“Sakatlığa kendim sebep oldum. İlk maç sonrası sinirime hakim olamadım. Çok duygusaldım. Deplasmandaki ilk maçın bizim için önemi büyüktü. Kazansak bize yapacağı katkı büyüktü. Oynadığımız oyun, maç boyu çalınan düdükler… Maçın elimizden alındığını hissettim, böyle bir fırsat bir daha gelmezdi, Warriors‘a karşı deplasmanda ilk maçı kazanmak önemliydi. Duygularımın beni yenmesine izin verdim ve son üç maçı kırık bir elle oynadım. Durum böyleydi.”
NBA Finalleri’nde şampiyonluğu Warriors’a kaptıran Cavaliers’ta yıldız oyuncu Le Bron James’in maç sonrası yaptığı basın açıklamasının özetiydi.
Yıllık 35,6 milyon dolar kazanan yıldız 30 Aralık 1984’te Ohio eyaletine bağlı Akron kentinde doğdu. İlk bakıldığında genç bir anne onu istemeyen ve hiç bir zaman yayında olmayan biyolojik bir baba. Henüz 16 yaşındaki Gloria James Le Bron’un annesiydi. Anthony McClelland ise hiçbir zaman yanlarında olmayacak biyolojik babası.
James tüm bu olumsuzlukları fırsata nasıl çevirdiğini 2014’te instagram hesabından yaptığı açıklamada sevenleri ile paylaşmıştı. “Seni tanımıyorum, kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok ama bugün olduğum kişi haline gelmemde bunun payı büyük. Senin ortalıkta olmamanı hep bir motivasyon olarak kullandım” dedi. Her zaman iyi koşullar değildi motivasyon unsuru bazen kötülüklerden hatta zor koşullardan çıkan başarı hikayeleri çok daha yaşamda karşımıza çıkmaktaydı.
Çocukluğu çok zor koşullarda geçti, annesinin düzenli bir işi yoktu bu nedenle kirayı düzenli ödemekte zorlanıyorlar uzun süreli bir yerde kalamıyorlardı. Çocukluğunun büyük bir kısmı taşınmakla geçti. James, büyüdükçe spora olan yeteneği ve fiziğiyle öne çıkmaya başladı. Yakın arkadaşlarıyla birlikte eyalet çapında edindikleri şöhret onları çoğunlukla beyazların okuduğu, özel bir Katolik lisesi olan St. Vincent–St. Mary Lisesi’ne kazandırdı. 4 siyah çocuğun okula gelmesi ilk başlarda hoş karşılanmadı. 2002’de yani lisedeki 3. yılında Sports Illustrated’a “Seçilmiş kişi” başlığıyla kapak olması bir dönüm noktasıydı. Lisedeki son yılında maçları ulusal kanallar tarafından yayınlanan, NBA efsanelerinin salona gelip maçlarını izlediği, yorumladığı bir figür haline gelen James, üniversite okumadan drafta katılmaya karar verdi. 2003 draftında 1. sıradan Cleveland Cavaliers tarafından seçildi. James bu dönemde kendisinden çok şeyler beklenen, Nike’la 90 milyon dolarlık sözleşme imzalamış bir oyuncuydu. “Kral James”, “Seçilmiş kişi” gibi lakapları vardı, “Yeni Michael Jordan” olduğundan söz ediliyordu. Pek çok NBA yıldızından daha meşhurdu ancak henüz gerçek anlamda başardığı bir şey yoktu. Büyük baskı altında olsa da NBA’e iyi bir giriş yaptı. İlk maçında Sacramento Kings’e karşı 20’de 12 saha içi isabetiyle 25 sayı 9 asist 6 ribaunt ve 4 top çalmayla oynadı. James, çaylak sezonunu 20.9 sayı 5.5 ribaunt 5.9 asist 1.6 top çalma ortalamalarıyla tamamladı ve “Yılın çaylağı” seçildi. Kimileri ödülü Carmelo Anthony’nin hak ettiğini öne sürdü. İşin gerçeği 2003/04 Anthony’nin, aynı zamanda yakın arkadaşı olan James’e oyun seviyesi olarak yaklaşabildiği son seneydi. LeBron James, ikinci sezonunda büyük bir aşama kaydederek 27.1 sayı 7.4 ribaunt 7.2 asist, 2.2 top çalma ortalamaları tutturdu. Şutunu geliştirdi, şut tercihlerini çok daha akıllı yapmaya başladı. Cleveland, yavaş tempoda basketbol oynayan bir takım olmasına rağmen James, Grant Hill’den sonra her maçında triple-double’ı zorlayan bir çoklu tehdit olarak sahneye çıktı. James, ilk kez bu yıl All-Star oldu ve NBA’in en iyi ikinci beşine seçildi. Süperstar statüsüne yükselen James, 21 