Bir Konu ve Üç Araştırma
0

Herhangi bir konuda yazılan yazının ilgi çekmesi ve beğenilip kabul görmesi için yazarının konusunda uzman, çalışmanın dayandırıldığı kaynakların yeterli ve güncel olması etkili olmaktadır. Kaynak olarak literatür taranarak ulaşılan bilgilerin günümüz dijital imkanlar düşünüldüğünde güncelliği ve geçerliliğinin tartışmaya açılmasını mümkün kılmaktadır. Güncel bilgi toplamak için ise başvurulan yöntemlerin başında çoğunlukla anket uygulanması gelmektedir. Yazarın çalışmasında ihtiyaç duyduğu bilgileri doğrudan muhataplarına yüzyüze-telefonla-telekonferansla sorular sorarak mülakat ya da hazırlanmış soruları kâğıt veya elektronik ortamda cevaplanması şeklinde anket uygulayarak toplaması değerlendirmesi mümkündür.

Anketin varsayımlarının/hipotezlerinin ve amacının, hedef kitlenin ve içinden yeterli sayıda örneklemin, yöntemin, daha önce uygulanmış örneğin, soru sayısı, türünün ve kapsayıcılığının, verilerin analiz yöntemi ve raporunun yazılması ciddi bir tecrübe ve emek gerektirir. Pilot olarak deneme uygulaması, etik kuralların açıklanması, sorularının algı oluşturmadan ve yönlendirici olmadan tarafsız hazırlanmış olduğundan emin olunmalıdır.

Konu dışı gereksiz soruların sorulmaması, doğru anlaşılabilir olması, gönüllülük esasıyla uygulanması, katılımcıların kendilerini rahat ifade etmesi için kişisel bilgilerin istenmemesi, kendi içinde uyumlu ve doğru sıralanmış olması, olası cevap seçeneklerinin çoğunu kapsaması, yorum gerektiren soruların seçenek yerine serbest yazıma izin vermesi, çok uzun ve kısa olmaması toplanacak verilerin sağlıklı olmasını artıracaktır. Öte yandan anketlerin geri dönüş oranı ve verilen cevapların eksiksiz kabul edilebilir şartlarda gerçeklemesi de önemlidir.
Mesleki ve teknik eğitim konusunda dikkat çekmek ve daha iyi yapılmasına destek olmak için yazmaya çalıştığım yazılarımda, zaman zaman ben de yerine kendimi koyarak düşünmeye çalıştığım gençlerimizi, öğretmenleri, yöneticileri ve sektör temsilcilerinin neler düşündüğünü merak ederim. Bunun için her yıl olmasa bile iki yılda bir anket uygulamaya ve konuyu muhataplarından öğrenmeye çalışırım.

İlk araştırmam; İstanbul ili dokuz ilçesinde Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde görev yapan 68 okul müdürü ve müdür yardımcısı, 211 atölye ve meslek dersi öğretmeni, 168 öğrenci, 120 işletme yetkilisi ve 163 veliden oluşturulan 730 kişiyle, 25 soruluk % 97 gibi yüksek geri dönüş oranıyla Mayıs-2018’de gerçekleştirilmiştir. Çalışmamın sonunda Meslek Lisesi öğrencileri sektörde işbaşında uygulama ağırlıklı mesleki eğitim verilmesiyle okulların amaçlarına ulaşılabilmesi ve paydaşların memnuniyeti arasında pozitif bir ilişki vardır.” Hipotezinin gerçekleştiği belirlenmiştir.

% 51 oranında “katılıyorum”, % 18,1 oranında “kısmen katılıyorum” cevabı vererek modelin alt yapısını oluşturan sorulara yaklaşık % 70’e yakın destek verdikleri görülmektedir. Bunun yanında % 16,2 “katılmıyorum” ve % 5,58 “kısmen katılmıyorum” diyerek yaklaşık % 22’si modele karşı çıktıkları anlaşılmaktadır. Kararsızım seçeneğini işaretleyen katılımcıların oranı % 9,46 olarak gerçekleşmiştir.

