Öğretmenlerin uzman ve başöğretmenlik sınavına alınması konusunda görüşlerimi merak edenler var. Öğretmenlik meslek kanunu olarak çıkarılan yasanın son derece yetersiz olduğunu yazmış ve bu konu üzerinde televizyonda da konuşmuştum.
Öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılmasındaki asıl amaç öğretmenlerin maaşlarında kademeli olarak iyileştirme yapmak. 16 yıl önce yapılan ilk uygulama da böyleydi. Yani bu düzenlemede gerçek anlamda bir kariyer derdi yok. Kariyer basamakları maaşların artırılması için bir araç olarak kullanılıyor.
Maalesef yapılan uygulama ile buradaki araç, amaca dönüşmüş durumda. Zaten kariyer kelimesinin yapılan uygulamaya tam mana kazandıramadığı açık.
Kariyer denen şey liyakate dayalıdır ve sadece bir sınavla öğretmenlerin yeterliliğini ölçmek mümkün değildir.
Diğer yandan eğitim camiası sınavın olmamasını sadece yıla dayalı uzman ve başöğretmenlik sisteminin getirilmesini talep etmektedir. Adı kariyer sistemi olduğu için sadece yıla dayalı uzman ve başöğretmenlik kadroların verilmesi, mesleğinde vasat olan bazı öğretmenlerin de bu unvanları alması sonucunu doğuracaktır ki bu durum kariyer algısına terstir.
Çözüm nedir derseniz?
Hem hükümeti hem de eğitim camiasını rahatlatacak bir tek çözüm görüyorum.
Biz bu sisteme “kariyer” sistemi dememeliyiz. Uzman ve başöğretmenliği bir kariyer sistemi olmaktan çıkarıp 10. yılını dolduran öğretmenlere “uzman öğretmen” unvanı vermeden maaşlarında belli bir oranda iyileştirme yapmalıyız. Aynı şekilde 20. yılını dolduran öğretmenlere de “başöğretmen” unvanı verilmeden maaşlarında ona denk bir iyileştirme yapmalıyız.
O zaman aracı ortadan kaldırmış, doğrudan amacı gerçekleştirmiş oluruz ki herkeste bundan memnun kalacaktır.
Doğan Ceylan