Bu sloganla en son Balıkesir’ de düzenlenen “Dünya Habitat Günü” nedeniyle başlıktaki mesaj kullanıldı. Ve ben de bu haberi okuyunca slogana ait içeriklerin okullar için önemini düşündüm. Okullarda genellikle bilgi yüklemesi yapıyoruz kanımca. Oysa bilgiyi işlemenin zamanı çoktan geldi. Eğitim dönüştürücü özelliğini koruyabilmek için girdilerden bir çıktı üretmek zorunda. Bunu yapabilmek için sistem özelliğinden yararlanabilir. Bir sistem sürekli veri akışına maruz kalacaktır. Bu akışta öğrencilerimize hem bilgi yükleriz hem bilgi alırız. Dolayısıyla onlardaki potansiyeli iyi kullanmak için çok çeşitli yöntemlere ihtiyaç olacağı açıktır. Bu yüzden öğrencilerimize verdiğimiz bilgileri kullanmaları ve tasarıma dönüştürmeleri için gerekli donanımı sağlamamız gerekir. Bu tarz inovatif bir yaklaşım için öğretmen olarak bizlerinde kendimizde olan bilgiyi aktarma yollarımızı çeşitlendirmemiz gerekecektir. Dünya habitat gününde vurgulanan sürdürülebilir şehir oluşturma sıfır atık sağlama gibi projeleri daha da geliştirerek değişen iklim koşullarına uyum sağlamak için sorunlarımızı azarlatabiliriz. Belki de böylece kimsenin geride kalmasına izin vermeyiz. Bu durumda okullarımız birer bilgi istasyonu olabilir. Ve aynı zamanda her biri bir habitat olmaya aday. Bu habitat içinde hepimizin ortama uyum sağlama konusunda yeteneklerimizi sergilememiz gerekiyor. Ancak bu şekilde kendimizdeki potansiyeli ortaya çıkardığımızda habitata uyum sağlayabiliriz. Bu konuda sadece öğrencilerimizde akademik beceri geliştirmek yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda sosyal ve duygusal becerileri geliştirici eylemlere ihtiyacımız var. Zaten ancak bu sayede akademik anlamda başarı sağlamak ve bu başarıyı yeni ortamlara uyum sağlamakta kullanmak için tasarımlara dönüştürebiliriz.
Öyleyse okulları bilgi istasyonları olarak görürsek aslında bu istasyonlardan yaşamsal tüm alanlara yeni modeller üretmek mümkün olabilir. Gerçek anlamda sadece bilgi yüklemekten ziyade bilgiyi işlemeye ihtiyacımız var. Yani sürdürülebilir şehirler için sürdürebilir okullara ihtiyacımız var. Bilgi istasyonu okullarda yaşamsal tüm problemler için çözümler üretmeye çalışan diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde çözümler aranabilir. Ve bilgi aktarımından ziyade bilgiyi işlemeye yönelik süreçlerle okullar birer bilgi dönüştürücü haline gelebilirler. Belki de bunun için okullarımızda atölyeler oluşturmaya ihtiyacımız olacaktır. Şu an var olan dene yap atölyelerinin daha da geliştirilmesi gerekecektir. Bu konuda atılması gereken adımlardan biri de projeye dayalı eğitimin daha da yaygınlaştırılması ve öğrencilerimizin orta öğretim sonunda tek sınavla üniversiteye yerleştirilmeleri yerine gösterdikleri performansların dikkate alınması söz konusu olacaktır. Konu atölye olunca sadece akla fen bilimleri gelse de aslında sosyal bilimler alanlarında da çalışacak olan felsefe, tarih gibi alanlarda atölyelerin kulüplerin kurulması ve daha işlevsel hale gelmeleri sağlanmalıdır. Proje tabanlı öğretimde STEM ve Design FILS gibi atölyelerin bilgi istasyonlarında yaygınlaşması düşünme konusundaki evrimimizi ilerletecektir. Şüphesiz ki düşünmeyi ve öğrenmeyi öğrenen bireylerin oluşturacağı yeni kuşak bireylerin yer alacağı toplumlarda yeni atılımlar yaşanacaktır.
Baktığımız zaman yeni bir şey üretmeyen bireylerin yaşamsal problemlerine de çözümler üreterek süreci yönetmeleri mümkün değildir. O halde kimsenin geri kalmaması için çocuklarımızın ve gençlerimizin yaratıcılıklarını destekleyecek yol ve yöntemlerin geliştirilmesi konusunda biz öğretmenlere çok iş düşecektir. Ancak önce bizlerinde öğrenmeyi sürekli hale getirmemiz başlangıç için adım olacaktır. Elbette öğretmenlerin eğitim sistemindeki rolünün güçlendirilmesine ihtiyacımız olduğu da açıktır. Yapılan çalışmaların üzerine atılacak yeni adımlar bizi gelecek adımlar için güçlendirecek ve sürdürülebilir okulların önü açılacaktır. Çünkü biz kendimizi yenilemediğimizde değişen habitat koşullarına uyum sağlamak mümkün olmayacaktır. Öyleyse “Bana yeni bir şey söyle “sloganı yarattığımızda yazımıza konu olan bilgi istasyonlarında yeni fikir alışverişlerini yaratmada bir katkıya vesile olabiliriz. Hepimizin bu konuda birbirimizi yeniliğe itmeye ihtiyacımız var gibi görünüyor.