Anket sonucunda ulaşılan bilgilerden özetle;
 Meslek liselerine yerleşen öğrenciler özellikle lise birinci sınıfta genel kültür derslerinin tümünden istediklerini seçebilmelidir.
 Öğrencilerin geleceğin mutlu ve sosyal bireyleri olabilmesi için yaşam etkinlikleri günü adıyla dört yıl boyunca haftanın bir günü tamamen sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere ayrılmalıdır.
 Mesleki tanıtım rehberlik ve yönlendirme faaliyetleri zorunlu ve etkin bir şekilde 8. Sınıfta düzeyinde çok yönlü yaparak-yaşayarak-gözlemle yapılmalıdır.
 Meslek derslerinin müfredatları sektör tarafından günün koşullarına uygun olarak sürekli güncelleme açık tutulmalıdır.
 İşletmede işbaşında uygulamalı mesleki eğitim 10. Sınıftan itibaren artan gün sayısıyla ağırlıkla işyerlerinde gerçekleştirilmelidir.
 Mesleki ve teknik Anadolu liselerinin yönetimi diğer okullardan farklı olarak sektörün ağırlıklı olarak temsil edildiği ve söz sahibi olduğu yönetim kurulları tarafından okul müdürüyle birlikte idare edilmelidir. (şu anda proje/protokol okullarında gerçekleşti.)
 Her öğretim yılı sonunda okulda ve işletmelerde kariyer günleri düzenleyerek mezunlarla sektörün buluşması, fuar ve teknik gezilerin yapılması temin edilmelidir.
 Atölye ve meslek dersi öğretmenleri de hem mesleğe ilk başladığı aday memurluğu döneminde aralıksız mesleğindeki sektörel firmalarda aralıksız en az bir dönem oryantasyona katılacak sonrasında yine haftanın bir tam gününü her hafta farklı bir grup öğrencileriyle birlikte sektörde geçirmelidir.
 Öğretmen, müdür yardımcısı ve okul müdürü belirlenen performans kriterlerine göre ücretlendirilmelidir.
 Tüm işletmelerin staja öğrenci kabulü zorunlu uygulanmalıdır.
 Tüm öğrencilere burs verilmeli, ücretsiz ulaşım ve yemek imkanı, mezun olmadan iş sözleşmesi yapması sağlanmalı, alanında işe yerleşenler teşvik primi almalıdır.

Zevkli bir öğrenim süreci, işbaşında meslek öğrenmek, üç yıl boyunca cep harçlığı, sigorta ve emeklilik primi ödenmesi, askerlikte indirim, mezuniyetinde iş imkânı bulan gençlerin ve sektörün memnuniyeti toplumdaki meslek lisesi algısını olumlu yönde pekiştirecektir.

İkinci araştırmam; “İstanbul İli Bakırköy İlçesi Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde ve Bahçelievler İMMİB Erkan Avcı MTAL olmak üzere toplam 7 (yedi) okulun 9. ve 10. sınıf öğrencilerden oluşturulan 679 kişiyle 31 anket sorusuyla Kasım-2019’da gerçekleştirilmiştir.

MTAL öğrencilerinin okul seçimindeki etkili faktörlerin ve okul/meslek memnuniyetinin belirlenmesi de amaçlanmıştır. Anketi cevaplayan öğrencilerin olumlu yargı şeklinde hazırlanmış sorulara; % 38,42 “katılıyorum” ve % 61,57 “katılmıyorum” şeklinde verdiği cevaplarla meslek lisesi öğrencilerine mesleki tanıtım ve yönlendirmenin yeterince etkili bir şekilde yapılamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yirmi soru düşük, iki soru orta, iki soru yüksek bir soru çok yüksek düzeyde desteklenmiştir.

Öğrencilerin yaklaşık 1/3’ü okul seçiminde öncelikli olarak ailesinin daha sonra sırasıyla ortaokul notlarının ve çevrenin belirleyici etkisi olduğunu beyan etmiştir. Öğrencilerin LGS, okul türleri, Mesleki Eğitim Merkezleri, meslekler, MTAL mezunlarına istihdamdaki destekler ve askerlik sistemindeki şartlar hakkında bilgi edinebilmesi için rehberlik ve kariyer planlama dersinin konusunda uzman öğretmenler veya İŞKUR iş ve meslek danışmanlarınca yapılarak faydalı olması, rehber öğretmen desteği verilmesi, okulda okul ve meslek seçim destek için test/anket uygulanması tüm bunların sonrasında ise öğrencinin bilinçli olarak okul ve meslek seçimi yapabileceği öngörülmektedir.

Okul ve meslek seçimi aşamasında ise öğrencinin başta en yakınından başlayarak ailesi, çevresi, akrabaları, arkadaşları, sınıf ve rehber öğretmenleri (ilkokul-ortaokul-lise) ile en çok vakit geçirdikleri ortam olan sosyal medya ve TV dizilerinin belli oran ve düzeyde etkili olduğu öğrenciler tarafından beyan edilmiştir. Bu sebeple öğrencilerin dışındaki kişilere yönelik de bilgilendirme çalışması yapılmasının faydalı olacağı düşünülmelidir.

