Eğitim, her konuda çözüm olarak görülen sihirli reçete gibidir. Gerçekten eğitimle bir toplumu dönüştürmek zor olsa da uzun sürse de mümkündür. Her şeyde olduğu gibi eğitime ve öğrenciye de çözüm odaklı yaklaşmak gerekir. Eğitim bir süreç, program ve metot gerektirir. Neyi unuttuk tabi kî öğretmeni. Öğretmen olmadan eğitim düşünülemez. Birileri yapay zekâyı söyleyebilir o zaman o da yapay bir öğretmen olmuş olmaz mı? Aslında eğitimde en büyük sorumluluk ve fedakârlık öğretmenden beklenir. Hatta öyle ki öğretmenin de bir insan olduğu unutulur neredeyse. Öğretmen sabırlıdır kızmaz, yorulmaz ve hiç bıkmaz. O her şeyi ve doğrusunu bilir ama ne hikmetse veliler ondan daha çok bilir ve onun profesyonelce yaptığı işe ve mesleğe de karışırlar.
Öğretmen, öğrencileri maddi-manevi/bedeni-ruhi çift kanatlı yetiştirecektir. Taze zihinleri bilgiyle, temiz kalpleri güzel duygularla ve bedenini zinde-çevik-sağlıklı geliştirecek ona moral verip heyecanını canlı tutacak bunun için önce kendini sevdirecektir. Çalışan anne-babasından çocuklarla daha fazla vakit geçireceği için onu daha iyi tanıyacak, neye ihtiyacı olduğunu bilecek ve geleceğinde seçeceği-başarılı ve mutlu olacağı mesleğin ne olduğunu aileler kabul etmese de söyleyebilecektir. Eğitimin niteliği öğretmeninin niteliğiyle ölçülebilir zira tüm süreci yöneten odur.
Eğitimde sorun hep vardı ve var olmaya devam edecek. Hatta sorundan daha çok memnuniyetsizlik ve aşırı beklenti. Çünkü eğitim her bireyin her evin her toplumun zorunlu ihtiyacıdır. Tıpkı yemek içmek uyumak gibidir. Doğal bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç hep vardı ve giderek de artıyor. Öyle ki aileler çocuklarına miras olarak para ve gayri menkul bırakmak yerine olanlarını onların geleceği olarak gördükleri eğitimlerine harcamaktadırlar.
Eğitim sisteminde sorun varsa mutlaka çaresi ve çözümü de vardır. Bunun için olmayanlardan eksiklerden ziyade eldekilere sahip olunanlara ve güçlü yönlere odaklanmak gerekir. Geçmişte şöyleydi böyleydi demeyi bırakalım ama dersler çıkaralım ve geleceğe bakalım ayrıca hep ümitvar olalım. Gelecekte arzulanan hedefe bakıp oraya ulaştıracak yolları araştırmak bu yolda sürekli ilerlemek gerekir. Bilinç düzeyinde kalıp etrafta olan bitenlerden haberdar olmak için gözlem ve incelemelerden başkalarının tecrübelerinden de faydalanmak yerinde olacaktır. Aksi halde gereksiz hatalar ve zaman kayıplarıyla karşılaşılabilir.
Çözüm belki de çok yakınımızda elimizin altındadır. Ancak biz bakmak/görmek farkındalığında olamayabiliriz. Bunun için öğretmenler vardır onlar bizim en güvenilir danışmanlarımızdır. Öğrencinin başarısı aynı zamanda danışmanın da başarısıdır. Karşılıklı güven ve sıkı işbirliği olursa aşılamayacak engel yoktur. Okuldaki öğretmenin sınıf öğretmeni değilse bir sınıftan çok, beş on şubede dersi ve belki de yüzlerce öğrencisi vardır. Bu sebeple her bir öğrencisi için ondan bu danışmanlığı beklemek haksızlık olur. Bu kadarına zamanı ve gücü de yoktur.
Değişim için değişmek gerekir. Değişime önce kendimizden, bakış açımızdan ve düşünme biçimimizden başlamalıyız. Her açıdan değişim için koçluk desteği almak günümüzde neredeyse vazgeçilmez bir ihtiyaç ve çözüm olarak görülmektedir. Eğitimde koçluk, performansı artırma, hedef belirleme ve ulaşmak için çaba sarf etmek şeklinde özetlenebilir. Kimi destekler yüz yüze kimisi ise teknolojinin imkanlarıyla internet sayesinde ekranlardan online olabilir. Koçluk hizmetini daha çok tecrübeli öğretmen olup bu konuda eğitim almış profesyoneller veya yine üniversite mezunu veya öğrencilerinden bu konuda kendilerini yetiştirmiş amatörler sunmaktadır. Amatör dediğime bakmayın o yoldan yeni geçmiş eğitimli akranlardan bahsediyorum.
