The Project of International Reading Language Skills-Uluslararası Okuma Becerileri Projesi
İlkokul 4. Sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama becerilerini ölçen bir uygulama. Bu uygulamayı ön plana çıkaran unsur, tüm dünya genelinde ilkokul kademesinde öğrenim gören 4. Sınıf öğrencilerini ele alması ve ülke öğrencilerinin okuma becerilerini diğer ülke öğrencileri ile kıyaslama ve karşılaştırma imkanı sunması. PIRLS ilk olarak 2001 yılında 35 ülkenin katılımıyla gerçekleştirildi. İçerik olarak, öğrencilere uygulanan edebi ve bilgilendirici metinler kullanıldı (Mullis, Martin, Kennedy & Foy, 2016; Akt. Kutlu).
Uygulamanın amacı öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerine etki eden değişkenleri tespit etmekti. Öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerine etki eden unsurlar, öğretmen donanımı (uyguladığı yöntem ve stratejiler), öğrenci tutumları ve aile faktörü (Mullis, Martin, Gonzalez, Kennedy, 2003; Akt. Kutlu).
Bu başlıklar çerçevesinde 35 ülkede öğrenim gören 4. Sınıf öğrencileri edebi metinler ve bilgilendirici metinler ile bir çalışmaya dahil edildi ve ülkemiz bu çalışmada 28. sırada yer aldı. Bakınız tarih 2001. Sonrasında 2006, 2011 ve 2016 yıllarında ülkelerin katılımıyla tekrar eden bu uygulamaya ülkemiz dahil olmadı. Ben, 2001 verilerinden yola çıkarak birtakım değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. İlkokul okuma yazma öğretim programındaki reform 2004-2005 eğitim öğretim yılında pilot uygulama ile başladı ve 2005-2006 eğitim öğretim yılında öğretim programına entegre edildi. Ses Temelli Cümle Yöntemi şu anda tüm ilkokullarda okuma yazma öğretiminde kullanılan yöntem. Ülkemiz öğretmenleri 14-15 yıldır bu yöntem ile 1. Sınıf öğrencilerine okuma yazma eğitimi veriyor. Peki, öğrencilerimizin okuduğunu anlama skorları ne durumda olabilir? Bununla ilgili dahil olmadığımız için küresel ölçekli bir değerlendirme olan PIRLS verisi bulunmuyor. Ancak benzer bir çalışma olan PISA verilerinden bir takım çıkarımlarda bulunabiliriz.
PISA 2015 verilerine göre öğrencilerimiz okuduğunu anlamıyor. Çalışmaya dahil edilen birçok ülke içerisinde ne yazık ki son sıralarda yer alıyor.
Şu anda kullandığımız Ses Temelli Cümle Yöntemi’nde öğrenciler okuduğunu anlamlandırmada, parça bütün ilişkisi kurmada zorluklar yaşıyorlar. Hatay ili Antakya ilçesinde 157 sınıf öğretmeninin görüşlerini içeren araştırmada öğretmenler, günümüzde kullanılan yöntemin dilimizin yapısına daha uygun olduğunu, okumaya geçiş aşamasında daha kısa sürede sonuca ulaşıldığını ifade ederken; çözümleme yönteminde ise anlamlı ve akıcı okumanın daha iyi seviyede gerçekleştiğini ve noktalama işaretlerine uygun okumanın daha başarılı düzeyde yapıldığını paylaşmışlardır. (Tok, Türkay N. Tok & Mazı, 2008)
Peki hocam, 2001 ve öncesinde çözümleme yöntemi ile öğretilen okuma yazma öğretiminin de verileri önümüzde 28. sıradayız.
Yöntemi değiştirdik PISA verilerine göre öğrencilerimiz hala okuduğunu anlamıyor, neden?
Okuma yazma eğitim programlarında tercih edilen yöntemin değiştirilmesi topyekun bir iyileşme anlamına gelmemeli. İyi bir sıralama içerisinde yer almak için,
- Öğretmenin, sınıfta okuma yazma öğretiminde kullandığı yöntemin avantajlarını ve dezavantajlarını bilmesi ve problem durumunda gerekli iyileştirme çalışmalarının yapılması için bir eylem planı oluşturması,
- Okuma yazma sürecinde öğrencinin desteğini arkasına alması, motive etmesi, pekiştireçlerle öğrencide olumlu tutum ve becerilerin kazanımını sağlaması.
- Velilerin, öğrenciyi merkeze alan bir tutum içerisinde öğretmen ile iş birliği içerisinde hareket etmesi. Her iki tarafın da ortak menfaatlerinin öğrenci olduğunu sık sık hatırlamaları,
- Öğrencinin ev çalışmalarına destek noktasında doğru rehberlik edilmesi düşünülmelidir.
Kaynakça:
https://acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=40217
https://dergipark.org.tr/download/article-file/108298