Sessizliğe Kulak Ver
0

Ders anlatırken bazen bir an gelir, sınıfta yaprak kımıldamaz. Herkes susar, gözler bana döner. Öyle bir sessizlik olur ki; derin, yoğun ve anlamlı. İşte o anlarda fark ederim: Gerçek öğrenme belki de tam orada başlıyordur.

Ne yazık ki o anlar giderek azalıyor. Çünkü sınıflar artık gürültüyle dolu. Sadece öğrencilerin sesinden değil, dijital uyarılardan, sürekli konuşan yetişkinlerden ve dakikalara sıkıştırılmış programlardan söz ediyorum. Herkes bir şey söylüyor ama kimse gerçekten dinlemiyor. Sürekli bildirimler, telefon ışıkları, akışlar ve paylaşımlar zihnimizi sessizlikten ve derin düşünceden uzaklaştırıyor.

Evet, çocuklara konuşmayı öğretiyoruz. Sunum yapmayı, kendini ifade etmeyi, yüksek sesle düşünmeyi… Peki ya dinlemeyi? Sessizce, yargılamadan, sadece anlamaya çalışarak dinlemeyi öğretiyor muyuz? Dinlemek, tıpkı yazmak, okumak ve konuşmak gibi öğretilmesi gereken bir beceridir.

Dinlemek, Sırasını Beklemek Değildir

Çoğu zaman öğrenciler cevap vermek için ellerini kaldırıyor, henüz cümlemi tamamlamadan. Hatta bazen kendi söylediklerini bile tam anlamıyla dinlemiyorlar. Çünkü onlar için dinlemek, sadece konuşma sırasını beklemekten ibaret. Oysa gerçek dinleme, aktif bir süreçtir. Tıpkı bir orkestra şefi gibi dikkatli, sabırlı ve tetikte olmayı gerektirir. Dinlemek, konuşma isteğini bastırıp anlamaya odaklanmaktır.

Ne yazık ki sınıflar öyle tasarlanmış ki, sessizlik başarısızlık gibi algılanıyor. “Hiç ses çıkmıyor, çocuklar ilgisiz mi?”, “Neden katılım yok?” soruları hemen soruluyor. Oysa bazen sessizlik, en yoğun katılımın işaretidir. Çünkü sessizlik, düşünmenin sesidir. Sınıfta oluşan o kısa duraklamalar, öğrencilerin bilgiyi içselleştirmesi için gereklidir.

Beyin Sessizlikte Öğrenir

Bilimsel çalışmalar da bunu doğruluyor. Beynimiz bilgiyi duyduğumuz anda değil, o bilgi üzerine düşündüğümüzde öğreniyor. Yani sessizlikte. Bilgiyi duymak başka, işlemek ve içselleştirmek bambaşkadır. Sürekli konuşulan ve uyarılan bir ortamda bu mümkün olmaz. Beyin, bilgiyi anlamlandırmak ve düzenlemek için sessiz bir alana ihtiyaç duyar.

Sürekli ses maruziyeti, beynin sindirme kapasitesini azaltır. Tıpkı hiç durmadan yemek yediğimizde midemizin yorulması gibi… Ara vermek, nefes almak, duraksamak gerekir. Anlam, işte bu sessizlik anlarında mayalanır. Derin öğrenme, boşluklarda başlar.

Sessizlik Korkulacak Bir Şey Değil

Ne garip, değil mi? Sessizlikten korkar olduk. Sınıfta sessizlik olunca hemen bir etkinlik, bir oyun veya yeni bir soru yetiştirmeye çalışıyoruz. Sanki sessizlik, kontrol kaybıymış gibi algılanıyor.

Oysa belki de gerçek kontrol, sessizliğe izin verebildiğimiz zamanlarda ortaya çıkıyor. Belki de o anlarda çocuklar ilk kez kendi düşüncelerini duyuyorlar. O anlar, yalnızca derse değil, kendilerine döndükleri anlardır. Sessizlik, öğrenciye “senin düşüncelerin değerli” mesajı verir.

