Nesillerin geleceği, insanlığın ve barışın umudu, başarısızlıkların dışa vurumu belki biraz da mahalle baskısı sonucu dünyaya getirdiğimiz çocuklar, çocuklarımız. Türlü türlü kendimize has sebeplerimiz var bir cana can verebilme hevesimizin. Pek çoğu da yine bizi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek durumların masaya yatırılması sonucu verilmiş bir dizi karar. Bazen de hesapta olmayan sürprizlerle dolu bir macera kim bilir. Planlı ya da plansız nefes almasına, vücut bulmasına aracı olduğumuz evlatlarımızın geleceği için yapamayacağımız şey yok elbet.
Onlar için her şeyin en iyisini en güzelini istiyoruz velhasıl hep “en” olsunlar gayesindeyiz. Bu çabanın gerisinde yatan EGO’ların tatmin savaşı ise azımsanmayacak ölçüde. “Ben yapamadım çocuğum yapsın”cılardan tutun da “aman öğretmenim sanatçı olmasın aç kalır” cılara kadar çeşitlendirmek mümkün bu çaba yelpazesini. Kendini bilen, kendini olduğu gibi kabul eden ve birey olmanın kıymetini bilenler ise çocuklarına proje taslağı muamelesi yapmaktan öte gidebilen ebeveynler. Başarısızlıklarının hıncını diğer çocuklarla yarıştırdıkları evlatlarının üzerinden almaya çalışmayan, onları dikte etmeyip yön gösteren, karar almanın inceliğini belleten, yeteneklerini görmezden gelmeyen sevgili ve saygı değer anne babalar iyi ki varsınız!
Eksikliklerimizi kapatacak yamalar, çirkinliklerimizi örtecek maskeler değil onlar aksine bizim aynalarımız. Bizler nasılsak onlar da öyle. Kabul etsek de etmesek de biz sosyal medyada oyalanıp günlerimizi heba ederken çocuklarımızın ellerinden kitap düşürmemelerini bekleyemeyiz. Televizyon ekranlarına kitlenip onların okul sorumluluklarını tas tamam yerine getirmeleri konusunda zorlayamayız. Şiddet gösterip ses yükseltip bize karşı saygı dileyemeyiz. Çünkü nasıl ekersen o tohumları öyle filiz verir, ne söylenirse değil ne görürse onu model alır, hayattaki yol göstericileri, örnekleri olan büyükleri ne yapıyorsa onu doğru bilir ve hayatta kalmak adına ebeveyn hangi yoldaysa çaresiz düşer peşine evlat.
Asıl sorumluluğu dünyaya getirdikten sonra başlayacak ve ömür boyu sürecek olan bir serüvene hazır değilsek, fedakarlığımızın sınırlarını zorlamayacaksak, bencilliğimizin kalıplarında sıkışıp kalacaksak bir kere daha düşünmekte fayda vardır elbet…