Tüm bu süreç ve karar aşamalarında; meslek sahibi olmanın, meslek liselerinin önemli ve olumlu bir algıya sahip olması halinde kararda etkili olacağı varsayılabilir. Tabi ki sadece bilmek ve istemek yetmeyecektir bununla birlikte okullar için gerekli olan okul başarısı ve sınav puanı ve kayıt şartlarının yerine getirilmesi gerekmektedir. Tüm bunların sonunda öğrencinin eğitim öğretimin zirvesi olarak görülen, daha hızlı ve güzel iş bulunabileceği, iş hayatında unvan/statü, toplumda saygınlık ve ekonomik olarak yeterli-tatmin edici düzeyde gelir temin edeceğini garanti gözüyle bakılan bir üniversite mezunu olma hayali hep devam etmektedir.

Üçüncü araştırmam; İstanbul İli evreninde 33 ilçesinde sektörle işbirliği protokolü imzalamış okullar arasından rastgele seçilen 51 (ellibir) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde (MTAL veya kısaca meslek lisesi/okul) görev yapan yönetici ve öğretmenlerinden gönüllü katılmayı kabul eden 306 (üçyüzaltı) kişiyle şubat-2021’de gerçekleştirilmiştir.

Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri ile sektör işbirliğinin okul özerkliğine olumlu yönde etki etmekte, yönetici ve öğretmenlerce olumlu algılanmaktadır.” Öngörüsü doğrultusunda hazırlanan anket sorularına % 47,79 oranında “katılıyorum” cevabı verilerek hipotezin orta düzeyde gerçekleştiği/doğrulandığı belirlenmiştir.

Okul yöneticilerinin personellerini ödüllendirme konusunda yeterli özerkliğe sahip olmadıkları, öğrenciler arasındaki disiplin, şiddet ve bağımlılık sorunlarının azalmasına ciddi katkısı bulunmadığını, okuldaki üretimin ekonomik özerkliğe yeterince katkı sunmadığı, yurtdışında yatırım yapan iş insanlarının ihtiyaç duyduğu meslek elemanlarının yeterince yetiştirilemediği, hamilik kapsamında öğretmen ve öğrencilere özel eğitimler verilemediği, okul yöneticilerinin görevlendirilmesinde sektörün söz sahibi olmasının mesleki eğitimin gelişimine olumlu etkisi olmadığı, firmaların başarılı öğrencilere burs, staj ve istihdamda beklenen desteği sunmadıkları, hamilik projesinin okulun kurumsal özerkliğine düşük düzeyde olumlu katkı sunabildiği, öğrencilerin meslek ahlakı ve ahilik değerlerine sahip olarak yetişmesine düşük düzeyde katkı sağlayabildiği, okul atölye ve laboratuvarlarının donanım ve teknolojik altyapılarının sektörle yeterince uyumlu hale getirilemediği, firmaların öğrenci ve öğretmenleri kültürel ve açıdan fuar-seminer-yarışma ve konferansları katılımı düşük oranda destekledikleri, yine hami firmaların; müfredatların güncellenmesine yeni yaklaşım geliştirilmesi, yerel düzeyde sorunların çözümüne katkı ve eğitim ortamı ve insan kaynaklarının geliştirilmesinde düşük düzeyde destek verdikleri sonucu çıkarılabilir.

“Eğitim camiası olarak özerkliğin kültürel açıdan bize uygun olmadığı” yargısının az desteklenmiş olması iyi bir durum olarak bu konuda çalışma yapılması, uygun yasal düzenlemeler ve eğitimler sonrası özerkliğin eğitimde uygulanabileceğini düşündüklerini ortaya koymaktadır.
Mesleki Lisesi öğrencilerine düzenli burs verilmesi, işletmeye başladığında emeklilik başlangıcı sayılması, işe alımlarda öncelik verilmesi, firma sahipleriyle söyleşiler yapılması, mülakat deneyimi imkânı, meslek eğitimi veren firmalara ilave teşvik verilmesi, 9. Sınıfta zevkli beceriler atölyesi uygulaması, serbest etkinlik günü, yöneticilerin meslek öğretmeni olması, meslek tanıtımının iş ortamında yapılması, öğretmenlerin işbaşında hizmetiçi eğitimi, beceri eğitiminde öğrencilere ücret ödenmesi, ulusal mesleki yeterlilik belge sınavına alınmaları, öğrencilerin bitirme projesi yapması, meslek dersi öğretmenlerinin kariyer, iş ve meslek danışmanlığı da yapması, alan seçiminin 9.sınıfta yapılması, okul yönetimine işletme sahiplerinin aktif katılımı, yaz tatilinde staj yapmaları, genel kültür derslerinin sadeleştirilmesi, öğretmenlerinde beceri eğitimine eşlik etmeleri, işletmede beceri eğitimine erken başlanması ve günlerinin artırılması gibi uygulamaların bulunduğu model istenilen hedef ve amaçlara ulaştırabileceği belirlenmiştir.

Düzenli burs verilmesi, işletmeye başladığında emeklilik başlangıcı sayılması, işe alımlarda öncelik verilmesi, firma sahipleriyle söyleşiler yapılması, mülakat deneyimi imkânı, meslek eğitimi veren firmalara ilave teşvik verilmesi, 9. sınıfta yaş ve gelişim düzeylerine uygun zevkli beceriler atölyesi (TBA-Tasarım Becerileri Atölyeleri) uygulaması, serbest etkinlik günü, yöneticilerin meslek öğretmeni olması, meslek tanıtımının iş ortamında yapılması, öğretmenlerin işbaşında hizmetiçi eğitimi, beceri eğitiminde öğrencilere her yıl artan oranda ücret ödenmesi, ulusal mesleki yeterlilik belge sınavına alınmaları, öğrencilerin bitirme projesi yapması, meslek dersi öğretmenlerinin kariyer, iş ve meslek danışmanlığı da yapması, alan seçiminin 9.sınıfta yapılması, okul yönetimine işletme sahiplerinin aktif katılımı, yaz tatilinde staj yapmaları, genel kültür derslerinin sadeleştirilmesi, öğretmenlerinde beceri eğitimine eşlik etmeleri, işletmede beceri eğitimine 10. sınıfta başlanması ve her yıl günlerinin artırılması gibi uygulamaların bulunduğu model istenilen hedef ve amaçlara ulaştırabileceği belirlenmiştir.
Hem okul-sektör işbirliğini hem de okul özerkliğini olumlu yönde destekledikleri ortaya çıkmaktadır. Türk Eğitim Sistemine özel sektör ve işletmeci bir mantıkla daha kaliteli bir eğitim yönetimi sergilemek ve hızlı kararlar alınması adına özerk davranışlar bazen hatalar yapılmasına da yol açabilir. Özerklik, devletin kamu hizmetlerindeki denetim, gözetim ve yaptırım etkisinin azaltılması uygulamasına gelmemelidir. Amaç, çocuk ve gençlerin en temel haklardan olan eğitimi, en iyi şekilde alarak yaşama hazırlanabilmeleri olmalıdır.

Bu üç araştırmam sonucunda; “Meslek Lisesi öğrencileri, sektörde işbaşında uygulama ağırlıklı mesleki eğitim verilmesiyle okulların amaçlarına ulaşılabilmesi (beceri kazandırma ve istihdamın artırılması) ve paydaşların memnuniyeti (özellikle işletme sahipleri ve öğrencilerin) arasında pozitif bir ilişki olduğu, Okul seçimindeki etkili faktörlerin sırasıyla; “ailesi, çevresi, akrabaları, arkadaşları, sınıf ve rehber öğretmenleri (ilkokul-ortaokul-lise) ile en çok vakit geçirdikleri ortam olan sosyal medya ve TV dizileri şeklinde olduğu, Okul/meslek memnuniyetinin belirlenmesinde; “evime yakın bir Anadolu lisesine kayıt olmak isterdim” % 36,73 ve “Ailemin ekonomik imkânları olsaydı özel okula gitmek isterdim” diyenlerin oranının % 23,22 olmasıyla yarıdan fazlasının okulundan ve meslek öğreniyor olmaktan yeterince memnun olmadığı,
Meslek lisesi öğrencilerine mesleki tanıtım ve yönlendirmenin yeterince etkili bir şekilde yapılamadığı konusunda; Ortaokulda Liselere Geçiş Sistemi (LGS) hakkında yeterli bilgi edindim. (% 58,53), Bu okulu bilinçli olarak bilerek ve isteyerek kendim seçtim. (% 54,03), Okulumu seçerken tüm okul türleri hakkında yeterli bilgi edindim. (% 49,05) oranıyla ancak yarısında gerçekleşebildiği görülmektedir.

Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri ile sektör işbirliğinin okul özerkliğine olumlu yönde etki etmekte, yönetici ve öğretmenlerce olumlu algılanmaktadır. Özerklik uygulaması altında kişilerin yönetim tarzı farklarıyla birlikte özellikle taleplerin yerine getirilmediği durumlarda emsal gösterileceği, öğretmenlerin ise kendilerini daha özgür hissederek daha istekli ve gönüllü olarak işlerini yapacağı, bu durumun da öğrenci başarısına olumlu etki edeceğini düşündükleri için özerklik kullanmaya daha istekli oldukları ortaya çıkmaktadır.

Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.