Hepimiz hayatımızın belirli evrelerinde çok da akla ve mantığa uygun olmayan davranışlarda bulunmuşuzdur.
Aşık olmuşuzdur, ihanete uğramışızdır, yalan söylemişizdir, iftiraya maruz kalmışızdır, kavga etmiş veya kavgaya şahitlik etmişizdir, yalnız kalmışızdır, yalnız bırakmışızdır, hayal kırıklığına uğramış veya uğratmışızdır…
Peki neden?
Bunca duyguyu yaşanmışlığı anlatacak bir sebep bir cümle var mıdır?
Cevap veriyorum;”Vardır çünkü biz insanız.”
İnsan doğası gereği diğer canlılardan takdir edersiniz ki farklıdır.İnsan sadece aklıyla,mantığıyla hareket etmez çoğu zaman insanı duyguları da yönlendirir.Diyebilirsiniz ki hayvanların da duyguları var,evet haklısınız var ama hayvanlardaki duygular daha çok ilkel dürtü boyutundadır ve fiziksel ihtiyaçlarını giderme dürtüsü ön plandadır.Bir kediye suyunu mamasını ver onunla biraz oyna ilgilen bütün gün ayak ucunda uyuyabilir hepsi bu ondan daha fazlasını beklemek kediye de haksızlık olur.
Peki ya insan ?
İnsan sever bu bir ihtiyaçtır,hiçbir şeyi sevmeyen insan yoktur.İnsan sevilmek de ister,insan ait olmak da ister,insan kendisini bulmak da ister insan bu işte ister de ister…
Peki bu ihtiyaçlarımız her yaşımızda aynı mıdır?
Kesinlikle hayır.
Bir bebek düşünün ihtiyaçlarını ve isteklerini düşünün…
Sonra bir çocuk düşünün aynı şekilde ihtiyaç ve isteklerini…
Sonra bir ergen genç…
Sonra olgun bir insan…
Sonra da yaşlı bir insan…
Cevaplar hep farklı oluyor değil mi?
Bugünkü konumuzun girişi uzun oldu affola.
ERGENLİK
Ergenlik bir olgunlaşma evresidir: çocukluk ile yetişkinlik arasında yer alan fiziksel ve psikolojik bir geçiş dönemidir, Olgunluğa geçiş çocukluktan çıkış evresidir.
Bu dönemde karşımıza genelde iki türlü sorunlar çıkar;Fiziksel,psikolojik.
Fiziksel değişimler bu dönemin en belirgin özellikleridir,erkeklerde sesin kalınlaşması,sakal bıyık çıkması ve akranlarına fiziki olarak üstünlük kurma çabası ve çevresindekilere “ben de buradayım” deme telaşı.
Kızlarda ise fiziksel değişimler erkeklerden daha önce olur genelde.Bu dönemde kızların boyları erkeklerden daha uzun olur,kızların vücutlarındaki hatlar daha belirginleşir ve en net belirtisi de ay döngüsüdür.
Psikolojik değişimler bu yazımızın temelini oluşturmakta asıl değinmek istediğimiz hususları da bu bölümde ele alacağız.
Psikolojik değişimlerin en çok hissedileni en yaygı olanı ergenlerde yalnızlık duygusudur.
Bu dönemde gençlerimiz çoğunlukla ve genellikle derin bir yalnızlık içinde hisseder.Bu kesin olacak diye bir durum yoktur ama her insan ve her duygu insandan insana farklı olacağı için sizin çocuğunuz bu duyguya kapılmış olabilir bilginiz olsun.
Oğlum-Kızım bizimle artık çok konuşmuyor okuldan geliyor odasına giriyor ve dışarı çıkmıyor,acaba oğlum-kızım hasta mı?
