğitimcilere ve toplumun diğer bireylerine önemli görevler düşmektedir. Öncelikle ebeveynler çocuklarıyla açık ve sağlıklı bir iletişim kurarak onların interneti nasıl ve ne amaçla kullandığını gözlemlemelidir. Katı yasaklar koymak yerine, bilinçli internet kullanımı konusunda rehberlik etmeleri daha etkili olacaktır. Eğitimciler ise ders içeriklerini dijital kaynaklarla zenginleştirerek internetin olumlu yönlerini gençlere gösterebilirler. Okullarda dijital okuryazarlık derslerinin yaygınlaştırılması, öğrencilerin siber tehlikeler konusunda farkındalık kazanmalarına katkı sağlayacaktır.
Ayrıca, gençlerin yüz yüze sosyal etkileşimlerini artırmak için çeşitli etkinlikler teşvik edilmelidir. Spor, sanat ve gönüllülük faaliyetleri gibi aktiviteler, gençlerin çevrimdışı dünyada da güçlü bağlar kurmalarına yardımcı olabilir. Bu sayede hem dijital hem de gerçek dünyada dengeli bir yaşam sürdürmeleri sağlanabilir.
Sonuç olarak, internet günümüz gençleri için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Doğru kullanıldığında, gençlerin sosyalleşmesine, öğrenmesine ve kendini geliştirmesine büyük katkılar sağlayabilir. Ancak aşırı kullanım ve bilinçsiz internet alışkanlıkları, bazı riskleri beraberinde getirebilir. Bu nedenle, ebeveynler ve eğitimciler gençleri yasaklarla değil, bilinçli internet kullanımı konusunda eğiterek yönlendirmelidir. Dijital çağın getirdiği avantajlardan en iyi şekilde faydalanmak için gençlerin interneti verimli ve dengeli bir şekilde kullanmaları teşvik edilmelidir. Eğitim kurumları ve aileler, internetin potansiyel tehlikelerine karşı gençleri bilinçlendirerek, onların sağlıklı dijital alışkanlıklar geliştirmelerini sağlamalıdır. Böylece internet, zararlı bir bağımlılık yerine, faydalı bir gelişim aracı olarak hayatlarında yer alabilir.
