Duygusal Zekâ Eğitimi Neden Önemlidir?
İnsanın tarifi yapılırken “biyolojik, psikolojik ve sosyal bir varlıktır” tanımı yapılır. İnsanın biyolojik yönünü oluşturan anatomik ve fizyolojik özellikleri ana hatlarıyla bütün hayvanlarda da bulunur. İnsanı diğer canlılardan ayıran temel farklılıkların en önemlileri düşünen, karar veren, hisseden bir varlık olmasında gizlidir. Hayvanların da psikolojik durumlara verdiği tepkiler vardır.
Hayvanlar da sosyal birliktelikler sağlayabilir. Hayvanlar da içgüdüsel olarak psikolojik tepkiler verebilir. Fakat insanların sosyalleşmesi ve uyaranlara karşı verdiği psikolojik tepkiler bütün canlılardan üstündür. Çünkü insan analitik düşünebilir, sebep sonuç ilişkisi kurabilir, karar verebilir ve kararını gözde geçirip yeniden düzenleyebilir. Dolayıyla insanın bu üstün özellikleri hayvanlarda bulunmaz. İnsanda bulunup hayvanlarda bulunmayan diğer bir özellik ise insanların inanma ihtiyacıdır. İnsanlar bir yaratıcıya ve bir inanç sistemine inanıp inançları yönünde eyleme geçebilirler. Hayvanların bir inanç sistemi etrafında toplanmaları ve bir yol gösterici liderin peşinden gitmeleri söz konusu değildir. Bu yönüyle insan ruhsal boyutu ile sosyalleşmeye daha yatkındır ve ruhsal zeka hayvanlarda bulunmaz.
Daniel Goleman’ın Duygusal Zekâ kitabı yayınlandıktan sonra gerek eğitim camiasında gerekse iş dünyasında oldukça etkili oldu. Yapılan araştırmalar başarıda katkısı olan en önemli faktörün IQ’mu EQ’mu olduğu konusu ile çok ilgilendi. Sonuçta duygusal zekâ faktörünün mantıksal zekadan daha önemli olduğu sonucuna varıldı. Duygusal zekâ, kendi duygularını tanımak, başkalarının duygularını tanımak ve empati kurmak, etkili iletişim kurma becerisine sahip olmak ve süreç yönetiminde kişinin kendi motivasyonunu sağlaması ve düştüğü zaman ayağa kalkabilme becerisi olarak tanımlanabilir.
Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren duygusal zekâ eğitimi vermeliyiz. Bu eğitim yalnızca okulda değil en başta evde anne ve baba tarafından verilmelidir. Aileler çocuklarına küçük yaşlardan itibaren en başta kendi duygularını tanıma ve ifade etme becerisi kazandırmak için çalışmalıdır. Bunu yaparken duygu kartları oyunu oynamak, rol yapma oyunu oynamak yararlı olabilir. Okullarda çocuklara duygularını tanımak ve ifade edebilmek için drama kursları önerilebilir.
Çocuğun kendi duygularını tanıması başkalarının duygularını da tanıyabilmesinin yolunu açar. Karşısındaki kişinin duygu yansımalarını sözlü olarak anlamaktan önce beden dilinden önsezi ile hissedebilme becerisi geliştikçe etkili iletişimin temel şifreleri de öğrenilmiş olur. Böylece çocuklar empati yapma becerisinin temel dinamiğini de öğrenmiş olur. Empati becerisi gelişmeyen çocukların duygusal donukluk ya da duygusal körlük diyebileceğimiz yetersizlikleri vardır. Bu yetersizlik çocukları hem ergenlikte hem de yetişkinlikte önemli iletişim çatışmaları ile karşı karşıya bırakabilir.
Motivasyon becerisi de doğrudan doğruya insanın kendini bilmesi yani öz benlik algısı ile ilişkili bir durumdur. Kendi duygularını tanıyan kişi motivasyonunu azaltan ve artıran teşvik edici unsurları da tanıyabilir. Böylece motive olmak için çevresindeki geçici desteklere medet bağlamak zorunda kalmaz. Böylece çocuklara başta empati becerisi olmak üzere önemli katkı sağlayan duygu tanıma çalışmaları her fırsatta yapılabilir.
Örneğin yaşadığımız günlerde Gazze’de binlerce masum çocuğun acımasızca katledilmesi karşısında aileler duyarsız kalmayıp çocuklarına empati dersi verebilir. Böylece insan haklarının Dünya’daki bütün çocukların hakkı olduğunu ve en temel hak olan yaşama hakkının bütün dünya çocuklarının hakkı olduğunu çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren kazandırabiliriz. Duygusal zekâ eğitimi ile çocuklarımıza insan hayatının kutsal olduğunu ve insanlığın yaşaması için insanın yaşaması gerektiğini çocuklarımıza kavratıp adalet ve insan hakları kavramını içselleştirmelerine yardımcı olabiliriz.
Duygusal zekâ eğitimi yaşadığımız her olayda bir fırsat eğitimi olarak yapılabilir. Duygusal zekâsı gelişmiş bireyler narsisiz ve saldırgan olmaz. Duygusal zekâ, iletişimin ve anlaşmanın sigortasıdır. Katillerin ve canilerin duygusal zekasının zayıf olduğu ve başkalarının duygularını anlamaktan uzak olan kişilerin de empati kuramadığı ve suç işlemeye meyilli olduğu bilinen bir gerçektir.
Dr. Nadir Çomak