1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

Eğitimin Geleceği: Yapay Zekâ ile Dönüşüm 

Yapay Zekânın Eğitime Etkisi: Fırsatlar, Riskler ve Uygulamalar

Eğitimin Geleceği: Yapay Zekâ ile Dönüşüm 
0

Teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, yaşamın birçok alanını değiştirdiği gibi eğitimi de önemsenmesi gereken bir şekilde dönüştürmektedir. Son yıllarda sık sık karşımıza çıkan yapay zeka (YZ), artık sadece bilim kurgu filmlerinde karşımıza çıkan bir kavram değil; sınıflarımızın, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin günlük hayatına giren güçlü bir araç haline gelmiştir.

Peki yapay zeka eğitimi nasıl etkileyecek? 

Öncelikle belirtmek gerekir ki yapay zeka, eğitimde bireyselleştirilmiş öğrenme süreçlerini mümkün hale getirecek. Her öğrencinin öğrenme hızı, ilgi alanı, yetenekleri ve ihtiyaçları farklıdır. Geleneksel sınıf ortamında bu farklılıkları birebir dikkate almak genellikle zordur. Ancak yapay zeka destekli eğitim uygulamaları, her öğrencinin seviyesine uygun içerikler sunarak daha verimli bir öğrenme ortamı sağlayabilir. Öğrenci zorlandığı konularda daha fazla örnekle çalışabilir, güçlü olduğu alanlarda ise daha ileri seviyelere geçebilir. 

Ayrıca yapay zeka, öğretmenlerin iş yükünü azaltma potansiyeline sahiptir. Sınav kağıtlarının değerlendirilmesi, ödev kontrolleri, geribildirim verilmesi gibi zaman alıcı görevler, YZ sistemleriyle daha hızlı ve objektif bir şekilde yapılabilir. Bu sayede öğretmenler, öğrencileriyle birebir ilgilenmek ve onları daha yakından tanımak için daha fazla zaman ayırabilirler. Yapay zeka, öğretmenin yerini almak yerine, onun en büyük yardımcısı olabilir. 

Yapay zeka aynı zamanda öğrenci başarısını daha doğru bir şekilde analiz etme imkanı sunar. Kapsamlı veri analizleri sayesinde öğrencinin gelişimi takip edilebilir, hangi konularda zorlandığı tespit edilebilir ve bu bilgiler doğrultusunda müdahaleler yapılabilir. Bu sayede eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak da daha mümkün hale gelir. Çünkü erken teşhis edilen öğrenme güçlükleri, zamanında yapılan desteklerle giderilme ihtimalini artırır.

Ancak yapay zekanın  olumsuz etkileri de olabilir;

 Örneğin, teknolojiye aşırı bağımlılık öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme ve iletişim becerilerinin zayıflamasına yol açabilir. Ayrıca her öğrenci teknolojiye aynı düzeyde erişemeyebilir. Bu durum ihmal edilmemeli.

Aynı zamanda öğretmenlerin bu dönüşüme ayak uydurabilmesi için hizmet içi eğitimlerle desteklenmesi gerekmektedir. Yapay zekayı etkili ve etik biçimde kullanabilmek, öğretmenlerin bu alandaki bilgi ve becerilerine bağlıdır. Eğitim sistemleri, teknolojiye sadece bir araç olarak yaklaşmalı; öğretmen ve öğrenci arasındaki insanî bağı zayıflatmamalıdır. 

Yapay zeka, eğitimi daha adil, etkili ve bireyselleştirilmiş hale getirme potansiyeline sahip güçlü bir yeniliktir. Ancak bu dönüşüm sürecinde dikkatli olunmalı, insani değerlere zarar vermeyen bir yaklaşım benimsenmelidir. Yapay zeka, öğretmenin yerini almak için değil, onun öğrencisine daha fazla ulaşabilmesini sağlamak için vardır. Geleceğin eğitimi, teknolojiyi bilinçli kullanan, insan merkezli bir anlayışla şekillenecektir. 

Yapay zekâ uygulamalarının eğitime entegrasyonu bazı etik ve pedagojik sorunları da gündeme getirmektedir. Özellikle mahremiyet, veri güvenliği ve öğretmen-öğrenci ilişkisinin niteliği bu süreçte dikkat edilmesi gereken alanlardır (Selwyn, 2019). Ayrıca, dijital araçlara eşit erişim sağlanamadığında eğitimde var olan uçurumlar daha da derinleşebilirler. (UNESCO, 2022).

Bir diğer önemli mesele, öğretmenlerin bu dönüşüme hazırlanmasıdır. Yapay zekâ sistemlerinin etkili şekilde kullanılabilmesi için öğretmenlerin dijital okuryazarlık düzeylerinin artırılması gerekmektedir (OECD, 2020). Aksi takdirde teknoloji, pedagojik fayda yerine sadece bir gösteriş aracı olarak kalabilir.