yaşında 31.4 sayı 7 ribaunt 6.6 asist ortalamaları tutturdu. Cleveland’ı Play-Off’lara taşıdı, en iyi beşe seçildi, All-Star MVP’si oldu. 2005/06 sezonundaki ilk Play-Off performansını Washington Wizards karşısında verdi. James bir kez daha kendinden şüphe edenleri yanıltarak ilk Play-Off maçında 32 sayı 11 ribaunt 11 asistle triple-double yaptı. Seyircilerin, Nike’ın dağıttığı “Witness(Tanık)” tişörtleri eşliğinde izlediği müsabakada takımı maçı 97-86, seriyi ise 4-2 kazandı. Cavs ikinci turda Detroit Pistons’a elendi. James’in 4. sezonunda istatistiklerinin 27.3 sayı 6.7 ribaunt 6 asiste gerilemesi “Yeterince çaba sarf etmiyor” eleştirilerine neden oldu. Bu rakamlar başka herhangi bir süperstar için tarihi bir sezon anlamına gelse de onun için yeterli değildi. James eleştirilere Play-Off’ta yanıt verdi. İlk turda Washington’ı süpürdü. İkinci turda Vince Carter, Jason Kidd ve Richard Jefferson’lı New Jersey’i 4-2’yle geçti. Doğu finalinde ise Detroit Pistons’ı 2-0 geriden gelerek 4-2 yenen takımı sürükledi. Serinin 5. maçında takımının attığı son 30 sayının 29’una imza attığı 48 sayılık performansı NBA tarihine geçti. LeBron James, ilk finaline 22 yaşında San Antonio Spurs karşısında çıktı. 2007 finalinde Spurs’un müthiş savunması onun zaaflarını ve halen çok ham bir oyuncu olduğunu ortaya koydu. Spurs, Cavs’i 4-0’la süpürdü.Tim Duncan’dan aldığı öğütlerle yeni sezona çok daha ciddi bir şekilde hazırlanan James, 2007/08 sezonunu 30 sayı ortalamasıyla sayı kralı olarak tamamladı. 7.9 ribaunt 7.2 asistlik rakamlarla süslediği istatistikleri göz alıcı olsa da Cavs takımı James’in hedefleri için çok zayıftı. Boston Celtics, Paul Pierce, Kevin Garnett ve Ray Allen’lı büyük üçlüsüyle onu Play-Off’tan eledi. 2008/09’da James, ilk normal sezon MVP’si ödülünü kazanırken Play-Off’ta da Detroit ve Atlanta’yı süpürdü. Durdurulamayan bir seviyeye çıkan James ve Cavs’in Orlando Magic’i de geçerek finalde Los Angeles Lakers ve Kobe Bryant’ın karşısına dikilmesi bekleniyordu. Ancak James’in tarihi performanslarına rağmen Dwight Howard ve Hidayet Türkoğlu’nun sürüklediği Orlando Magic, Cavs’i 4-2’yle geçti. Cleveland’ın James’in hedefleri için yetersiz kaldığı artık daha güçlü bir şekilde dillendirilmeye başlandı. 2009/10’da James nihayet yüzde 50 saha içi isabet oranını geçerek 29.7 sayı 7.3 ribaunt 8.6 asist ortalamaları tutturdu. Yeniden MVP ödülünü alsa da Play-Off’ta bu kez Boston Celtics’e boyun eğdi. James’in özellikle 5. maçtaki performansı çok eleştirilirken bazıları sözleşmesinin son yılını yaşadığına dikkat çekti ve takımdan ümidini kestiği yorumlarında bulundu. LeBron James tarihe “Karar” olarak geçen ve televizyonlardan yayınlanan “ruhsuz” bir şovla Cleveland’dan ayrılarak Miami Heat’le sözleşme imzaladı. James’in bu tavrı 46 yıldır şampiyonluğa hasret olan Cleveland’lıları çok kızdırdı, formaları yakıldı. Miami Heat’te yakın arkadaşı Dwyane Wade ve Chris Bosh’la bir araya gelen James, “7 şampiyonluk” sözü verse de ilk NBA finalinde Dallas Mavericks karşısında hayal kırıklığı yarattı. James’in finalde bu kadar kötü bir performans sergilemesi onun hiç şampiyonluk kazanamayacağını iddia eden aleyhtarlarını güçlendirdi. James, Mavericks’e karşı yaşanan moral bozukluğundan 2012’de normal sezon MVP’si ödülünü yeniden kazandığı bir formla döndü. Bu kez NBA finalinde genç Kevin Durant, Russell Westbrook ve James Harden’ın takımı Oklahoma City Thunder’la oynadı ve ilk şampiyonluğuna ulaştı. Finaller MVP’si ödülü de James’in oldu. 2013 James’in normal sezon MVP’si ödülünü son 5 yılda 4. kez kazandığı yıldı. Saha içi isabet