Cumhurbaşkanı Erdoğan, ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Veri üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekâya kadar her alanda kendi ayaklarımızın üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Şayet biz bunu beceremezsek zorunlu olarak ipin ucu başka birilerinin eline geçecektir. Nasıl topraklarımıza hükmetmeden bağımsız olamazsak teknolojiye hâkim olmadan da bağımsızlığımızı sürdüremeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada, bir ihtisas teknoparkı olan merkezin Türkiye’ye kazandırılmasını sağlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ODTÜ yönetimini tebrik etti.
Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için, bu tarz merkezlerin olmasını ve çoğalmasını önemsediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanımızın zekâsını ve pratikliğini bilimsel ve teknolojik disiplinle fikre, araştırma-geliştirmeye, ürüne, üretime dönüştürdüğünde Türkiye’nin herkesi şaşırtacak bir hızla yükselişe geçeceğine inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi açılış töreninde konuşuyor https://t.co/crpqhwdYQ1
— T.C. Cumhurbaşkanlığı (@tcbestepe) February 6, 2019
“İNSANLIK TARİHİNİN EN ESKİ EĞİTİM KURUMLARINA EV SAHİPLİĞİ YAPMIŞ BİR COĞRAFYADA YAŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ODTÜ’nün kuruluş hikâyesinin Türkiye’de bilimin ve teknolojinin serencamını göstermesi bakımından çarpıcı bir örnek olduğunu vurgu yaparak kendi alanının en büyük kurumlarından biri olan ODTÜ’nün başarılarıyla adından söz ettirdiğini, ideolojik kavgaların yaşandığı dönemden etkilenmesine rağmen ODTÜ’nün, bilim ve teknoloji alanındaki marka değerini korumayı ve geliştirmeyi hep bildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ODTÜ’yü hep başarılarıyla, yetiştirdiği kaliteli öğrencileriyle, sahip olduğu yüksek standartlı öğretim kadrosuyla ve altına imza attığı bilim-teknoloji faaliyetleriyle değerlendirdiklerine dikkat çekti.
Türkiye’nin insanlık tarihinin en eski eğitim kurumlarına ev sahipliği yapmış bir coğrafyada bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir mirasa sahip olmaktan şeref duyduğunu, bu mirasa layık olmanın sorumluluğunu da üstlendiklerini, tarih boyunca değişen şartlara, ihtiyaçlara, taleplere göre sürekli yenilenen, gelişen Türk yükseköğretiminin Cumhuriyet döneminde de bu değişimini sürdürdüğünü vurguladı.
Üniversiteleri küresel yarışta en büyük güç kaynağı olarak gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilimin ahlaki değerlere yaslandığı nispette insana ve topluma hizmet edeceğini ancak bilimin kendisinin ticari meta hâline gelmesine izin verilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
“BEŞERİ SERMAYEMİZ, BİZİM EN BÜYÜK GÜCÜMÜZDÜR”
“Biz, mirasçısı olduğumuz medeniyetlerin bilime katkılarını devam ettirmekle görevliyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla yükseköğretimde çok büyük atılımlar gerçekleştirdiklerini, üniversite sayısını 76’dan 206’ya, üniversite öğretim elemanı sayısını 76 binden 162 bine, öğrenci sayısını 1,6 milyondan 8 milyona, yabancı öğrenci sayısını 15 binden 143 bine çıkartarak Türkiye’nin bu alanlardaki niceliksel tüm tıkanıklıklarını aştıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde niteliğe, kaliteye yoğunlaşmak gerektiğinin altını çizerek, “Beşeri sermayemiz, bizim en büyük gücümüzdür. Bunun için de yükseköğretim sistemimizi, kurumlarıyla ve yönetimiyle çok daha ileriye taşımamız şarttır” dedi.
Türkiye’nin hâlihazırda çok ideal bir yükseköğrenim sistemine sahip olmadığı eleştirisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanda daha kapsamlı ve büyük adımlar atmakta kararlı olduklarını, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin diğer hususlar gibi yükseköğretim alanındaki reformlar için de bize büyük imkânlar sağladığını belirtti.
“TÜRKİYE’Yİ YÜKSEKÖĞRENİMDE PARMAKLA GÖSTERİLEN ÜLKELER ARASINA SOKACAĞIZ”
Araştırma üniversitelerinden misyon farklılaşmasına ve kalite kuruluna kadar yapılan tüm çalışmaları yakından izlediğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Özellikle tıp, mühendislik ve hukuk gibi temel alanlarda eğitim kalitesinin yükseltilmesine yönelik reformlara olan ihtiyacımız çok daha acildir. Vakıf üniversitelerimizin, kendilerine sağlanan onca ayrıcalığa rağmen, kimi istisnalar hariç, eğitimde kalitenin yükseltilmesi beklentilerimize yeteri kadar katkıda bulunamadıklarını görüyoruz. Hatta bazı vakıf üniversitelerimizin, vakıf mantığıyla asla uyuşmayacak şekilde, sadece kazanç odaklı faaliyet gösterdiklerini de üzüntüyle müşahede ediyoruz. Bu meselenin üzerinde de hassasiyetle durulması gerekiyor. Ayrıca, denklik konusunun da, yine bu kalite anlayışı çerçevesinde geliştirilecek objektif kriterlere bağlanarak hızla çözülmesine ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. İnşallah tüm bu meseleleri önümüzdeki dönemde hâl yoluna koyacak, Türkiye’yi yükseköğrenimde parmakla gösterilen ülkeler arasına sokacağız.”
