Sevgili okurlar, endüstri devriminden itibaren kademeli olarak hayatımıza giren buluşlar yaşantımızı kolaylaştırmakta, ilerleyişin ve gelişimin önünü açmaktadır. Şüphesiz bu ilerleyiş, hızla ilerleyen teknolojiden beslenmektedir. Son on yıla dönüp bakıldığında teknolojideki gelişmeler birçok alanda insanlara kolaylıklar sunmuştur. Hatta insana hizmet eden teknolojinin, bir süre sonra insanlığı esir alacağını düşünenler de mevcut… Nasıl mı?
Yapay zeka, eminim ki gündemi takip eden birçok kişinin az çok bildiği bir konu. İnsan komutuna gereksinim duymaksızın düşünerek çalışan bir mekanizma. Teknolojideki gelişmeler bu kadar ilerlemişken insanlar ne alemde peki?
Öncelikle başlık üzerinden yola çıkarak bir tanımlama yapmak istiyorum. Yeryüzündeki toplumları iki kategoriye ayırarak bu başlığa yanıt vermek mümkün.
1) Teknolojideki gelişmeler ‘’gelişmiş ülke toplumlarını’’ GELİŞTİRİR.
2) Teknolojideki gelişmeler ‘’geri kalmış ülke toplumlarını’’ TEMBELLEŞTİRİR.
Bakınız, bir tezat gibi duruyor, nasıl olabilir efendim teknolojik gelişmeler geri kalmış toplumları nasıl tembelleştirir? Aksine bu toplumlar için bir ilerleme göstergesidir şeklinde gözükse de tablo öyle değil. Bu yargı teorik olarak kalmış ve pratiğe geçirilememiş bir ifadeden fazlası değil. Bu toplumlar teknoloji tüketiminden, teknoloji üretimine geçdiği anda bu ifade yerinde bir kullanım olacak.
Düşünelim, geri kalmış ülke toplumlarını… Geri kalmaktan kastım ekonomisiyle, sanayisiyle, üretimiyle zayıf ve dışa bağlı olan ve üretemeyen toplumlar.
Bu toplumlar da hayatlarını kolaylaştıran birçok teknolojik gelişmeden ve üründen faydalanıyorlar elbette. Yalnız her ihtiyacı dışarıdan temin etme alışkanlığı ile. Yani ihtiyaçlarını temin edebilmek başka toplumların üretmesine bağlı. Peki başka toplumlar üretmese veya ürettiklerini satmasa ya da karşısındaki bu ürünleri satın alacak bir ekonomiye sahip bir toplum değilse ne olacak?
İhtiyaçlar temin edilemeyecek. Başta halk olmak üzere geri kalmış toplumların liderleri bu kısır döngüyü aşmak için üretmeye mecburdur.
Günümüz dünyasını düşündüğümüzde evet çılgınca bir teknoloji kullanımı söz konusu. İnsanlar pratik bir yaşam için gelişmeleri takip ediyor ve tüketiyorlar. Geri kalmış toplumlar rahat bir yaşam için fakirleşirken, gelişmiş toplumlar rahat yaşıyor ve zenginleşiyor. Gelin bir de gelişmiş toplumların bunu nasıl başardığına değinelim.
Efendim, gelişmiş toplumlar gündelik yaşamlarında bir problem veya ihtiyaca uygun durumu tespit ediyor. Bu tespitleri doğrultusunda bilim ve teknolojiyi arkalarına alarak üretiyor ve bu üretimleri kendi yaşamlarına entegre ediyorlar. Bu toplum bu ürünü kendi ürettiği için maliyeti çok düşük oluyor. Aynı şekilde diğer toplumların da ihtiyaç duyduğu bir ürün ürettikleri için bunu maliyetinden yüksek rakamlara diğer ülkelere pazarlayarak ülke ekonomisini güçlendiriyorlar. Bu döngü de bu şekilde devam ediyor.
Bir taraf sürekli cebinden yerken, diğer taraf cebindeki bittiğinde tekrar dolduruyor.
Bir de ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler var. Bu tarz ülkelerde durum geri kalmış ülkeler kadar karanlık değil.
Yalnız bilim ve teknolojiyi doğru kullanarak, üreterek zenginleşebiliriz. Aksi taktirde geri kalmış ülke toplumları gibi yaşamamız sürpriz olmaz.