Yapay Zekânın Eğitimde Kullanım Alanları

Süreci grafiklerle öğretmen ve veliye sunmakta, böylece öğrencinin akademik gelişimi sayısal verilerle desteklenmektedir. Bu tarz sistemler, öğrenme sürecini şeffaflaştırmakta ve eğitimde somut veriye dayalı kararların alınmasını kolaylaştırmaktadır. 

Öğrenci açısından bakıldığında, Duolingo gibi dil öğrenme uygulamaları da yapay zekanın eğitime entegre edildiği başarılı örneklerden biridir. Uygulama, kullanıcının yaptığı hataları analiz ederek kişiselleştirilmiş içerikler sunmakta ve tekrar etmesi gereken konulara ağırlık vermektedir. Bu, öğrencinin kendi başına öğrenmesini teşvik ederken öğrenme verimliliğini ve hızını da artırmaktadır. 

Yapay zekâ, eğitim ortamlarında başta kişiselleştirilmiş öğrenme olmak üzere farklı şekillerde kullanılmaktadır. Öğrencilerin bireysel öğrenme becerilerine göre uyarlanmış içerikler sunmak, öğrenme sürecini daha etkili kılmaktadır (Luckin et al., 2016). Örneğin, yapay zekâ algoritmaları öğrencilerin başarı düzeylerini analiz ederek eksik kaldıkları konularda tekrar fırsatları sunmakta, güçlü oldukları alanlarda ise onları daha ileri seviyelere yönlendirmektedir (Holmes et al., 2019).

Güney Kore’de yapay zekâ tabanlı dijital öğretmen asistanları, öğrencilerin ilerlemesini analiz ederek öğretmenlere öneriler sunmaktadır. Finlandiya’da ise eğitimde dijital platformlar üzerinden toplanan verilerle öğrencinin yıllık gelişimi raporlanmakta ve  düzenli olarak sunulmaktadır (OECD, 2021).

Yapay zekâ, eğitimde önemli fırsatlar sunmakta; öğrenme süreçlerini bireyselleştirme, öğretmenleri destekleme ve karar alma süreçlerini somut veri temelli hâle getirme potansiyeli taşmaktadır. Ancak bu dönüşümün başarılı olabilmesi için teknolojik altyapının güçlendirilmesi, öğretmenlerin eğitilmesi ve etik ilkelere bağlılık son derece önemli hale gelmektedir.

Ancak bu örneklerin başarılı olması için, öğretmenlerin bu sistemleri doğru anlaması ve bilinçli kullanması şarttır. Yapay zeka tabanlı sistemlerin “öğretmenin yerini alacağı” yönündeki yanlış düşünceler, hem öğretmenlerde kaygı yaratmakta hem de eğitimin insani yönünü gölgelemektedir. Unutulmamalıdır ki iyi bir öğretmen, sadece bilgi aktaran değil, rehberlik eden, ilham veren ve duygusal bağ kurabilen kişidir. Yapay zeka ise bu süreci kolaylaştıran bir yardımcı olabilir.

Sonuç olarak,

Yapay zeka eğitime büyük fırsatlar sunmakta, özellikle kişiselleştirilmiş öğrenme, öğretmen desteği ve öğrenci takibi gibi alanlarda fark yaratmaktadır. Ancak bu teknolojik dönüşümün sağlıklı ve sürdürülebilir olması için dikkatli planlama, ahlaki ilkelere bağlılık ve insan merkezli bir bakış açısı gereklidir. Geleceğin eğitim sistemi, öğretmenin şefkatiyle teknolojinin gücünü birleştirebildiği ölçüde başarılı olacaktır. Yapay zeka, eğitimi dönüştürme potansiyeline sahiptir; önemli olan, bu dönüşümde esas unsur olan insanı unutmamak lazımdır.  

logo 2 | Eğitim Her Yerde          Kaynakça :

  • Holmes, W., Bialik, M., & Fadel, C. (2019). Artificial Intelligence in Education: Promises and Implications for Teaching and Learning. Boston: Center for Curriculum Redesign. 
  • Luckin, R., Holmes, W., Griffiths, M., & Forcier, L. B. (2016). Intelligence Unleashed: An Argument for AI in Education. Pearson. 
  • OECD. (2020). Teachers and School Leaders as Valued Professionals: OECD Teaching and Learning International Survey (TALIS). 
  • OECD. (2021). AI and the Future of Skills, Volume 1: Capabilities and Assessments. 
  • Selwyn, N. (2019). Should Robots Replace Teachers? AI and the Future of Education. Polity Press. 
  • UNESCO. (2022). AI and Education: Guidance for Policymakers. 
Facebook Yorumları

Teknik Eğitim Fakültesi mezunu ,35 yıllık eğitim yöneticisi, Farklı platformlarda yazılar yazar, "Meslek Liselinin Kariyer Yolu" ve "Eğitimcinin Penceresinden" adlı kitapların yazarı. MstfAslaN Okuyan, düşünen, sorgulayan ve üreten bir "EĞİTİM UZMANI"MstAslN

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.