Oğlunuzun-kızınızın gözle görülebilen bir rahatsızlığı yoksa ve sadece sizle iletişimini azalttıysa bunun en büyük sebeplerinden birisi şudur ki; oğlunuz-kızınız büyüyor,aşık oluyor,kavga ediyor v.b. sizin onu anlamayacağınızı düşündüğü için sessiz kalıp içine kapanıyor işte yukarıda bahsettiğimiz yalnızlık duygusu bu şekilde kendini gösteriyor.
Yalnızlık duygusuna eşlik eden en önemli duygu da ailem beni anlamıyor duygusudur.
Bu dönemde ebeveynler olarak hazırlıklı olmalıyız.
Nasıl mı?
Çocuğumuzu gözlemleyerek bu sürecin başlayıp başlamadığını kontrol etmeliyiz.
Okul ve aile iletişimini arttırmalıyız.
Çocuğumuza baskı kurmamalıyız.
Siz onu çok çok iyi anlıyor olabilirsiniz ama ergenlik döneminde bir ergenin bunu hissetmesi normalden çok çok daha zor olacaktır lütfen bu bilinçte olunuz.
İletişime açık olunuz günlük hayattaki yoğunluğunuzun faturasını çocuklarınıza çıkartmayınız özellikle ergenlik döneminde bu çok sakıncalı durumlara yol açabilir.
Ailenin ergenlik dönemine giren çocuğu anlamaması ne yapacağını bilmemesi hayatı normal akışında sürdürmeye çalışması veya çocukta meydana gelen olumsuz davranışlara fazla tepki vermesi çocuğu aileden kopmasına ve dışarıdaki hayattaki tehlikelere karşı savunmasız hale getirecektir.
Çocuğunuzun okuldaki akademik ve sosyal durumunu sık sık kontrol edin ergenliğin ilk olarak etkisini göstereceği yer okul hayatıdır.
Çocuğunuzun sosyal medya hesaplarını denetim altında tutun başka bir deyişle gözetin.
Sosyal medya paylaşımları.beğenileri ve arkadaşlık yaptığı kişiler bu dönemde çocuğun zarar görmesine neden olabilir.
Önceden ergenlik döneminde sosyal medya olmadığı zamanlarda çocuğun hayatı evde ve okula geçerdi.Şimdi ise sosyal medya diye çok çok büyük bir alem var ve çocuğunuz bu dönemde sizden de uzaklaştığı için bu alemde savunmasızdır.Bu sebeple çocuğunuzu sosyal medya aleminde savunmasız ve denetimsiz lütfen bırakmayın.
Çocuğun odasına kapanıp bir telefon ve bir laptop ile baş başa kalması ve bunun bütün gün sürmesi ergenlik döneminde son derece sakıncalıdır.
Çocuk bu dönemde akademik olarak gerileyecektir çünkü sosyal medyanın cazibesi bu dönemde öğrenciye ders çalışma diyecektir.
Ailelerin yapabileceği belli başlı şeyler vardır;
1-Asla çocuğunuzdan ilgiyi çekmeyin mümkünse bu dönemde arttırın.
2-Sosyal medyada çocuğunuzu denetimsiz bırakmayın.
3-Okulla bağınızı hiç kesmeyin ve bu dönemde arttırın.
4-En azında akşam yemeklerinde birlikte masaya oturun ve gününün nasıl geçtiğini çocuğunuza sorun.
5-Baskı kurmayın.
Çocuğunuzda olağan dışı bir şeyler seziyorsanız çocuğun dışarıya olan ilgisi artıyor,sizden uzaklaşıyor ve daha önce yapmadığı davranışlar sergiliyorsa yolunda gitmeyen bir şeyler vardır dikkatli olun ama panik yapmayın.
Bu dönem her çocukta illaki sorunla geçecek diye de bir şey yok sizin çocuğunuzda bu dönem sorunsuz bir şekilde geçebilir o zaman sizin de ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmaz.
Ve ve en önemlisi çocuklarınızla konuşun,onları dinleyin,hata yapabilirler,düşebilirler ama siz kaldırın.
Sevgiyle kalın.