Bu konuda uzman Mustafa İşlek, “Eğitimde Çözüm Odaklı Yaklaşım” isimli çok faydalı güzel bir kitap hazırlamış eğitimle yolu kesişen herkese tavsiye ederim. Ben altını çizerek notlar alarak okudum. Kitabın başlangıcında koçluğa katkı sağlayan Adler ve Erickson’un kuramsal tespitleri yer almış. Adler, “Bireyi merkeze alan görüşün ilk temsilcisidir. İnsan davranışlarının; aile özellikleri, doğum sırası, deneyim, çevresel ve sosyal faktörle tarafından şekillendiğini savunup her bireyin, nevi şahsına münhasır olduğunu kabul etmektedir. Başarı güdüsüyle hareket eden kişinin topluma fayda sağlayarak sağlıklı bir kişilik geliştireceğini kabul eder.” Erickson ise “Herkese aynı yaklaşım uygulanamaz, kişinin geçmişinin pek önemi yoktur şimdiye odaklanılmalıdır. Her insan, ihtiyacı olan tüm kaynaklara sahiptir, davranışının altın iyi bir niyet vardır ve en iyi seçimi yapar.” Konuya yaklaşmaktadır.
Çözüm odaklı yaklaşımın diğerlerinden farkı; sorunu anlamaya çalışmak yerine danışanın çözüm davranışlara dair hayal kurmasını sağlamak ve bu doğrultuda hareket ettirmektir. Kendi özellik ve yaşantısını daha iyi bilen danışanla çözüm üzerinde konuşmak; değişimi hızlandırıp daha kısa zamanda çözüme ulaştırmaktadır. Problem ile uğraşılmayıp çözüme odaklanıldığı için danışanlarda oluşan direnç ortadan kalkmaktadır.
Problemi anlamak ve çözümlemek yerine danışanın nereye varmak istediğini, problem çözüldüğünde nelerin değişeceğini ve sonrasından neler yapılacağını araştırmak çözüm odaklı terapinin çalışma şeklidir. Bu yaklaşım danışan için neyin işe yaradığına odaklanır.
Koçluk model ve yaklaşımları; insana değer veren, onun potansiyeline inanan ve eğer fırsat verilirse her insanın kendini gerçekleştirebileceğine dair umut veren görüşlere sahiptirler. Koçluk için çeşitli modellerden; “Grow, Power, Clear ve Gains modelleri” hakkında özet bilgiler aktarılmaktadır.
En tanınmış olan Grow Koçluk Modelinde; psikolojik eğitim altyapısı olmayan koçlar için açık sorular, danışanın eylem odaklı geliştirilmiş performansa veya hedefe amaç-gerçeklik-seçenekler-ilerleme dört aşamada ulaşmasını sağlamaya çalışır.
Power modelinde; algılama-gözlem-isteme-ele alma-takip aşamalarında danışanın ne üzerinde çalışmak istediği belirlenip fikirlerini ortaya koyması, hedefe ulaşmak için ne kadar istekli olduğu belirlenir ve davranış planı yapması istenir.
Clear modelinde; koç, danışan ile anlaşma zemini hazırlar, kuralları-araç-yöntem-hedefleri belirler. Etkin dinlemeyle davranış seçenekleri üzerinde düşünmeye teşvik edilir, farkındalık kazandırılır. Seçeceği yolda ilerlemesinde karar ve sonuçlar değerlendirilir.
Gains modelinde; kazanan olmak için yola amaç belirleyerek çıkılır. Başarılmak istenenlerin ve elde bulunanların neler olduğu, somut performans göstergelerine göre değerlendirmede danışanın sorumluluk ve adanmışlığına bakılır. İlerlenen yolda başarılar takdir edilir.
Özet olarak açıklanan modellerde dikkat çeken ortak husus; değerlendirme aşamasıdır. Koçun rolü burada ortaya çıkar ve en doğru araçla ölçmeyi yaparak danışanın yaşamındaki değişimlere bakarak hedefe ne kadar yaklaşıldığını belirler.
Mentörlük, koçluk, psikolojik danışman/terapistlik ve danışmanlık eğitim alanında kullanılan çözümler olarak sıklıkla birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Koçluk, danışanın kendi belirlediği hedeflere koçun desteğiyle ulaşmayı ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir. İkisi arasında gelişim süreci yaşanır. Süreç boyunca danışan kendini iyi tanır, potansiyelini keşfeder, hatalarından ders alarak yetkinliklerini geliştirir. Bu süreç mevcut durumundan daha iyi bir duruma ulaşmak isteyen sağlıklı bireylerle yapılabilecek bir çalışmadır. İlk görüşmede sağlıklı olmadığı ve bu süreci yürütemeyeceği anlaşılan öğrenciler; rehber, psikolojik danışman ve psikologlara yönlendirilir. Koçlukta en önemli nokta, en basit olan çözümle başlamaktır.
