Tatilde Nereye Gittiniz?

Başlıktaki soruya cevaplarınızı almadan önce uzun yaz tatilinin ardından okulların açılacak olmasının heyecanını yaşadığımızı ifade etmek istiyorum. Okulların açılmasının çocuk, genç, yaşlı her yaştan her meslekten insanımızı ilgilendiren ve etkileyen bir yönü vardır.

Her sabah milyonlarca öğrencimiz, uyku akan gözleriyle evlerinden çıkıp yaya, toplu taşıma veya servis araçlarına binerek okullarına gidecekler. Ara sınıf öğrencileri tatile dair hikâyelerini birbirlerine anlatırken yeni başlayan öğrenciler birbirlerini tanımanın ve arkadaş bulmanın gayreti içerisine gireceklerdir. Okulların açılması anne babaları ilgilendirdiği kadar tabii ki esnafın da işlerine olumlu etkisi olduğu için bütün bir toplumu ilgilendiren önemli bir olaydır. Bu öneminin yanında minik kalplerde nasıl bir etki bıraktığı elbette bizi daha çok ilgilendirmelidir. Çünkü okulların açılması onlar için birçok sevinç, heyecan, endişe ve stresin de kaynağıdır. Her başlangıç yeni umutlar, sevgiler ve fırsatlar demektir. Bu nedenle çocuklarımızın okula başlangıçlarında onlara destek olarak okula uyum süreçlerini tamamlamalarına yardımcı olmak, onların başarıya ulaşmasında önemli bir katkısı olacaktır.

Başlıktaki soruya gelince ilkokul ve ortaokul yıllarında okulun açıldığı ilk haftalarda öğretmenlerin sınıfta öğrencilere sorduğu sorulardan biridir. Herkes tatilde ne yaptığını, nerelere gittiğini anlatsın ya da kompozisyon yazsın deyince öğretmen, herkes başlar dökülmeye… Ben de öğrencilik hayatımda bu durumlarda bir ikilem ve stres olur ne yazacağımı bilemezdim. Çünkü Anadolu’nun orta halli her ailesi gibi bizde şimdiki gibi tatil kültürü yoktu. Yani bir denize gidelim, sahile ya da köyde yakın akrabamız kalmadığı için gidip gezip kaldığımız yerler olmazdı. Ben de bu durumlarda bir şeyler uydurmaya, diğerlerinden duyduğum kurguya benzer ama farklılıkları olan geziler yazar ya da anlatırdım. Sene başlarındaki bu stres en az yazılılar ya da sözlüler kadar beni rahatsız ederdi.

Bunu neden anlatıyorum? Bazen karşıdaki çocuğun aile durumunu bilmeden “baban ne iş yapıyor?” diye sorup da babasının vefat ettiğini söyleyen çocukların üzülmesine neden olduğumuzu düşünüyorum. Aynı tatil olayında da “her çocuğun gitme imkanı olup olmadığını bilmeden sorduğumuz benzer sorular dezavantajlı çocukların üzülmesine ve ezilmesine neden olabilmekledir. Bazı çocuklar bu konuda rahat olabilirken bazıları için örseleyici olabilmektedir. Bu yüzden özellikle öğretmenlerimiz benzer sorular sorarken açık kapı bırakacak şekilde sorular sormalıdır. Örneğin; “tatile gidenler gezdiği yerleri gitmeyenler tatilde neler yaptıklarını anlatsın veya yazsın” şeklinde yönerge verebilir. Bu örneği benzer her durum için çoğaltabiliriz. Mesela daha tanımadığımız öğrencilere “baban ne iş yapıyor?” yerine “evde kaç kişi yaşıyorsunuz?” gibi açık uçlu sorular sorulabilir.

Şüphesiz bu konularda her zaman dikkatli ve kontrollü davranmak mümkün olamayabiliyor. Çünkü hayatın kendisi zaten her çocuğa bunları öğretiyor. Fakat henüz gelişim çağındaki çocuklar için bu konularda yetişkinlerin ve eğitimcilerin farkındalığının gelişmesinin de yararı olacaktır. Selam ve dua ile.

Facebook Yorumları

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık