Bir çocuğun kendi yatağında uykuya dalması önemlidir. Dolayısıyla eğer çocuğunuzun sizin yatağınızda uyuma alışkanlığı varsa öncelikle ona kendi yatağında yatabilme alışkanlığını kazandırmanız gerekir. Kendi odası ve kendi yatağı çocukta olumlu çağrışımlar yaratmalıdır, gerekirse odanın düzeni çocuğun kendisini rahat ve güvende hissedeceği şekilde ayarlanmalıdır.
Örneğin; pijamalarını birlikte seçmek, yatağının yanına sevdiği ayısını koymak veya yatağın karşısındaki duvara istediği resimleri birlikte asmak, birlikte nevresimini seçmek gibi. Çocuğunuzun kendisine ait bu alanı kendisinin düzenlemesi odayı daha rahat bir biçimde benimsemesini ve burada daha fazla vakit geçirmek istemesini sağlayacaktır.
Odanın sıcaklığı, gürültüden uzak olması, hafif bir ışık, yatağın uygun konumu gibi detaylar da ebeveynler tarafından düzenlenmelidir.
Yaptığınız düzenlemelerin ardından sürece adım atılmaya başlanabilir. İlk zamanlarda çocuğunuz sizden ayrı uyumak istemeyebilir, bu çok doğaldır. Bu gibi durumlarda birkaç gün çocuğunuzun yatağında, yanında kalabilirsiniz. Yanında kaldığınız bu zaman diliminde ona bir masal okumak veya dinlendirici bir sohbet yapmak çocuğunuzun rahatlamasını sağlayacaktır. Çocuğunuz uykuya daldıktan sonra siz de kendi yatağınıza gitmelisiniz.
Çocuğunuzu kendi yatağında yatması için ikna etmeye çalışmayın. Onu mantıklı açıklamalar yaparak ikna etmek yerine motive edici ve her zaman onun yanında olduğunuza dair güven verici sözler söylemeniz daha etkili olacaktır. Bu sayede çocuğunuzun endişesini azaltmış ve daha iyi hissetmesini sağlamış olacaksınız.
Gecenin bir yarısı korktuğu için yanınıza geldiğinde ya da sizi yanına çağırdığında “Neden ağlıyorsun?”, “Korkacak bir şey yok.” gibi söylemler çocuğunuz üzerinde rahatlatıcı değil, duygularını ortaya koymasını engelleyici bir etki yaratır. Böyle bir yaklaşım ortada korkulacak bir neden yokken korktuğu için daha kötü hissetmesine neden olacaktır.
Birkaç gün odasında yattıktan sonra çocuğunuzu korktuğu, kaygılandığı için tekrar yatağa almanız süreci en başına götürecektir. Onun korkmasından kaygılanmanız çocuğunuzdaki korkunun daha da büyümesine neden olur. Bu nedenle bu gibi durumlarda ona güven verici bir tutum içinde olmanızda fayda var.
Gece çocuğunuz uyandığında ve yanında sizi görmediğinde kaygı duyabilir ve sizin yanınıza gelmek, sizinle uykuya devam etmek isteyebilir, bu durumda çocuğunuzun ellerinden tutun ve sakince yatağına geri götürün. Ne kadar yorgun olursanız olun, bunu her sefer ve sabırla tekrarlamak için enerjiniz yerinde olsun.
Bu sisteme “100 yürüyüş” adı verilmektedir. Tıpkı su kaçıran bir alana elinizle baskı yaptığınızda akıntının durması, bıraktığınızda tekrar dışarı çıkması gibi çocuğunuz ile bu döngüyü uzun süre yaşayabilirsiniz. Bu durumda ebeveynlerin nötr kalabilmesi önemli hale geliyor. Yorgun ve halsiz hissediyorsanız bile, özellikle de sinirli ve sıkıntılı bir biçimde çocuğunuza tepki vermemeniz gerekmektedir. Bu sırada onlarla etkileşime girin. Sizden mutlaka bazı şeyler için yanıt beklerler ve belli tutarlılıklara ihtiyaç duyarlar. Sakin kalarak ona sevginizi gösterin, uyumasının önemli olduğunu belirtin, şu an dinlenmeniz gerektiğini doğru bir şekilde aktarın ve sabah yapılacaklara dair birkaç şeyden bahsedin.
Çocuğunuz eğer sizin yanınızda uyursa ve uyandığında kendisini kendi yatağında ve yalnız başına bulursa bu kendisinde kafa karışıklığına sebep olabilir, bu da uykuya dalmakta güçlük çekmesine ve kaygı yaşamasına neden olabilir. Bu nedenle çocuğunuz uyurken değil uyanıkken onu kendi yatağına götürmeniz daha doğru bir tutum olacaktır.
Sonraki günlerde bu süreç, çocuğunun yatağına girmeden, yatağının yanında oturarak uykuya dalmasını beklemek şeklinde devam ettirilebilir. Bu şekilde anne-baba çocuk arasındaki yakın temas bir ölçüde azaltılmış olur ve çocuğun kendi başına uyuyabilmesi için önemli bir adım atılmış olur. Uykuya dalarken çocuğunuzun saçlarını okşamak, elini tutmak onun açısından rahatlatıcı olacak, uykuya dalmasını kolaylaştıracaktır.
Bu sürecin ardından çocuğunuzun yavaş yavaş kendi kendine uykuya dalabilmesi, siz odada değilken de kendisini sakinleştirip uykuya geçebilmesi mümkün olabilir. Çocuğunuzun yanında bir süre kalıp onunla küçük bir sohbet edebilir, masal okuyabilir, ona hikaye anlatabilirsiniz. Sonrasında uyuma vakti geldiğinde birbirinize iyi geceler öpücüğü verdikten sonra odasından çıkabilirsiniz.
