Çocukların günlük yaşamlarında giysilerini seçme özgürlüğüne sahip olmaları kişilik gelişimlerinde son derece önemlidir. Ancak bazen bu durum ebeveynler ve çocuk arasında inatlaşmaya varabilir.
Çocuk mevsime uygun olmayan bir kıyafeti giymek isteyebilir. Hatta bu duruma karşı annesinden olumsuz tepki almak, anne ile arasında savaşa dönüşebilir. Çünkü çocuk istediğini yapana kadar diretmeye devam edecek ve huzursuzluk çıkartacaktır. Ebeveynlerinden ayrı bir birey olduklarını 3 yaş civarı öğrenen çocuklar, bu süreçte dünyayı keşfetmeye ve bu yolda her türlü durumu denemeye de meyilli olurlar.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, ailelerin çocuklarına kıyafet seçme-giyme konusunda doğru zaman ve yöntemler seçmesini sağlamaları ve sabırlı olmalarıdır.
3-7 yaş grubu çocuklar için kıyafet seçimi giderek daha önemli bir hal alır. Özellikle okula başlayan çocuklar için. Çünkü artık onun da bir sosyal çevresi vardır. Arkadaşlarına, öğretmenlerine kendini beğendirmek önemlidir. Ama daha da önemlisi bu yaş grubunda kız çocuk anneyi, erkek çocuk babayı rol model olarak gördüğünden onlar gibi giyinmek ister.
Kız çocuk annesi gibi giyinip, süslenmek isteyebilir. Erkek çocuk babasının parfümünü sıkmaktan hoşlanabilir. Bunların hepsi normal gelişim sürecinin bir parçasıdır. Çünkü bu dönemde çocuğunuz bireyselleşmeyle ilgili önemli adımlar atmaktadır. Artık size bebekliğindeki kadar muhtaç değildir. Yemeğini kendi yiyebilmekte, suyunu içebilmekte, yürüyebilmekte, konuşarak kendini anlatabilmektedir. Aynı zamanda artık kıyafetlerini, ayakkabılarını kendi başına giyip çıkartabilmeyi öğrendiği yaştadır.
Bu dönemde çocuğun bireyselleşmesini desteklemek son derece önemlidir. Çünkü bu konuda desteklenmemesi hatta çocuğun artık kendi yapabileceği şeylerin hala ailesi tarafından yapılması, çocuğu hem öfkelendirebilir hem de özgüveninin sağlıklı bir şekilde gelişmesine engel olabilir. Çocukla bu tarz konularda inatlaşmak, daha büyük krizlere de yol açabilir. Unutmayın ki, çocuğunuzun inatlaşması ya da sürekli olarak itiraz etmesinin nedeni çoğu zaman kendisinin de bir birey olduğunu göstermek içindir. Bu noktada, her zaman için temel kuralımız; çocuğunuzun, sizin sınırlarını çizdiğiniz bir çerçeve içinde özgür hissetmesini sağlamaktır.
Kıyafet seçimi konusu da çocuğunuzun bireyselleşmesini destekleyebileceğiniz bir alandır. Fakat bu konuda çocuğunuzu tamamen özgür bırakmanız bazen sıkıntı yaratabilir. Çünkü çocuklar bizler gibi mevsime ya da o anki hava durumuna bakarak seçim yapmazlar. Özellikle 3-4 yaş grubu için ‘hava soğuk, bunu giyemezsin’ cümlesini anlayıp, kabul etmek daha zorlayıcıdır. Temel kuralımızdan yola çıkıp, sizin çizeceğiniz bir çerçeve içinde ona seçim hakkı sunabilirsiniz.
O günkü hava durumuna göre önce siz birkaç çeşit kıyafeti dolaptan çıkartıp, çocuğunuzun onların arasından seçmesini isteyebilirsiniz. Başlangıçta adet olarak çok fazla seçenek sunmayın. Bu seçenekler çocuğunuz bu duruma alıştıkça ve yaşı büyüdükçe artabilir. Bunu bir alışkanlık haline getirmeniz, çocuğunuzun da her seferinde giyeceği kıyafet konusunda söz hakkı olduğunu hissetmesi, ona iyi gelecektir. Aynı uygulamayı kıyafet alışverişi sırasında da yapmanızı tavsiye ederim.
Bütçenize, mevsime ve çocuğunuzun yaşına uygun olan birkaç seçenek içinden, kendi kıyafetini kendisinin seçmesini isteyebilirsiniz. Siz çocuğunuzun bir birey olduğunu ve mümkün olan konularda kendi seçim hakkının olduğunu hatırlayıp, buna göre davranırsanız, çocuğunuz bunu size zorla hatırlatmak zorunda kalmayacaktır. Böylece arada inatlaşmalar olsa bile, büyük krizler haline gelmeyecektir.
Bunun yanı sıra çocuğunuzla birlikte dolabını kışlık ve yazlık kıyafetler olarak ayırabilirsiniz. Kışın yazlıkları beraber kaldırabilir, yaz geldiğinde tekrar beraber çıkartabilirsiniz. Bu konuda elbette o yaştaki bir çocuktan büyük bir yardım alamazsınız. Ama küçük de olsa bu işin bir kısmına dahil olması, hem gene kendi kıyafetleri üzerinde kontrolünün olduğunu hissedecektir, hem de yazlık-kışlık kıyafetlerin farkını daha iyi anlayacaktır. Bu da seçim yaparken, alakasız bir şey giymek istemesinin önüne geçebilir.
Bu konuyla ilgili çocuğunuzdan bariz şeylerle ilgili yardım alabilirsiniz. Örneğin kısa kollular ile uzun kolluları ayırmasını, atkı-bere-eldivenlerini ayırmasını isteyebilirsiniz. Bu yaş grubundaki çocuklar zaten ailelerine yardım etmeyi genelde çok severler. Bunu bir de ona oyun gibi sunarsanız, daha da çok ilgisini çekebilir. Kıyafetleri kaldırma işlemini yaparken, mutlaka başında çocuğunuza basit bir dille neden kaldırdığınızı ve havalar değiştiğinde o kıyafetlerini tekrar çıkartıp giyebileceğini söyleyin.
Başka bir örnek düşünürsek, çocuğunuz yaz vakti eldivenlerini giymek isteyebilir. Bazen size saçma gelse de, yaz vakti eldivenlerini nereden hatırladı diye düşünseniz de, onun için bunun önemli bir nedeni olabilir. Örneğin okulda mevsimlere ait kıyafetler konusu işlenmiştir, o da kendi eldivenlerini görüp takmak istemiş olabilir. Böyle bir örnekte çocukla inatlaşmanın bir anlamı yok.
Hayır giyemezsin diye kestirip atmak, ya çocuğun kendisini kötü hissetmesine neden olacaktır ya da sizinle inatlaşmasına. Bunun yerine anlamaya çalışabilirsiniz. Ve gene temel kuralımızı uygulayıp dışarıda eldivenlerini takamayacağını fakat evin içinde deneyebileceğini söyleyebilirsiniz. Ya da çocuğa zarar vermeyecek bir şey olacağı için, dışarıda giymesine de izin verebilirsiniz. Konuyu inada bindirmesine izin vermeden şöyle diyebilirsiniz. “Eldiven takmak için hava çok sıcak ama istersen sen bir deneyip görebilirsin.”
Yine seçimi ona bıraktığınız için büyük ihtimalle, inatlaşmayı uzatmayıp eli terlediği an rahatsız olup kendi çıkartmak isteyecektir. Bu elbette zararsız bir örnek oldu. Bazen daha zorlayıcı örnekler de olabiliyor. Örneğin kış vakti incecik tişört giymek isteyebilir. Bu durumda elbette tamam böyle çık, üşüyünce giyersin diyemezsiniz. Fakat havadan dolayı o gün için dışarıda giyemeyeceğini, isterse evde giyebileceğini ya da kazağının içine giyebileceğini söyleyebilirsiniz.
Genelde yaşanan en büyük krizlerden biri de kışın mont giyme krizi olabiliyor. Öncelikle her zaman olduğu gibi biraz empati yaparak, onu anlamaya çalıştığınızda genelde kendine göre mantıklı bir nedeni olduğunu görebilirsiniz. Bunu görünce çözümü bulmak çok daha kolay olacaktır. Örneğin kendinizden yola çıkacak olursanız, genelde biz yetişkinler de kışın kat kat giyinmeyi sevmeyiz.
Çocuklar yapı itibariyle bizlerden de daha rahat olmaya alışık ve bedensel olarak buna ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla kalın bir montu giymek istememesi, çokta anormal bir durum değil aslında. Bu noktada onu anladığınızı hissettirmeniz bile sizinle inatlaşmasının önüne geçebilir. Ya da beğendiği bir kıyafetin, montu tarafından kapatılmasını istemiyor olabilir. Burada da gideceğiniz yere vardığınız an, hemen montunu çıkarabileceğini hatırlatabilirsiniz. Ya da örneğin okula gidiyorsa, montunu bir anda çıkartıp kıyafetini göstererek, öğretmenlerini şaşırtabileceğini söyleyebilirsiniz. Aslında amaç, çocuğunuzun o an istemediği bir şeyi daha çekici bir hale getirmek. Bunun da bir diğer güzel yolu, her konuda olduğu gibi oyunu kullanmaktır. Hepinize çocuklarınızla bol bol oyun oynayacağınız, keyifli günler dilerim.
Çocuklarda inatlaşma dönemi 1,5-3 yaş arasıdır
Çocuklarda inatlaşma dönemi ortalama 1,5 ile 3 yaş arasında yaşanan bir süreçtir. Bu süreçte çocuk kendisini ispatlama çabası içindedir. Anne ve babanın her dediğine hayır diyerek, kendi bağımsızlıklarını ve sınırlarını genişletmek, aynı zamanda güçlerini kabul ettirmek isterler. Ebeveyn için oldukça zor ve yıpratıcı geçen bu süreçte sınırlar, kurallar net ve kararlı olarak belirlendiğinde, aynı zamanda tutarlı olarak uygulandığında çocuk bunlara uyum sağlar.
Özellikle bu dönemde her konuda inatlaşmadan, geri dönüş yapmayacağınız kurallar koymanız gerekir. Örneğin çocuğunuz, okuluna pijama ile gitmek istiyorsa ya baştan izin verin ya da hayır dediyseniz sonuna kadar tavrınızı koruyun. Mevsimine uygun olmayan kıyafetler giymek isteyen çocuklara da kuralları ve yapılması gerekenleri hatırlatabilir farklı alternatif ve seçenekler sunabilirsiniz. Çocuğunuz sizin tüm çabalarınıza rağmen kendi istekleri konusunda ısrarcı davranıyorsa, sakinliğinizi korumanız çok önemlidir. Bu aşamada çocuğu zorlamayın sakinleşmesi için bekleyin ve dikkatini başka bir noktaya çekmeye çalışın.
Çocukla iletişim kurarken ılımlı olunmalı
Çocukla iletişim kurarken olumsuz ve kırıcı cümleler yerine, mümkün olduğunca olumlu cümlelerle durum anlatılmalıdır. Eğer çocukla çatışmaya girilmişse, öfkeli bir tavır takınmak durumu daha da zorlaştıracaktır. Bunun yerine her zaman ılımlı ve uzlaşmacı bir ses tonuyla konuşmaya özen gösterilmelidir. Unutulmamalıdır ki asıl amaç; çocuğa kimin güçlü/güçsüz olduğunu göstermek değil, o anda elde edemeyeceği bir şeyden vazgeçmesini sağlamak olmalıdır. Çocuğa istediği kıyafetin neden o an giydirilemeyeceği basit ve anlayacağı bir şekilde açıklanmalıdır.
Çocuğa seçim hakkı tanınmazsa kişilik problemleri ortaya çıkabilir
Çocuklara giyim konusunda seçme hakkı tanınmazsa; özgüven eksikliği, çekingenlik, içe kapanıklık, kararsızlık ve hep yönlendirilmeyi bekleme gibi kişilik problemleri ortaya çıkabilir. Çocuğun istediği kıyafeti seçmesi ve özgürlüğünü yaşaması da sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde ileriki dönmelerde kendi kararlarını kendi verebilen, çevresinden çok etkilenmeyen, bilinçli bir birey olması sağlanabilir. Eğer çocuk uygun kıyafeti seçmiyorsa, ona alternatif kıyafetler sunulmalı ve onlar arasından seçmesi istenmelidir. Çocuk ona fırsat sunulduğunu bilirse hem kendine hem ebeveyne karşı güveni oturur. Her yaptığı yasaklanan ve anne-babalarından kötü geri bildirimler alan çocuklar gelişimlerini sağlıklı tamamlayamazlar.
Çocuğunuzun seçimlerine saygı duyun
Çocuklar beğenilmeye ve takdir edilmeye ihtiyaç duyarlar. Çocuğun yeterliliklerine ve seçimlerine saygı duymak, telaşa kapılmamak, sabırlı olmak, yol gösterici ve kolaylaştırıcı bir model olmak öğrenme sürecini de hızlandırır. Kıyafetinde kötü olduğunu düşündüğünüz bir kombin yapmışsa bile asla olumsuz yorum yapmamalısınız. “Çok kötü oldu!” demek yerine “lacivert pantolonun üzerine beyaz gömlek daha güzel olurdu” diyebilirsiniz. Çocuğunuzun giyinirken sakinliğini yitirdiğini gözlemliyorsanız, onu kucaklayarak sevginizi gösterebilir, ilgisini dağıtacak oyuncaklara yönlendirebilirsiniz.
Çocuk aileyi taklit eder
Çocuklar önce ailelerini ve sonra çevreden gördüklerini taklit ederler. Gördüklerinden etkilenen çocuk seçmeyi öğrenir. Mevsimine göre doğru giyinmenin sağlık ve rahatlık açısından yararlı olduğunu da henüz kavrayamazlar. Bu nedenle kışlık bir pantolon üstüne yazlık bir tişört giymenin onlar için hiçbir sakıncası yoktur. Çocuk her şeye rağmen inatlaşmaya devam ediyorsa, dolabında sadece o mevsime uygun kıyafetler bırakılmalı, diğerleri kaldırılmalıdır. Bu şekilde kendi giysilerini seçtiğini düşünecek ve mutlu olacaktır.
pdr.suleerk@gmail.com
@pdr.suleerk