Şüphesiz ki sevgi insanı insan yapan en temel duyguların başında gelir. Her birey yaşamı boyunca sevmek ve sevilmek duygusunu arzu eder. Yetişkin bireylerde bu durum oldukça önemli iken söz konusu çocuklar olduğunda sevginin tartışılmaz bir yeri ve önemi vardır.
Çocuk anne karnından başlayıp doğumla birlikte devam eden özellikle de 0-36 ayları aralığında sevgiyi anne sütü kadar arzular.
Sevgiyle büyüyen çocuklar ileriki yaşamlarında adaletli, merhametli ve duyarlı bireyler olarak karşımıza çıkarlar.
Sevginin insan hayatındaki yeri bu denli önemliyken eğitimde de sevgi dilinin olmazsa olmaz bir mihenk taşı olduğunu söyleyebiliriz. Sağlıklı ve verimli bir eğitim için çocuklara koşulsuz sevgi ile yaklaşıp onlar için bir rol model olmalıyız. Tabi ki sevginin içerisinde disiplin, disiplinin içerisinde de sevgi olmalıdır. Çocuklar kendilerine değer verilip koşulsuz sevildiklerinde hayata daha sağlam adımlarla basıp başarılı bireyler olurlar. Başta ebeveynler daha sonra da öğretmenlerin çocuklara sevgi dili ile yaklaşmaları gerekmektedir.
Eğitim hayatında tecrübeli insanlara düşünceleri sorulduğunda kendilerini seven bireylerin daha çok öğrendiklerini ifade etmektedirler.
Yani eğitimde başarının özü ‘sevgi dilidir’. Eğitimsiz sevgi, sevgisiz de eğitim olmaz.
Eğitimde sevginin önemini bir hikâye ile desteklemek istiyorum. Geçmişte bir sosyoloji profesörü görev yaptığı şehirde kenar mahallede ilkokul öğrencilerinin başarı durumlarını araştırmak ister ve bu iş için öğrencilerini görevlendirir.
Araştırma ve incelemeleri tamamlandığında durumun hiç iç açıcı olmadığını, bu çocukların gelecekte başarısız ve mutsuz bireyler olacakları kanısına varılır. 20 yıl sonra başka bir profesör bu araştırmayı bulur ve bugünkü sonucu merak eder. Yapılan uzun bir çalışmadan sonra o öğrencilerin birçoğuna ulaşılır ve araştırmanın tam tersine bu çocukların çok başarılı iş adamları, bürokrat, akademisyen gibi saygın bireyler oldukları görülür. Bunun sebepleri düşünülürken bu öğrencileri okutan ilkokul öğretmenlerine ulaşılır ve kendisine; “ne yaptınız da bu çocuklar bu şekilde başarılı insanlar oldu? “ sorusu yöneltilir.
Öğretmen gülümseyerek; “ ben onları koşulsuz sevdim” cevabını verir.
Bu araştırma da eğitimde sevginin önemini bize apaçık bir şekilde göstermektedir.
Bu sebeplerden dolayı öğretmenlerimizin her şeyden önce karşılıksız bir şekilde sevgi dilini kullanmalarını ve bu dili onlara hissettirmeleri gerekir. Temeli sevgiyle yoğrulan hiçbir iş başarısızlıkla sonuçlanmaz.
Biz de eğitimciler olarak sevgi dilini eğitimin her aşamasına yansıttığımız zaman başarılı, mutlu ve dünya barışına katkı sağlayan bireyler yetiştirebiliriz.
Sevgiyle kalın…