İlk kitabım “Altın Bilezik’te ; Mesleki eğitimde başarılı olmak için sihirli bir değneğe ya da icat türünde yeni fikirlere ihtiyacımız olmadığını sadece mesleki eğitimdeki öğrenci, öğretmen, okul yöneticileri, üniversite ve sektör temsilcilerinin görüşlerine kulak vermek gerektiğini anlattım.
Bu fikrimden hareketle “yeter artık mesleki eğitimde söz sektör temsilcilerinin” olmalı diyerek bizzat tanıdığım, mesleki eğitime inanmış, destek vermek için çaba sarf eden, sektörel STK larda görev ve sorumluluk alarak önemli çalışmalara ve ilklere imza atmış ülkemize istihdam ve katma değer üreten kıymetli iş insanı tanıdığım insanların fikirlerine müracaat ettim. Değerli fikirlerini paylaşmalarını istedim. Yetmişiki iş insanı benimle fikirlerini paylaştılar. Bu fikirleri ilki aşağıda olan bir yazı dizisiyle okurlarla buluşturmaya çalıştım.
“Mesleki eğitim, çok önemli, istenilen seviyede değil, sınavlıyken daha değerliydi, mezunu iş bulurdu, hakettiği değer verilmiyor, cazip hale getirilmeli, ağırlıklı sektörde işyerlerinde işbaşında ve uygulamalı olmalı, bilinçsiz tercih ediliyor, önce mesleki tanıtım rehberlik ve yönlendirme yapılmalı, bilinçli tercihler yaptırılmalı, nitelikli öğrenciler isteyerek gelmeli, mecburen gidilen okul olmamalı. Okul-sektör işbirliği yetersiz, uygulamalı mühendislik eğitimine geçilmeli, mezunların çalışma şartları iyileştirilmeli, ana-baba baskısıyla üniversite zorlanmamalı, velilere rehberlik şart, herkesin üniversite mezunu olmaya çalışması doğru değil, kültürel dersler sadeleştirilmeli. Staj 10. Sınıfta başlamalı, meslek seçimi yaşam biçimi tercihi olduğu bilinmeli, atölye laboratuvarlar yetersiz, teknoloji yeterince takip edilemiyor, hayatboyu öğrenme gerekiyor, gençlere sevdirebilmeliyiz, iyi yetişmiş mezun üniversiteliden daha iyi kazanabiliyor, liselerin çoğu ML olmalı. Üniversite gerekmeyen meslekler belirlenip ilan edilmeli. Mesleksiz birey sosyolojik sorundur, ME eğitim hakkında eksik ve yanlış bilgi var, yıllardır aynı sorunlar var, eğitim sistemi ana hatları net belli olmalı, ülke sorunlarına duyarlı sağlıklı nesiller yetişmeli, herşey devletten beklenmemeli, devlet tek başına çözemez, herkes el ele vermeli.
Devlet MEB üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Mezun asgari ücretin üzerinde işe başlatılmalı, sosyal hakları iyileştirilmeli, okul-sanayi işbirliği ülkenin üretim gücüdür, ME sistemi yetersiz kalıyor, atölye meslek dersleri öğretmenleri düzenli sektörde hizmetiçi eğitime alınmalıdır. Öğretmenlerin kendilerini yenilemesi teşvik edilip desteklenmelidir. Akademik bilgisi kadar uygulama becerisi yükseltilmeli. Okul-sınıf öğrenci mevcutları azaltılmalı, standart okul-sınıf-sıra mantığından vazgeçilmeli, beceri uyuşmazlığı azaltılmalı, sektör ihtiyacına cevap verilmeli, önemli değişim-iyileşme başladı. Son yıllarda önemli dönüşümler yaşandı. Pandemi döneminde önemli hizmetler üretildi. Büyük bir atılım içerisinde. İyiye gidiş var. ME ülke gündeminde duyarlı insanlar sayesinde yeni bir kulvara girildi. Meslek sahibi olmak altın bileziği koluna takmaktır. ME konuşulduğu kadar ilgi gösterilmiyor, gereken önem verilmiyor, alaylı mektepli ölçüsü gözetilmeli, 28 Şubat mesleki eğitimi olumsuz etkilemiştir. ML değil ME sistemimizde sıkıntı var, yeniden tasarlanmalı.