Dinlemek Empatidir

Günümüzde belki de en çok eksik olan şey, birbirini gerçekten dinlemek. Herkes anlatmak, haklı çıkmak, parlamak istiyor. Ama çok az kişi karşısındakini duymaya gönüllü. Bu eksiklik küçük yaşlarda başlıyor. Eğer sınıfta en çok konuşan değil, en iyi dinleyen çocuklar takdir edilseydi… Acaba nasıl bir toplum olurduk?

Dinlemek, empati kurmanın ilk adımıdır. Sessizlik ise empatiye alan açar. Başkasının sözlerini içimizde yankılatmak, onları anlamaya çalışmak ancak sessizlikle mümkündür. Gürültüde sadece kendi sesimizi duyarız.

Sessizlik, Eğitimde Bir Devrim Olabilir

Sınıfı bir konser salonu gibi hayal edelim. Müziğin en etkileyici anları, notalar arasındaki boşluklarda saklıdır. Sessizlik, duyguyu büyütür. Eğitimde de aynısı geçerlidir. Bilgiler peş peşe sıralandığında değil, duraksandığında kalıcı olur. Sessizlik boşluk değil, derinliktir.

Belki de bir öğretmenin en güçlü aracı, ne söylediği değil… ne zaman sustuğudur. Bazen sadece durup, öğrencilerin kendi düşüncelerini düzenlemelerine ve zihinsel olarak nefes almalarına fırsat vermek gerekir. Sessiz kalan bir sınıfta görünmeyen bir diyalog başlar: Çocuklar kendi kendilerine sorular sorar, yanıtlar arar.

Sessizlikten Korkmayalım

Gürültüyle dolu bir çağda yaşıyoruz. Sosyal medya, reklamlar, ders programları, sınavlar… Her şey bizi daha çok konuşmaya, daha hızlı tepki vermeye zorluyor. Ama belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey biraz sessizliktir.

Çünkü sessizlikte bir şey büyür: Anlam. Çünkü sessizlikte bir şey şekillenir: Düşünce. Ve sessizlikte bir şey başlar: Gerçek öğrenme.

O yüzden… Bazen konuşmayı bırakıp sadece dinleyelim. Ve sessizliğe kulak verelim.

Facebook Yorumları

Zübeyde Arslan, 1982 yılında Muş, Türkiye'de doğmuş olup, ilkokul eğitimini Tekirdağ'da, ortaokul ve lise eğitimini ise Aydın'da tamamlamıştır. Atatürk Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra, 20 yıldır Uzman Sınıf Öğretmeni olarak İstanbul'da görev yapmaktadır. Eğitimde mesleki gelişime büyük önem veren Zübeyde Arslan, kariyeri boyunca pek çok seminer ve eğitim programına katılarak bilgi ve becerilerini sürekli olarak geliştirmiştir. Yenilikçi öğretim yöntemlerini benimseyerek öğrencilerinin yalnızca akademik başarılarını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda eleştirisel düşünme, problem çözme ve yaratıcılık gibi 21. yüzyıl becerilerini kazanmalarına da rehberlik etmektedir. Zübeyde Arslan'ın uzmanlık alanları arasında IB & PYP Uzman Sınıf Öğretmenliği, Üstün Zekalılar Eğitimi, Akıl ve Zeka Oyunları Eğitimi, Anlayarak Hızlı Okuma Eğitimi, Öğrenci Koçluğu ve Oyun Terapisi bulunmaktadır. Her öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına uygun çözümler üretmeyi ve öğrenme süreçlerini daha verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Eğitim alanındaki tecrübelerini ve birikimlerini paylaşmak amacıyla "21. Yüzyıl Sınıfı: Öğretmen, Veli İşbirliğinde Dönüşüm Rehberi" adlı kitabını kaleme almıştır. Ayrıca, "Eğitim Her Yerde" platformunda köşe yazıları yazarak eğitimciler ve velilere rehberlik etmektedir. Sosyal sorumluluk projelerine de aktif olarak katılan Arslan, Görme Engelli Öğrencilere Yönelik (GOP DKO) Gönüllü Öğretmenlik Projesi'nde yer alarak, özel gereksinimli öğrencilere eğitim süreçlerinde destek vermektedir. Yenilikçi eğitim anlayışı ve fark yaratan projeleriyle, öğrencilerinin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamaya devam etmektedir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
Nadir Çomak

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.