İlk sahibinden değişeni olmayan, tüketiciye muhayyer, garantisi devam eden ikinci el yazıları okumaya başladınız. Siz bakmayın ikinci el yazılar dediğime aslında birinci el yazılardır.
Fakat birinci el dediğimde pahalı olacağını düşünenler olup okumak istemeyeceği için ikinci el yazılar diyorum! Çünkü bir şeyin ikinci el olduğunu söylemek, daima hesaplı ve ucuz olduğunu düşünmemize neden olmaktadır. Hatta siz “sahibinden ikinci el yazılar” başlığını gördüğünüzde bilinçaltınız, bu yazının kelepir ve hesaplı olduğunu düşünmenize neden oldu. Hesaplı olduğunu duyunca gülümsediğinizi görür gibiyim. Bu nedenle veya ilginizi çektiği için misafirim olarak yazıyı okuyorsunuz.
Kazası belası olmayan bu yazıların herhangi gizli ya da örtülü amaçları da bulunmamaktadır. Bu nedenle dostlarımıza rahatlıkla tavsiye ediyorum. Siz de sevdiklerinize gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirsiniz. Belki bir miktar bel altı boya olabilir! fakat yazılarımızın yürüyeni iyi olup okura bir nebze katkıda bulunabilir. En azından hiç olmazsa gülümsediğinizi görür gibiyim. Bu da benim için az olmayan bir mutluluk olacaktır.
Beğenmediğiniz takdirde yazılarımızı iade edebilirsiniz. Bunun garantisini de vermekle beraber her esnaf gibi iadeye geldiğinizde yüzümü ekşitip iade almayacağımdan emin olabilirsiniz! Çünkü okunmuş bir yazının iadesini istemek mümkün değildir. Neticede bir emek ve çaba ile önünüze kadar gelmiş bu yazıları, belki kâğıt kokusu eşliğinde gazeteden belki de akıllı telefonunuzun ekranından sizinle buluşuncaya kadar bir dizi elden geçiyor. Bilgisayar ekranından okuyanları da unutmayalım, elbette onların da hatırı sayılır bir yeri vardır yanımızda…
Yazılarımızın serüvenine bakalım isterseniz. Ben şimdi cumartesi gecesi bilgisayarda bu satırları yazıyorum. Beğenmiyorum, düzeltiyorum, ekliyorum ve çıkarıyorum, “şurası şöyle daha mı iyi olur acaba?” diye kendi kendime çeşitli sorular sorup cevap vermeye çalışıyorum. Olmadı bazen hanımdan ve çocuklardan fikir almaya çalışıyorum. Tabii ki onlar çok zaman sorumu dahi dinlemeden “yav he he, iyi olmuş” diyorlar. Ben de soruyu ters çevirip tekrar soruyorum fakat nafile bir çaba içerisinde oluyorum. Onlar da cevabı ters çevirip aynı cevabı tekrar veriyorlar. Ardından anlamını bilmediğim sözcük ve kelimeler için internette araştırma yapıyorum. “Türk Dil Kurumundaki büyüklerimiz ne demişler?” diye bakıyorum. Uzun lafın kısası yazıya son şeklini verdikten sonra gazeteye gönderiyorum. Onlar da gazetede uygun gördükleri bir köşede yer verip baskıya gidiyor. Tabii haber merkezinden baskı personeline kadar birçok kişinin emeğinin neticesinde gazeteyi önünüzde buluyorsunuz.
Peki, sen neredesin, ne yapıyorsun sevgili okur? Bu sürecin en önemli aktörlerinden biri de sensin! Çünkü sen de zaman ayırıp okuduğunda maksat hâsıl olmuş, sevenler kavuşmuş gibi seviniyoruz! Bu zamanda bir yazıya zaman ayırmak da az şey değil elbette. Zaman hem kısıtlı hem değerlidir. Kimlere zaman ayırdığımız da çok önemlidir. Okumaya zaman ayırmaya devam edin derim fakat sevdiklerinize de zaman ayırmayı ihmal etmeyin. Çünkü sevgi ihmale gelmiyor. Sağlıcakla kalın.