yüzdesini artıran James, bu alanda bir dış oyuncu için görülmemiş bir rakamı yakaladı. Finalde ise San Antonio Spurs’e karşı Ray Allen’ın mucizevi üçlüğüyle geri dönerek şampiyon olmayı başardılar. James bir kez daha Finaller MVP’si oldu. James’in Miami Heat’teki dördüncü sezonu takım içerisindeki tartışmaların büyüdüğü bir yıl oldu. Özellikle Spurs’e karşı oynanan final serisinde takım arkadaşlarının James’e yeterince yardımcı olamadığı konuşuldu. Heat, üst üste 3. şampiyonluk şansını tepti. LeBron James’in Cleveland Cavaliers’a geri dönmesi kariyerinde önemli bir dönüm noktasıydı. Kyrie Irving ve Kevin Love’la “Büyük üçlü” oluşturan James, takımını NBA finaline taşıdı. Ancak Irving ve Love’ın sakatlandığı final serisinde Golden State Warriors, şampiyonluğa ulaştı. James’in 35.8 sayı, 13.3 ribaunt, 8.8 asistlik performansı tüm zamanlar final tarihine geçen rakamlar oldu.Golden State Warriors rüzgarının NBA’i fethettiği 2015/16 sezonunda LeBron James, muhteşem Play-Off performansını finalde taçlandırdı. Warriors’a karşı 3-1 geri düşen takımın NBA finalleri tarihinde bir ilke imza atarak geri dönmesi ve şampiyonluğa ulaşmasında başrolü oynayan James, Cleveland’ın 52 yıllık şampiyonluk hasretine son vererek belki de kariyerinin en önemli başarısına imza attı. James, final serisini 29.7 sayı, 11.3 ribaunt, 8.9 asist, 2.3 blok, 2.6 top çalma ortalamalarıyla tamamladı. Cleveland Cavaliers, 2016/17’de bir kez daha NBA finalinde Golden State Warriors’la karşılaştı. 7. kez üst üste NBA finaline yükselen James ve arkadaşları Kevin Durant’in de katılımıyla tarihi bir kadro oluşturan rakibine direnemedi. Cavs, Warriors’a yenilerek şampiyon olamasa da 33.6 sayı, 12 ribaunt, 10 asist ortalamalarıyla tarihte NBA finalini triple-double ortalamasıyla tamamlayan ilk isim oldu. Kariyerinde 1096 normal sezon maçında oynayan James, sadece bir karşılaşmaya yedekte çıktı. James’in 2007’deki Indiana Pacers maçına yedek çıkmasının nedeni ise hayli ilginç. Sakatlık sebebiyle 5 maç kaçıran James’in sahalara döneceği müsabaka, yaz döneminde takımla uzun süre kontrat imzalamayan Anderson Vareajo’nun ilk maçıyla aynı karşılaşmaya denk geldi. James, Varejao’nun oyuna kendisiyle birlikte dahil olmasının taraftardan gelebilecek olumsuz tepkileri önleyeceğini düşündüğü için bu kararın alındığını açıkladı. Kariyerinde hiç ciddi sakatlık yaşamayan James, kendine çok iyi bakan bir oyuncu olarak biliniyor.
Şimdi tekrar başa dönerek bu bilgiler ışığında giriş paragrafımızı yeniden okumak ister misiniz?
“Sakatlığa kendim sebep oldum. İlk maç sonrası sinirime hakim olamadım. Çok duygusaldım. Deplasmandaki ilk maçın bizim için önemi büyüktü. Kazansak bize yapacağı katkı büyüktü. Oynadığımız oyun, maç boyu çalınan düdükler… Maçın elimizden alındığını hissettim, böyle bir fırsat bir daha gelmezdi, Warriors‘a karşı deplasmanda ilk maçı kazanmak önemliydi. Duygularımın beni yenmesine izin verdim ve son üç maçı kırık bir elle oynadım. Durum böyleydi.”
Olumsuz koşullarda başarılı olmak iyi koşullarda gelecek başarıdan her zaman önde olacak gibi. Fakat her ne kadar yeteneklerinizle seçilmiş de olsanız anlık bir öfke sakat bir bilekle oynamanıza neden olabilir, işte bugün hissemize düşen soru da bu, bu güne kadar yaşam yolculuğumuzda önümüze çıkan oyunların kaçında sakat bir bilekle oynamak zorunda kaldınız?
Adına yapılmış bir animasyon film varmış diye okudum bir gün bir yerlerde,belki yanılıyorumdur,böylesi iyi bir oyuncu,yılın çaylağı olduğu dönemlerden buraya kadar geldi,helal olsun Le Bron’a.Güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler.