Değişen ve gelişen dünyada birey, davranışlarındaki değişikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, öz güven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek ancak eğitimle mümkün olmaktadır.
Bireyin bilgiye odaklı bir yaşamı öğrenme, analitik düşünme, sentez yapabilme, sorunları çözme ve etkili iletişim kurma gibi becerilere sahip olması beklenmektedir. Hızla çoğalan bilgi karşısında, her şeyi bilmek yerine, hangi bilgiyi nereden ve nasıl sağlayacağını bilen, seçici davranan, yani öğrenmeyi öğrenen insana gereksinim duyulacaktır (Numanoğlu, 1999: 333).
Her dönemde eğitim sistemi, okul yoluyla toplumun kültür mirasının aktarılması, çocuğun toplumsallaşması, topluma birlik ve dayanışma ruhu verme, yenilikçi ve değişmeyi sağlayıcı eleman yetiştirme gibi işlevleri yerine getirmiştir. Bunu başarabilmek için eğitimin kendisini yeniliğe taşıması, okulun da bu süreçte düzenleyici ve uyumlayıcı bir kurum olması gerekmektedir(Tezcan, 1992).
İnsanoğlunun gelişmesinde ve ilerlemesinde şüphesiz en büyük katkılardan birisi okuma faaliyetleridir. Okumanın gelişigüzel yapılacak bir eylem olması değil; bunun tam aksine düzenli olarak yapılan ve alışkanlık haline getirilen bir eylem olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra iyi bir okuyucunun niçin okuyacağını, ne okuyacağını, nasıl okuyacağını bilmesi ve okuma eylemi sırasında tam bir yoğunlaşmayla okuduğu metni kavramaya ve ondan sonuç çıkarmaya çalışması da gerekmektedir. Okuma kavramı da değişimin ana ögelerinden biri olduğu için öğrenciler başta olmak üzere toplumun her kesiminde okuma düzeyi ve okuma kültürü önemini korumuştur.
Türkiye okuma-yazma öğretiminde başarılı bir ülke olmasına karşılık okuma alışkanlığı karnesi çok zayıf bir ülkedir. Okuma alışkanlığı sorununun temel nedeninin eğitim sistemimiz olduğu ise, hemen herkesin ortak kabulüdür (Çocuk Vakfı, 2009). Bu nedenle, öğrencilerin okuma düzeylerinin, okuma düzeylerine etki eden etmenlerin belirlenerek elde edilecek veriler sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuzluklara yönelik kalıcı önlemlerin alınması gerekmektedir.
Türkiye eğitim sisteminde okuma sorunu, eğitimimizdeki temel sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Okumamayı sorun olmaktan çıkarıp alışkanlık haline getirmek öncelikli bir şart olup bu soruna çözüm için çeşitli projeler ve uygulamalar ivedilikle sonuç getirir olmalıdır.
KAYNAKÇA
- Çocuk Vakfı, (2009). 100 Temel Eser Raporu, Çocuk ve İlk Gençlik Edebiyatı Araştırmalar Merkezi, İstanbul.
- Numanoğlu, G. (1999). Bilgi Toplumu-Eğitim-Yeni Kimlikler-II: Bilgi Toplumu ve Eğitimde Yeni Kimlikler, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt:32, (1-2), 341-350, Ankara.
- Tezcan, M. (1992). Eğitim Sosyolojisi, (8. Baskı). Ankara.