TEKNOFEST sonrasında kaleme aldığım bu yazıya başlamadan önce yazıdaki kişisel gözlem ve değerlendirmelerimin 16 milyonu aşkın öğrenci ve bir milyonu aşkın öğretmeni barındıran Türk eğitim sisteminin bir genellemesi olmayıp. Benim kişisel gözlem ve değerlendirmelerim olduğunu belirtmek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta üçüncüsü Gaziantep’te gerçekleştirilen TEKNOFEST Havacılık ve Teknoloji festivalini eğitim sistemimiz açısından değerlendirmek istiyorum. TEKNOFEST’in gerek eğitim sistemimiz gerekse kamu özel sektör iş birlikleri çerçevesindeki bazı sorunların, uyumsuzlukların ve iletişim sorunlarının çözülmesine katkı sağladığını düşünüyorum. TEKNOFEST kapsamında organize edilen yarışmalar ile sağlanan bu çözümleri tek tek ele almak ve etkilerini en azından dar bir çerçeveden görmek, gözlemlemek mümkün. Benim gözlemlerime göre TEKNOFEST sayesinde yarışmalara karşı farkındalık, rekabetçilik ve desteklerde gözle görülür bir artış sağlandı.
TEKNOFEST NEDİR?
İlk olarak TEKNOFEST ile oluşan farkındalık üzerine gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. TEKNOFEST kapsamında düzenlenen bazı yarışmalar yeni olmakla birlikte TÜBİTAK tarafından yıllardır organize edilen ancak TEKNOFEST ile daha geniş kitlelere ulaşan yarışmalar mevcut. TÜBİTAK yıllardır emisyonsuz ya da yeni nesil itki sistemleri ile çalışan araçlar üzerine yarışmalar düzenlemekteydi. Gerek güneş enerjili araçların yarıştığı Formula G olsun gerekse diğer kategorilerde yıllar önce başlayan bir yarışmalar olmasına rağmen ne yazık ki bu yarışmalara karşın hem kamuoyunda hem de okullarımızda yeterli farkındalık mevcut değildi.
Bunun yanıda yayınlanan bültenler ile haberlerde yer alabilen bu yarışmalara katılmak isteyen öğrenci ekiplerin ne yapıp, neyi başarabileceği, ne için öncü olabileceğinin anlaşılmaması hem kurumsal destek hem de sponsor desteği bulma konusunda sorun kaynağıydı. Ama artık kurum ya da ajans bültenlerinden öteye geçen haber etkisi sayesinde bu yarışmalara katılmak isteyen ekipler önceki yıllara göre daha ciddi bir kurum veya sponsor desteğine sahip olabiliyor. Verimlilik alanında önemli deneysel veriler sağlayan bu yarışmalardan elde edilen veriler ile yerli elektrikli araba konusunda ilk adım belki daha önce atılabilirdi. Ama hala bu açıdan treni kaçırmış değiliz, fabrika yükselmeye devam ederken daha deneyimli mühendislerimiz rekabetçi bir yapıda yetişiyor.
EĞİTİM SİSTEMİ NELER KAZANDI?
Rekabetçi yaklaşım bence TEKNOFEST’in bize kazandırdığı bir diğer yaklaşım oldu. Farkındalık ve buna sebep olan görünürlük sayesinde yarışmalara katılmaya istekli daha çok öğrenci grubu artık kendilerine hem kurumlardan hem de özel sektörden destek bulabilir hale geldi. Basit çerçevede sadece TEKNOFEST’e katılan bir takıma sponsor olmuş olma çerçevesinden olaya yaklaşanlar olabileceği gibi yenilikçi düşüncüyi destekleyen yarışmalar ile kendini geliştiren öğrenciler ile geleceğe taşınmayı hedefleyen sponsorların da olduğunu düşünebiliriz.
Farklı yaş gruplarına hitap eden yarışmaların her biri aynı ölçüde özellikle maddi destek sağlayacak sponsor desteğine ihtiyaç duymasa da özellikle lisans ve lisansüstü seviyedeki yarışmacıların dayanıklılıktan, verimliliğe farklı alanlarda kendilerini daha ileriye ulaştırmak zorunda oldukları yarışmalar rekabetçi yaklaşım sayesinde daha ucuza, daha dayanıklı, verimli ve gerçek hayat uygulaması mümkün tasarım ve ürünler çıkmasını sağlamakta.
Yenilikçi ürün geliştirme ve tasarımının en önemli unsurlarından olan rekabetçi yaklaşım bugün Tuz Gölü havzasında roket yarışmasına karılan ekipler sayesinde yarın Space X benzeri sıvı yakıtlı tekrar kullanılabilir roketlerin tasarımdan üretimini mümkün kılacaktır. Elbette buradaki rekabetçi yaklaşım sadece sponsorların bulunması açısından değil farklı kademelerde hala öğrenci olan yarışmacıların eğitim sistemi içerisinde kendi hayalleri çerçevesinde uğraşan öğrenci olarak görülüp göz ardı edilmesinin de önüne geçmekte elbette. Yenilikçi ürünler çıkartacak yarışmaların farkında olan öğrencilerin rekabetçi ortamda yalnız bırakmayan destek olan bir yapı olmazsa bu sürecin ayakta kalmasını söylemek mümkün değil.
Aslında hem farkındalık hem de rekabetçilik süreçlerinde desteklemeden bahsetmişken neden desteklemeden ayrıca vurgulamak gerekli diye düşünebilirsiniz. Bence TEKNOFEST ile birlikte eğitim sistemimizin kazandığı en önemli şey, öğrencilerin desteklenmesi. Farklı kaynaklarda farklı kişilere atfedilse de özünde aynı özet noktaya ulaşan bir söz var “Mağlubiyet yetimdir!”. Öğrencilerin desteklenmemesi sürecindeki belki de en önemli noktalar güvensizlik ve mağlubiyet ya da başarısızlık korkusuydu. Ancak, TEKNOFEST ile oluşan görünürlük sayesinde daha önce belki katılımcılara dair güvensizlik, belki başarısızlık ile anılmama isteği ile verilmeyen desteklerin veriliyor olduğunu görmek mümkün.
SONUÇ
TEKNOFEST sırasında okullarımızın, üniversitelerimizin hatta sponsor kurumların sosyal medya hesaplarında desteklenen, yarışmacı olan ekiplere dair paylaşımlar yer aldı. Belki küçük bir hevesti o ekibi yarışmaya taşıyan ve eğitim kurumlarından destek görmeseler süreci ilerletmeyecek, sponsor bulmak için çalışmayacak ve belki de hiç adlarını duyamayacaktık. Bugüne geldiğimizde küçük bir isteğin arkasından görülen destek o ekipleri daha büyük hedeflere taşıdı, belki yarına dair hedeflerini değiştirdi, okumaya, eğitime, araştırmaya olan inançlarını geliştirdi. Bu yüzden sorumluluk alıp desteklememiz gerekiyor. Bence, TEKNOFEST ile eğitim sistemimizin kazandığı en önemli özellik öğrencilerimizin desteklenmesi.