Değerli okurlar, bu haftaki yazımda fedakar öğretmenlerden oluşan bir topluluktan bahsedeceğim sizlere. Eğitimi hayatın kalbine taşıyan ve çizginin dışında kalmış tüm öğrencilerin gönüllerine şefkat eliyle dokunan, yüreklerinde sevgi tohumlarını yeşerten bir avuç kahraman öğretmenin eğitime, öğretmenliğe, okula, öğrenciye kattıkları güzellikleri okuyacaksınız. Haydi hep beraber gelin tanıyalım bu gönül erlerini:
Biz Kim Miyiz?
Biz, bir çocuğun ömür hikayesinde var olma isteği olan niceler nicesiyiz. Milyonlarca neferden hayatın tesadüfen karşılaştırdığı biz birkaç kişi, onlarca çocuğa yetebilme arzusunu kalbimizde taşıyanlarız. Kalbimizdeki bu arzunun adına ‘Çizginin Dışındaki Öğretmenler’ diyenleriz. İmkânsızlık onlarca çocuğun üstünü çizmesin diye çizginin dışında olmayı tercih eden biz öğretmenlerin ortak gayesi; ilçemizin her bir çocuğunun otuz iki dişini birden görebilmek ve bunun uğruna gücümüzün yeteceği, aklımızın ereceği her işi yapabilmek diyen kahraman öğretmenleriz biz.
Biz kim miyiz?
Biz, eğitimi, salt bilgi aktarıcı olmaktan çıkaran, geleneksel eğitim metotlarının günümüz çağdaş eğitimin ihtiyaçlarını karşılamadığına inanan, yarınlara umutla bakan, geleceğin çocuklarına masmavi bir gökyüzü armağan etme duasıyla yola çıkan, eğitimi yaşamın kalbine taşımayı dert eden, hiçbir çocuğumuz mutsuz kalmasın, her çocuğumuzun yüzü gülsün prensibiyle hareket eden, bugüne gülümseme, yarınlara umut yeşerten, her çocuktur özeldir, ilkesini esas alan, sorun değil, çözüm üreten, her öğrenciye bir Aziz SANCAR nazariyle bakan, öğrencilerin kendi potansiyellerini fark etmelerini sağlayan, öğrencilerin kalp atışlarını yüreğiyle hisseden, okulu işyeri olarak değil, bir yuva olarak gören, bu yuvayı şefkat ve merhametiyle sıcak bir aile ortamına dönüştüren, eğitimde en olağanüstü gücün sevgi olduğuna inanan ve bunu her anında öğrencilere ve meslektaşlarına hissettiren, bir öğretmen inanırsa dünya değişir, şuurunu iliklerine kadar taşıyan, kaybettiğimiz her çocuk ya İbn’i Sina olursa, ya Fatih Sultan, ya Selahaddin Eyyubi olursa, derdiyle kederlenen, bu cennet ülkeme alnı pak, yüreği Ömer cesareti olan gençleri yetiştirmek en kutsi vazifemdir, diyen, bilgiyi öğrenciye ezberletip zihnine yük eyleyen öğretmen değil, insanı değerleri özümseten, bu değerleri ve ahlak ilkelerini hayatlarına tatbik eden, hayvanları seven, doğayı koruyan, bir çiçeği incitmeyen, başkalarının haklarına saygı gösteren, adaletli, dürüst, empati kurabilen, özdenetim sahibi, girişimcilik ruhu kazanmış, geleceği okuyabilme ferasetine sahibi öğrenci yetiştirme hülyasıyla vazifesini yapan, okulu mabed görüp her sabah bismillah ile okula giren, edep ve terbiyeyi öğrencilerin kişiliğiyle bütünleştiren, öğretmenliği bir sanat olarak gören, estetik düşünebilen, her çalışmasıyla fark yaratan, üreten, iletişim kurabilen, gelecek adına bir derdi olan, kendine bir misyon ve vizyon yükleyen, öğretmenliğe aşk ve tutkuyla bağlı olan fedakar öğretmenleriz biz.
Biz, eğitimi kendine dert eden, ama demeden, lakin demeden, hiçbir çıkar beklemeden, eğitime yüreğini koymuş, öğretmenliğe sevdalı meftunlarız. Çocuklarımızın masum bakışlarını yarının güneşiyle vuslatlaştırmayı şiar edinmiş yüreği yanık aşıklarız. Tüm yurdu eğitim yuvasına dönüştürmeyi düstur edinmiş gönüllü öğretmenleriz.
Okul yenileme ve güzelleştirmeden, çocuklar için oyun alanlarına; Sanattan edebiyata, oyundan müziğe eğitimden kültüre, birçok alanda çalışmalar yürütecek gönüllü bir ekibiz.
Bir kişi ne yapabilir ki demeden, Hz. İbrahim’in ateşine su taşıyan serçe misali yüreklerimizi ve heybemizi umuda dolduran, her daim sıfır kilometre bir gün var önümüzde ümidiyle sabaha gülümseyen, her işin en mühim noktası başlangıçtır deyip inançla yola koyulan, küçücük bir yerde ekilen bu tohumun gün gün, başak başak, yaprak yaprak ülkemi sarmalayacak bir iyilik hareketine dönüşeceğine inananlardanız.
Gelin hep beraber yarınlara iz bırakalım, dünyayı güzelleştirelim.