Anne babaların en çok korktukları dönem “2 yaş sendromu” dönemidir. Bu dönemin hassasiyeti ve getirileri karşısında karışan kafalar, ne yapacağını bilemez bir arayışa girer. Hal böyle olunca da; kararsız ve düzensiz tepkiler, çocuğu bunaltır ve bu durum işin içinden çıkılmaz hale gelir. Peki ama nedir bu 2 yaş sendromu?
Çocuklarda yaklaşık 1,5 yaşından başlayarak 3,5 yaşına kadar devam eden zorlu bir dönemdir. Çocukların kendilerinin de bir birey olduklarını fark ettikleri, kişiliklerinin oluşmaya başladığı, istediklerini nasıl yaptıracaklarını öğrenmeye başladıkları; ancak ebeveynler açısından anlaşılması ve dayanılması zor olan çocuk gelişiminin en önemli dönemlerinden biridir. Literatürde “erken ergenlik, terrible two, çocukluk dönemi negativizm” olarak da isimlendirilmektedir. Benim tabirim ise “küçük ergen”..
2 yaş sendromunda olan çocuk neler yapar?
- Yoğunlukla istediklerini anlatmak yerine sık ve tiz bir sesle ağlamayı yeğler.
- Birçok şeye yumruklarını sıkarak ve bir ayağını yere vurarak itiraz eder.
- “ Hayır”, “ istemiyorum”, “ gelmem, yapmam” ifadelerini bol bol duyarsınız.
- İstekleri yapılmadığında aşırı tepki içeren davranışlar gösterebilir. Başını yere vurma, anne babaya vurma, eşyaları etrafa fırlatma, bazen saatleri bulan öfke patlamaları bunlara örnek verilebilir.
- İştahta kesilme olabilir.
- Uyku problemleri yaşanabilir. Geç yatma isteği, gecenin bir vakti kalkma ve yatmama isteği gibi..
- Ebeveyn tepkisine karşı küsme, alınma, kendi kendine içlenme, kendi kendine konuşma tepkileri gösterebilir.
- Kendine çok fazla güvendiği için, aman kapılara dikkat.. Dışarı çıkıp komşuya gitme isteği dahi duyabilir.
Yukarıda bahsettiğim sebepler 2 yaş sendromu dediğimiz büyüme hormonlarının tavan yaptığı döneme has belirtiler.. Ancak; bir de anne baba tutumlarından kaynaklı davranış sorunları vardır ki bunların 2 yaş sendromuyla karıştırılmaması gerekli.
Örneğin;
- Anne ve babanın engelleyici ve aşırı koruyucu davranışları (aman dikkat kırarsın, aman dikkat dökersin gibi söylemleri),
- Kardeşler arasındaki kıskançlık,
- Temizlik konusundaki ısrarcılık,
- Tuvalet eğitimi,
- Herhangi bir konuda engellenme,
- Aile içindeki anne ve babanın bir birine şiddet uygulaması,
- Yiyecek ve içecekler konusunda anne ve babanın ısrarcı tutumu,
- Çocuğun gün içerisinde enerjini harcayamaması,
- Anne ve babanın yeterince ilgilenmemesi ve çocuğu ilgi çekmeye zorlaması sonucu oluşan davranışlar;
2 yaş sendromuyla karıştırılmamalıdır. Yani iki kardeşin birbirini kıskanması sırasında verdiği tepki ile çocuğun 2 yaş sendromuna has hissettiği duygu durumu iyi anlaşılmalı ve ona göre değerlendirilmelidir.
Peki ama anne babalar ne yapmalı?
- Her şeyden önce ebeveyn bu durumu “doğal bir davranış” olarak karşılamalıdır. Çocuk gelişiminde, her gelişim döneminin kendine has özellikleri ve zorlukları vardır. Haliyle 2 yaş süreci de bu gelişimin bir parçasıdır ve bir sorun olarak görülmemelidir.
- Özellikle baskılayıcı ve engelleyici tavırlardan olabildiğince kaçının. Zira bu tepkileriniz sadece öfkesini hararetlendirecek; ama söndürmeyecektir. Bu nedenle olabildiğince sakin, ılımlı karşılamaya çalışın. Eğer sizin kendinizi tutamama gibi bir sıkıntınız var ise o ortamdan uzaklaşın, bir süre çocuğunuzla iletişime girmeyin.
- Öfkelendiği esnalarda en iyi yöntem “dikkatini başka bir şeye çekmektir”. Bunu uygulayın. Çocuğunuzla savaşmak yerine hemen ilgisini çekebilecek farklı bir seçenek sunun. Örneğin “ hayır” dediğiniz bir konuda ağlıyor, bağırıyor. Sakinleştiremediyseniz eğer “aaa ben yeni bir oyun öğrendim. Bu oyunda tüm oyuncakları konuşturabiliyorsun. Bence onu oynayalım. Çoook eğleneceksin.” gibi ilgi çekici, birazda sürpriz içerikli bir efekt onun mutlaka dikkatini dağıtacaktır.
- Her şeyi oyun diliyle anlatarak öğretmeyi deneyebilirisiniz. Bu ona çok iyi gelecektir.
- Onunla kaliteli zaman geçirin. Kaliteli ve etkin vakit.. Beraber bilgisayar oynamak sadece yan yana olmanızı sağlar. Ancak konuşmalarınızın iletişiminizin etkin olduğu bir evcilik oyunu, bir tamiratçılık oyunu daha etkin ve kaliteli olacaktır.
- Onun size anlatmak istediklerini çocuğunuzun boy seviyesine inerek ve gözlerinin içine bakarak dinleyin. Çocuklar dinleyerek değil görerek öğrenirler. Unutmayın ki onlar bacaklar dünyasında yaşarlar. Amacımız onları bizim seviyemize çekmek değil bizim onların seviyesine inerek iletişime girmemizdir.
- Çocuğunuz size bir isteğini anlatırken onun sözünü asla tamamlamayın, kendisinin bitirmesini sabırla bekleyin. Bu davranışınız çocuğunuzun kendini ifade etme özgürlüğünü hissetmesini sağlarken, hem de sizin ona değer verdiğinizi gösterecektir.
- Çocuğunuza karşı davranışlarınızda tutarlı olun. Anne-baba ve çocuğun bakımında söz sahibi olan diğer kişiler, çocuğun yaptığı davranışlara aynı tepkileri vermeliler. Bu tutarlılığın korunması çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.
- Çocuğunuza seçme şansı sunun. Seçebileceği, yaşına uygun seçenekler sunun, kendi seçimini kendisinin yapmasını isteyin.
- Çocuğunuza kendi kendine başarabileceği şeyler konusunda fırsatlar verin. Örneğin yemeğini kendisi yemek, bazı giysilerini giymek, bir yere tırmanmak gibi.
Her şey yoluna girecek,bundan emin olun. Sakin kalın, partnerinizden destek alın ve en önemlisi ona yani evladınıza vakit ayırın. Göreceksiniz ki süreç çok rahat bir şekilde ilerleyecektir.