Uyku öncesindeki bu birlikte vakit geçirmenin süresi çocuğunuzun kaygı düzeyine veya aranızdaki ilişkiye göre farklılık gösterebilir, ancak bu süreyi yavaş yavaş azaltmak mümkündür. Başlarda çocuğunuz uzun süre sizin onun yanında kalmanızı isteyebilir veya gideceğinizi düşünmesi sebebiyle uyumamak için direnç gösterebilir. Bu gibi bir durumda çocukla bir anlaşmaya varmak çok önemlidir, örneğin “bir masal okuduktan sonra” yanından ayrılacağınızı söyleyebilirsiniz.
Çocuğunuzun yatağında yatması adına kurguladığınız plan bir ödül sistemi içeriyor olabilir. Örneğin yıldız yöntemi ile ilerlemeyi deneyebilirsiniz. Yıldız kazanma yöntemi dediğimiz bu tarz kurguları çocuklar görebilir ve kolayca neyi başarıp neyi başaramadıklarını anlayabilirler. Çok basit, yatağında uyuduğu her gece için çocuğunuz bir yıldız kazanır. Kazanılan her yıldız ayrı birer küçük ödül, ya da haftalık sistemde yıldızları eksiksiz toplaması durumunda büyük bir ödül söz konusu olabilir.
Tabi tüm bunları uygularken onun için olması gereken güvenli alanları öncesinde mutlaka aktarmalısınız. Hasta hissedebilir, korkabilir, tuvaleti gelebilir veya benzeri durumlar yaşanabilir. Destek istedikleri anda sizden yardım alabileceklerini bilmeliler. Planınızı tüm açıklığıyla defalarca anlatın, kısa zamanda anlayacaktır ve kolayca uygulanabilir hale gelecektir.
KENDİ YATAĞINDA YATMAK İSTEMEME NEDENLERİ
Çocuğu kendi yatağında yatmaya alıştırmak için kullanılabilen yöntemlerin başında sebepleri anlamak gelir. Çocuğunuzun, kendi odasında yatma konusundaki isteksizliğinin arkasında yer alan birçok sebep bulunabilir. Bu nedenlerden bazıları ise şu şekildedir:
• Yatma zamanı öncesindeki faaliyetler: Çocuğunuzun yatağa geçmesinden önceki diş fırçalamak, banyo yaptırmak, pijama giydirmek gibi faaliyetlerin yoğunluğu ve gereken zamandan uzun sürmesi ebeveyn olarak sizin enerjinizi etkileyebilir. Çocuğunuz, bu karmaşa içerisinde sizinle birlikte etkilenebilir. Bunun sonucunda ise uyku öncesi hazırlıklar, siz ve çocuğunuz için konforlu bir zaman olmaktan çıkabilir.
• Çocuğunuz yeterinde yorgun olmayabilir: Her birey gibi çocuklar da gün içerisinde belli seviyelerde enerji harcarlar. Günlük yaşantısı içerisinde yeteri kadar aktivite göstermeyen çocuklar, uyku konusunda güçlük çekebilirler.
• Büyük değişimler: Çocuklar, aile içerisinde meydana gelen çeşitli değişikliklere geç alışabilirler. Yeni kardeş, bakıcı değişimi, taşınma veya çocuğunuzun odasının değişimi ana sınıfına veya yeni bir okula başlamak gibi farklı faktörler, çocuğunuz için büyük bir değişim olarak algılanabilir. Değişimin beraberinde getirdiği huzursuzluk ise çocuğunuzda, uyku problemleri ile kendini gösterebilir.
• Şekerleme saatleri: Her yaş için belirli miktarlarda uyku önerilir. 1 veya 2 yaşındaki çocuklar için günlük 11-14 saat arasında bir uyku yeterlidir. Daha büyük çocuklarda ise bu süre gittikçe kısalır. Şekerleme olarak da bilinen kısa uyku aktiviteleri, çocuğunuzun günlük uyku ihtiyacının büyük bir kısmını kapsıyorsa veya zamanlaması yanlışsa temel uyku konforunu etkileyebilir.
• Kabuslar: Her yaşta görülebilen kabuslar, çocuğun psikolojisi üzerinde daha ciddi etkilere sahip olabilir. Kabusların sıklığı ve şiddeti ise çocuklarda uyku kalitesini etkileyebilen diğer faktörlerdir. Uyku terörü gibi uyku bozuklukları, çocuğun uykuya karşı dirençli olması ile sonuçlanabilir. Uyku terörü, sıklıkla çocuklarda görülen ve uykudan aşırı korkmuş şekilde uyanılması ile karakterize bir bozukluktur. Çocuğunuzun bir uyku bozukluğu olabileceğini düşünüyorsanız, öncesinde pedagog gereğinde uzman bir çocuk psikiyatristinden destek alabilirsiniz.
• Yalnız kalma endişesi: Çocukluk evreleri içerisinde karşılaşılabilen problemlerden birisi de ayrılık kaygısıdır. Bu tür bir durumda çocuklar, ebeveynlerinden uzak kalma korkusu ile kendi odalarında yatmaktan çekinebilirler. Bazı durumlarda ise çocuğunuz, o uykuya dalana kadar yanında olmanızı veya elini tutmanızı isteyebilir. Bu gibi durumlarda çocuğunuzu zorlamamalı, sabırlı ve destekleyici bir yaklaşım sergilemelisiniz.
• Korkular : (Karanlık, izlediği bir şeyden etkilenme)