Eğitimde çözüm odaklı yaklaşımı kullanarak danışan öğrenciyi hangi hususların sıkıntıya soktuğunu ve değiştirmesi gereken konuları anlamaya odaklanılmıştır. Öğrenciler genellikle ilk görüşmelerde sıkıntılarına odaklandığı için çözüm odağına geçmesi koçluk yaparak sağlanabilir. Danışanın güçlü yönlerini keşfetmesi için basit etkinlikler yaptırılabilir. Kâğıt ve kalem kullanarak on dakika içinde 20 güçlü özelliğini listelemesi sağlanır.
Öğrenci karşılıklı sözleşme yapabilmek için etkili dinleme gerçekleştirerek sağlıklı bir iletişim kurulmalıdır. Ona hiç müdahale etmeden ve sorular sormadan sadece dinleyerek konuşmalarından güçlü yönlerini tespit ederek geri bildirimde bulunmalı geleceğe dair umutlarını yeşertmek gerekir. Bunun için abartmadan iltifat tekniğini kullanmalıdır. Umut, başarı, yetenek ve fırsat pencerelerinden bakarak neler gördüğünü anlatması istenebilir. Kâğıda yazılı ortak bir sözleşme yazarak karşılıklı imzalanması istenebilir. Söz verdiği ve sözünü tutması gerekeceği açıklanır. Aksi durumda bile doğrusunu söylemesi gerektiği belirtilmelidir.
Öğrencilerin en zorlandıkları konu evde tek başınayken derse odaklanmak, bir hedef belirleyerek düzenli ders çalışmak ve soru çözmektir. Bunun için ortak uzlaşılacak bir çalışma planı yapmakta fayda olacaktır. Bunun yanında bulunduğu çağın getirdiği ergenlik özellikleriyle ilişkilerinde gözden geçirilmesi gerekebilir.
Öğrenciyi tüm kaynaklara sahip birey olarak görüp ona farklı bakış açısı kazandırılmalıdır. Kendisinin derdini ve dermanını en iyi kendi bileceğine inandırılmalıdır. Görüşmeler ve koçluğun çözümü kolaylaştırmak için yapıldığı söylenmelidir. Güçlü özellikleri olduğu daha önceki uygulamalı kâğıt-kalem çalışmasında listesi hatırlatılır. Kendisine açık ve net hedefleri yazılı belirlemesi istenir. İşe yarayacak ve harekete geçecek eylemleri yapması diğerlerinden vazgeçmesi istenir. Süreç içinde değişimler belirlenip geribildirimde bulunulur.
Görüşmelerde konuşmalara dikkat edilmeli, karşılıklı sıralı ve döngüsel konuşma esas alınmalıdır. Görüşmelerde sıradan sohbetler etmek değil seçici-etkin dinlemek ve konuya odaklanmak doğru olacaktır. Görüşmelerin ilk dakikalarında ısınmak amaçlı kısa sohbetlerle daha fazla tanışmak faydalı olabilir. Samimiyet ve dostluk süreci ilerletmeye engel değil hız katabilir. Konuşmalar karşılıklı doğru-yanlış veya haklı-haksız yargılamalarına dönüşmemelidir. İfadeler ve açıklamalar en basit şekilde yapılmalıdır. Soru seçiminde temel kural doğru zamanda doğru sorular sorabilmektir. Yüz yüze görüşmek etkili olması açısından ideal olanıdır. Mesafeler ve zaman dikkate alınarak online görüşmeler yapılabilir.
İnsanların her biri farklı ve kişisel özelliklere sahip olduğu kabul edildiğine göre öğrenciye bir kalıp şablon çizmek yerine ortak sözleşmeyle ilerlenmelidir. Koçluk yapan uygulayıcı, hedefe varıldığında durumun nasıl olacağını sorularla tasvir eder. Durumu kişiselleştirmeden ve kusur aramadan olumlu kelimelerle tanımlamak faydalı olacaktır. Öğrencinin başkalarının sözlerini ve nasihatleri yerine kendi bulduğu çözüm ve doğrulara bağlı kalması istenecektir.
İki insanın birbirine bir şey anlatması için belki onlarca yol, yöntem ve ifade vardır. Çoğunlukla insanlar birini kullanıp başarılı olamadığında ya vazgeçer ya da suçlamada bulunurlar. Her konuda ihtiyaç duyup çare olarak başvurduğumuz eğitim sürecinde kimi insanlar yardıma ihtiyaç duyarlar. Sorun ister kendilerinden isterse başka faktörlerden kaynaklı olsun üstesinde gelmesi gereken bireydir. Bu aşamada onlara rehberlik/koçluk yapacak profesyonel danışman faydalı olacaktır. Bu danışmanın ilki yanı başımızdaki öğretmenimiz neden olmasın. Çözüm odaklı kelimesi bile başlı başına kulağa hoş geliyor. Öğretmenlerimizi çözüm odaklı koçluk gibi teknikler konusunda daha da güçlendirebiliriz.
(*) Bu yazı “Eğitimde Çözüm Odaklı Yaklaşım, Mustafa İŞLEK, İgeder Yayınları” faydalanılarak hazırlanmıştır.