Eğitimin en önemli ayaklarından biri öğretmen. Eğitime bir sistem olarak baktığımızda dönüşmesi gereken en önemli unsur. Sistem bilinci biyolojiyle ve diğer disiplinlerle bağını korurken, okul sistemleri kişileri toplumsal dönüşüme hazırlanan bireylere dönüştürmekle yükümlüdür. Elbette okul sistemlerinin geçmişle olan bağını dönüşerek geleceğe taşıması beklenmekte olan bir durumdur. Peki bu sistem yaklaşımında öğretmen kimdir?
Öğretmen genellikle bilen rolünü üstlenen kişidir. Oysa geleneksel okul yaklaşımlarında geçerli olan bu kavram yerini birlikte öğrenen ve değişim için yol açan kilit role yani lider öğretmene bırakmak zorundadır. Okulun amaçlarından biri ise öğrenciyi çevresinden uzaklaştırmaktır. Çok farklı çevrelerde bulunan okullar için ise farklılaştırmanın düzeyide farklı olacaktır.
Çünkü dönüşen okul sistemlerinin hafıza evrimi için bu gereklidir. Yani nasıl? Baktığımız zaman bu sorunun cevabı hiç de kolay verilebilecekmiş gibi görünmüyor. Ancak şu bir gerçek ki değişim için süreklilik şart. En azından sürekli eylem halinde bulunmak ve bu süreci asgari ölçüde planlamak bizi bu evrim için belli bir yola sokacaktır. Okul sistemlerinin hafızasını sürekli girdi ile beslemekle açık bir sistem yaratmak mümkündür. Kapalı sistemlerde zamanla kendi kendine yetme anlayışı vardır.
Oysa bu prensip yaşamayan sınıfların oluşmasına yol açar. Çevreyle iletişimi olmayan bu kapalı sistemler zamanla entropiye, yani düzensizliğe gidişe karşı koyamaz. Fakat sürekli girdiyle beslenen bir açık sistem üret kazan anlayışı ile yeniliğe karşı gelmez. Çevreyle etkileşim içinde bulunan yaşayan bir sınıf bilgi ve enerji akışını da aktif tutar. Böylece düzensizliğe gidişi yani ölüme varıştaki hızlanmayı geciktirir. Bu açıdan baktığımızda gücü dengede tutmak ve süreci yönetmek daha kolaylaşır.
Bilgi sistemlerinin hızlı değişimi, sistemlerin elemanlarının da hızlı değişmesine bir ihtiyaç doğurur. Bundan etkilenecek olan okul hafızası nesilden nesile aktarılacak bilginin dönüşümüne tanıklık edecektir. Böylelikle bilgiye ulaşmayı ve onu değişime uğratmayı öğrenecek öğrenci bunu yaşam kültürüne taşıyacaktır. Yaşayan sınıfların öğrencileri ve öğretmenleri aynı zamanda okulun diğer paydaşlarını da bu sürece dahil ederek diğer okul sistemleri ile iletişime geçecektir. Sonunda farklı okul sistemlerinin ortaya koyduğu kazanımlar toplumsa fayda sağlayacaktır.
Öğretmen bu açık sistemin en önemli elemanlarından biridir. Yeniliklere açık olmayı amaç edinen bir öğretmen diğer öğretmenlerle de iş birliği yaptığında, okul yaşayan bir sistem haline gelecektir. Bunu yapabilmek için öğretmenin değişen bilgi sistemlerini takip etmesi gerekir. Bu takip sınıf ortamına yansıdığında öğrenci yeninin peşine düşecek ve öğrendiği bilgiyi dönüştürecektir.
Ayrıca farklı yaklaşımları inceleyen ve takip eden yaşayan bir sınıf, yapacağı aktivitelerle yeni yaklaşımlara hizmet edecek bilgi üretimini de sağlamış olacaktır. Böylece yapamama anlayışı ile kendini sınırlayan öğretmen ve öğrenci sınırsızlıkların olanaklı olduğuna tanıklık edecektir. Elbette bu dönüşümler için kişinin değişime direnmekten vazgeçmesi ve değişimi kabul etmesi gerekir.
Kendini tanımakla işe başlayacak olan paydaşlar bunun için birlikte öğrenmeyi ve paylaşmayı bir kültür haline getirmelidir. Böylelikle bilen öğretmenden lider öğretmene dönüşmeye aday haline gelebiliriz. Çünkü bir öğretmen sahip olduğu bilgiyle yetinen olduğunda, sınırlanmayı ve sınırlandırmayı öğrenecektir. Ancak değişime ve yeni bilgiye açık olduğunda sınırlarından kurtulmayı ve özgürleştirmeyi öğrenir. Bu da lider öğretmen olmanın yolunu açar.