“TEKNOLOJİYİ SADECE KULLANAN DEĞİL TASARLAYAN, ÜRETEN BİR ÜLKE KONUMUNA GELMELİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada artık bağımsızlığın ölçüleri olan toprak, bayrak, millî para gibi kriterlere yenilerinin eklendiği bir döneme girildiğine vurgu yaparak bunların başında da teknolojik bağımsızlığın geldiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Veri üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekâya kadar her alanda kendi ayaklarımızın üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Şayet biz bunu beceremezsek zorunlu olarak ipin ucu başka birilerinin eline geçecektir. Nasıl topraklarımıza hükmetmeden bağımsız olamazsak teknolojiye hâkim olmadan da bağımsızlığımızı sürdüremeyiz. Üstelik bizim, kendimizle birlikte, kalbini ve umudunu bize yöneltmiş tüm dostlarımıza, kardeşlerimize karşı da sorumluluklarımız var. Teknolojik bağımsızlığımız, işte bu sebeple de çok önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Bilgi temelli kalkınmanın temel şartının; kendi değerlerini özümsemiş ve bununla birlikte bilim ve teknolojinin, künhüne vakıf bir nesil yetiştirmek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke konumuna gelmeden hedeflere ulaşılamayacağını, teknolojiden daha hızlı hareket etmek için çalışmak gerektiği sözlerine yer verdi.
“ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİNİ ÇOK DAHA İLERİ SEVİYELERE TAŞIMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm hazırlıkların dijital bir dünya için yapılması gerektiği uyarısında bulunarak, bilgiye erişimi sınırlandırmanın değil, tam tersine çeşitlendirmenin ve bilinçli kullanımının yollarını arayacaklarını bunda da üniversitelere ve akademisyenlere büyük görevler düştüğünü anlattı.
Küresel rekabette öne geçebilmek için üniversitelerin de en etkin şekilde kullanılması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın yapay zekâ çalışmalarında yeni bir teknoloji seviyesine doğru gittiğini, Almanya’da buna “Endüstri 4.0”, Japonya’da “Toplum 5.0”, ABD’de “Yaşam 3.0 – 4’ncü Devrim – Birey 4.0” gibi adlar verildiğini Türkiye’de ise “Millî Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye” diyerek bu süreçte yer aldıklarını söyledi.
Üniversite-sanayi iş birliğini çok daha ileri seviyelere taşımak gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda Çin Halk Cumhuriyeti’nin çok başarılı olduğunu, orada üniversite öğrencilerinin yarı zamanlı olarak fabrikalarda çalıştığını, böylelikle teori ile pratiği bir arada tecrübe ettiklerini, Türkiye’de de bu modelin başarılabileceğini kaydetti.
“TÜRKİYE, ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİNİN ÖZERKLİĞİ BAKIMINDAN DÜNYADA İYİ BİR YERDE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üniversitelerle sanayiyi yenilikçi fikirlerin ürüne dönüştürülmesi ortak gayesi etrafında buluşturan teknoparkların desteklenmesi, bu bakımdan çok önemlidir. ODTÜ şu anda bu adamı atmış durumda. Bir an önce bunun neticesini de bu Teknopark’tan almamız lazım” şeklinde konuştu.
Teknoparkların kuruluş amaçlarının dışına çıkmaması için de buralarda faaliyet gösterecek firmaların hassasiyetle belirlenmesi gerektiği üzerinde duran Cumhurbaşkanı Erdoğan, alanında kendisini ispat etmiş teknoloji firmalarıyla hedeflere yürünürken, diğer firmalara da farklı imkânlar sağlanabileceğini belirtti.
Doktora programlarına ağırlık verilmesi ve araştırma programlarının koordinasyonu, etkinliği, verimliliği için kurumlar arasında sıkı bir iş birliğine gitmek gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüldüğü gibi, üniversitelerimizle birlikte daha yapacak çok işimiz bulunuyor. Türkiye, üniversite yönetimlerinin özerkliği ve kendilerine tahsis edilen kaynaklar bakımından dünyada gerçekten iyi bir yerdedir” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE’Yİ HEP BİRLİKTE HEDEFLERİNE ULAŞTIRACAĞIZ”
Türkiye’nin her ilinde üniversite bulunduğunu, artık üniversitelerin öğrencinin ayağına gittiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendini bilime ve teknolojinin gelişmesine adamış yönetimler elinde üniversitelerin yakın gelecekte arzu edilen kaliteye ulaşacağına olan inancını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daima yanınızda bulunacağımdan asla şüpheniz olmasın. Türkiye’yi hep birlikte hedeflerine ulaştıracağız. Bu sadece benimle olacak bir iş değil. Ben siyaset olarak, ülkemin başındaki bir yönetici olarak varım. Sizler ise ilim ve irfanın temsilcileri olarak varsınız. Eğer bizler bütünleşirsek o zaman gerçekten milliyetperver, vatansever bir nesil yetiştirir ve ülkemizi uçururuz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda, ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi’nin hayırlı olması temennilerini yineleyerek merkezde çalışacaklara başarılar diledi.