Yıllar geçse de ne o Mahmut hocanın okul merdivenlerinde duruşu ne 6 Edebiyat A nın namı diğer Hababam Sınıfının akıllardan çıkmaz maceraları unutuldu. Ama bir şeyleri unuttuk mu ne? Yalnızlık nedir? İlgisizlik. Kendini ispatlama? Nasıl yaşanır hiç düşündünüz mü? Bazen kocaman kocaman binalar da o kadar kalabalık içerisinde yalnız kalmak. Kimsenizin olmadığını hissetmek ve ben varım buradayım demek adına neler neler yapmak.
Dışarıda serin bir hava rüzgâr hafif hafif esiyor. Akşam saat 21 suları, evlerin ışıkları geceye inat karanlığı aydınlatırcasına parıldıyor. İnsanlar yorgun argın evlerinin kapısından birer ikişer girerken sevdiklerinin yanına sıcak yuvalarına. Şehri gece sarhoşluğu sarmış ve kimseler kimseleri düşünemez bir halde. Hal böyleyken bile birçoğumuz yalnız ve yalnızlık kader olmuş sanki yanı başına.
Neden bu şekilde giriş yaptım merak ediyorsunuz eminim. Şunu belirtmeliyim ki bir eğitim lideri olarak bana verilen görevleri yerine getirmede asla tereddüt etmeden en iyi şekilde yapma gayreti içindeyim. Biliyorum ki benden kaynaklanan bir sıkıntı olursa bir kuşak feda olur. Rabbim esirge inşallah, hata ve yanlış yapmaktan sana sığınıyorum. Şimdi tüm samimiyetimle bir soru soracağım bu satırları okuyan siz değerli okurlarımıza. Evladımızı ne kadar tanıyor, onu doğru ve dürüst yetiştirdiğimize inanıyor muyuz? Okulun var oluş nedenini ve bulunduğu bölgedeki görevini biz tam olarak içselleştirip evlatlarımıza bu konuda öğütlerde bulunuyor muyuz?
Ben okulumu her yönüyle başta eğitim önderlerime, yavrularıma, velilerime ve mahallemiz sakinlerinin her türlü hizmetine sunmak adına donatıp, yenileyip zenginleştirmek için buradayım. Okulumun kurulduğu günden beri her bir köşesine kelimeler fısıldadım, duvarlarına dokunup onun yaşayan ruhunu hissettim. Nedendir bilmem ama okulum yaşayan hisseden ses veren bir okul. Ama laf konduramadığımız, her fırsatta arkasında durduğumuz, benim oğlum, kızım yapmaz dediğimiz, evlatlarımız nedendir bilinmez ama akla hayale gelmeyen zararlar içinde okulumuzun bu güzel ruhuna zarar veriyorlar. Kimin ya da kimlerin yaptığı değil meselem nedenini merak ediyorum. Bu davranışın altında yatan sebeplerin yavrularımıza ileriki yıllarda zarar vermesinden endişeliyim. Cam, kapı, pencere musluk, duvar, masa, dolap ,perde, kornej, saksı, çiçek, bank hatta toprak ne varsa her gün zarar veriliyor. Hem ekonomik, hem de psikolojik anlamda zarar… Ekonomik anlamda bir şekilde karşılanıyor. Öyle ya da böyle ama okula, bana bıraktığı izler inanın tarifi zor anlatamıyorum bile. Sayın anne babalar yavrularımıza lütfen ama lütfen sahip çıkalım. Büyük ve altından kalkılamaz sonuçlar meydana gelmeden çaresini sorgulayalım, çözümünü bulalım. Yoksa ilgisiz, yalnız ya da sadece nitelikli okullara girmesi ve sınavdan başarılı olsun diye akademik yönde yoğunlaşırsak maalesef niteliksiz evlatlar karşımıza çıkmaya başlayacak.
Sevgili yavrularımız; Okullarımız hepimizin ve buradaki sıra, duvar, masa her birinizin hayallerini umutlarını taşıyor, Umutlarınızı kaybetmeyin, yitirmeyin, yok etmeyin lütfen. Ben yine söylüyorum sizler bu işlerden vazgeçene kadar beni yenilemeye tamir etmeye onarmaya ve her gün sizlere tertemiz yeni ve güzel bir eğitim ortamı oluşturmaya devam edeceğim.
Ben her şeye rağmen umudumu hiç kaybetmeyeceğim. Bizlere emanet olan ve sizlere emanet edeceğimiz bu topraklara borcumuz var. Yüreğimiz ve gücümüz eksik olmasın.