Öğrenci-öğretmen fark etmeksizin her gün bir şekilde eğitim sistemini tenkit edip duruyoruz. “Neden bir sistem oturmadı?”, “Bu adamlar neler yapıyor, neler düşünüyor?” diye eleştiri yağmuruna tutarız. Elimizi taşın altına koymak yerine taş atarız yapılan işlere. Hem de yukarıda bulunanların alttakiler kadar rahat olmadıklarını bile bile.
Eğitim camiası yıllardır sistem değiştirir. Kurum bazında eleştiride Birinci sıradayız! Ayrıntıya dikkat! En çok eleştiriyi öğretmen yapar; yani biz yaparız.
Bir işyeriniz olduğunu düşünün ve iş için patronun yenilik yaptığını, ne kadar sorgularsın bilmem ama sen çalışan olarak sürekli bir eleştiri geliştirirsen o iş zaten yarım kalır. İşte bunun gibi bir durumu kendi camiamıza uyarlarsak, sözüm ona öğrencisi ile birlikte sisteme laf edenler neye ne kadar verim katabilirler? Bir muamma..
Meslektaşlarıma hak vermiyor değilim. Lakin sistemi sürekli eleştirmek yerine geliştirmek için uğraşmalıyız. Bu devlet bizim bu çocuklar bizim. Doğru, bizim eğitim sistemimiz Nasreddin Hoca fıkrası gibi göle maya çalarak yapılır; YA TUTARSA! Ama sistem böyle diye biz böyle olmamalıyız.
4+4+4 sistemi gelince elimiz ayağımıza dolandı. Çok değil 15 yıl önceki sistemi revize ederek yeniden uygulanmaya konuldu. Sistem başarılı olmayabilir fakat iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmadığımız sürece 4-4’lük bir iş yapamayız.
Yaptığımız eğitim-öğretimin izahını yapamıyoruz ama çok güzel mizahını yapıyoruz. Düşünmemiz gereken şeyleri güldürmekte üstümüze yok millet olarak. Biz Nasreddin Hoca torunlarıyız çünkü. İzahını yapamadığımızın mizahını yapıyoruz. Ben az söyledim siz çok anlayın. Vesselam.
Psk. Dan. Halil MART