Okul dışı faaliyetlerle desteklenmeli, ilgi-beceri-yetenek odaklı yeniden kurgulanmalı. Öğretmen-öğrenci-sektör-aile nitelikli işbirliği şart, öğrenci-öğretmen kalitesi iyileştirilmeli. Profili düşük olarak görülmemeli. Öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmeli. Önemli olan mezunların ne yaptığı, OSB içinde sektörel açılan ML başarılı, ML son tercih değildir. Çağın gereklerine uygun geliştirilemedi. Mühendisler ML mezunlarıyla uygulama ağırlıklı yetişmeli, ML her konuda desteklenmeli. Staj süreleri artmalı ve iyi takip edilmeli. Bilinirlik artırılmalı, genç işsizlik ME ile önlenebilir. ME köprüden önceki son çıkıştır. ME okul, yapı, donanım ve sistem gözden geçirilmelidir. Gerçek iş hayatına yaklaştırılmalı. Öğrencinin mesleki bilgi ve becerisi yanında iş ahlakı da iyi insan olması da unutulmamalı. Çalışma iş disiplini kazandırmalı. ML uzay merkezi gibi olmalı. Okul binaları gençler için zevkli mekânlar olmalı. ML temel anahtar beceri ve yetkinlik kazandırmalı. İşsizler ordusunu çoğaltamamak için ME şart. Sanayici ML mezunu tercih ediyor. Diplomadan ziyade staja-projesine ve becerisine bakıyor. Liselerde öncelik ML verilmeli. Kalkınma sanayileşme ve refah için ME şart. Basın yayın sosyal medya ME tanıtmalı. ME görevli yöneticiler sık değiştirilmemeli. Uygulama oranı yarı yarıya olmalı.
Algının artması için askeri lise gibi kurgulanmalı. Proje ve tematik ML pilot seçilip güzel örnekler paylaşılmalı. Bunları özel yabancı kolej düzeyine çıkaralım. Önyargılardan kurtulalım. Niteliğe odaklanalım. Nitelik ME büyük bir talebi karşılar. Uzun çok uygulama imkânı gerek, beceri yetersizliği özgüveni kaybedip meslekten soğutuyor. Her meslekte yetişmiş insana ihtiyaç var. ME mecburi olmalıdır. Beceri meslek insanı yetişseydi değeri bilinirdi. İş insanlarının sürekli fikirleri alınmalı. Sürecin her aşamasına tam dâhil edilmeli. Eğitimciler masa başında kurtulup sahaya inmeli. Sınav-not odaklı eğitimden vazgeçilmeli. Sınıfta kalmamak kaliteyi düşürüyor. Herkes yeteneğine göre yönlendirilmeli. Anadolu Lisesi ve İHL kontenjanları az tutulup zorun ML geliniyor. Denizcilikte herkes kaptan olmak istiyor. Okul sayısını değil kaliteyi artıralım. Her il’e üniversite ve vakıf üniversitelerinin çokluğu mezunları sektör yerine yükseköğretime çekiyor. Beyaz-mavi yaka ihtiyacı ilan edilmeli ve planlanmalıdır. İyi niyetli ve şahsi çabalar yetmiyor. ME yöneticileri atölye ve meslek dersi öğretmenlerinden seçilmelidir. Staja ilk yılın yazından başlanmalıdır. İşyeri usta öğreticileri ML aktif atölye derslerine girmeli. Sanayileşmede başarı için ME şart. İTO-İSO hamiliği ilgisi doluluk oranlarını yükseltti.”
İş insanlarının on mülakat sorusuna verdiği yazılı cevaplar hiç değiştirilmeden yorum katılmadan bu yazı dizisinde yer almıştır. Okunmasında sıkıcı gelmemesi, fikirlerinden dolayı farklı değerlendirmelere maruz kalınmaması için kimin hangi fikri paylaştığı isim olarak belirtilmemiştir. Ancak ifadelerinden kendileri ve tanıyanlar kime ait olduğunu anlayacaklardır. Bu zamana kadar bu kadar geniş sektör ve mesleklere ait iş insanlarının fikirlerini aynı kitap veya kaynakta rastlamadım. Farklı bir çalışma olduğuna inandığım bu fikirlerin kalıcı olarak literatürde yer alması bir yana ilgilenenlerin faydalanmasına vesile olması için kitaba dönüştürdüm. Yakında “İş İnsanları Gözüyle Türkiye’de Mesleki Eğitim” adıyla okuyucuyla buluşacaktır.
İş insanlarının fikirleri bana göre toprak altındaki maden cevherleri gibiydi. Onları gün yüzüne çıkarıp parlamasına vesile olmaya çalıştım. Son soruda konuya ilişkin serbest düşüncelerin isteğe bağlı belirtilmesinde; yaklaşık onbeş yıldır İstanbul’da birlikte çalışmalarda bulunduğumuz iş insanlarından şahsımla ilgili teveccüh gösterip gayretimi, niyetimi ve yaptıklarımı kendi cümleleriyle ifade edenlere ayrıca özel olarak teşekkür ederim.