1. Anasayfa
  2. Bilgi Bankası

Matematik Korkusu Nereden Geliyor, Nasıl Geçer?

Bu yazıda öğrencilerde yaygın olarak görülen matematik korkusunun nedenleri ve ve bu korkunun doğru yaklaşımlarla aşılabilir olduğu anlatılmıştır.

Matematik Korkusu Nereden Geliyor, Nasıl Geçer?
0

Matematik, birçok öğrenci için yalnızca müfredatta yer alan, öğrencilerin okulda gördükleri bir dersten ibaret değildir, ne yazık ki birçok öğrenci için büyük bir kaygı noktasıdır. Günlük hayatta bir matematik problemiyle karşılaşıldığında, tahtaya bir matematik sorusu çözülmesi için öğretmenin “Kim çözmek ister?” sorusu sorulduğunda, matematik sınavlarında bazı öğrencilerin yaşadığı kalp çarpıntısı, boşluk hissi ve hatta panik; aslında “matematik kaygısı” olarak adlandırılan oldukça yaygın bir durumun göstergesidir. Peki, bu korku nereden geliyor olabilir ve aşılabilir mi? Gelin bugün sizlerle bunu konuşalım.

Yapılan çalışmalar incelendiğinde temel olarak öğrencilerin matematiğe dair korkularının sebeplerini üç temel başlık altında ele alabiliriz:

1) Olumsuz Öğrenme Deneyimleri

Öğretmenlerin öğrencilere karşı ön yargılı tutumu, dersi güncel yaşama uyarlayarak anlatamaması, dersi öğrenci üzerinde baskı aracı olarak kullanabilmesi, ulaşılamaz olması öğrencilerde matematik korkusu oluşmasına neden olabilir. Başar, Ünal ve Yalçın (2002) çalışmasında matematik korkusunun oluşmasında öğretmen tutumunun etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Furinghetti (1993) çalışmasında öğretmenlerin matematik derslerinde otoriter bir yaklaşım izlenmesi ve süreçten çok, sonuca önem verilmesinin öğrencilerin matematik hakkındaki olumsuz düşüncelerinin ve matematik korkusunun oluşmasına neden olduğunu belirtmiştir. Ertem Akbaş, Cancan ve Kılıç (2019) çalışmasında öğretmenin ön yargılı ve saldırgan tutumunun öğrencilerin matematik dersine yönelik tutumunu etkilediği sonucuna ulaşmıştır.

2) Öğrencinin Çevresinin Matematiğe Karşı Tutumu

Öğrencinin çevresinin tutumu matematik dersine ilişkin korku nedenlerinden birisi olabilir. Öğrencinin çevresini aile bireyleri, akrabalar, sınıf arkadaşları, komşular ve üst sınıflarda öğrenim gören öğrenciler oluşturulabilir. Aile, öğrenciyi başarılı bir kardeşle karşılaştırabilmektedir. Kardeşin diğer kardeş üzerinde matematik zorbalığı oluşturması da matematik korkusuna neden olabilir. Aile, çocuklarının yanlış çözdüğü veya çözümünü yapamadığı birkaç problemden sonra çocukları için “… anlamıyor, yapamıyor” gibi olumsuz motive edici sözlerle öğrencide matematik korkusu oluşturabilmektedir.

Gask ve Jamali (2020) çalışmasında aile desteğinin matematik korkusunu yenmede etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf içinde matematik dersinden başarılı olmuş arkadaşının “O anlamaz, yapamaz” gibi sözlerle matematik zorbalığı yapması çevreden kaynaklı matematik korkusuna neden olabilir. Ailenin öğrenciyi bilişsel ve duyuşsal olarak destekleyememesi de çevreden kaynaklı matematik korkusuna neden olabilir. Sierra ve Gonzelez (2016) çalışmasında duygusal durumların matematik korkusu ve matematiğe karşı olumsuz tutum oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır. Matematiği bilen ve başaran öğrencilerin matematik dersine ilişkin korkuyu tetiklediği belirlenmiştir. Alkan (2011) çalışmasında aile tutumlarının çocukların matematik dersi başarılarını etkileyeceğini belirtmiştir. Beswick (2006) araştırmasında kişilerin matematiği sevmesinde ya da korkmasında içinde yaşanılan çevrenin ve insanların önemli etkilerinin bulunduğunu belirtmiştir.

3)Soyut Öğretim Yaklaşımı

İlkokul yıllarından itibaren somut işlemler döneminde yer alan öğrencilere soyut kavramların kullanılması, işlemlerin güncel yaşama aktarılamaması, matematikte yer alan x, y, z gibi terimlerin güncel yaşamda yer almaması, sarmal yapısının olması, devamsızlık gibi çeşitli nedenlerle konular arasında bağlantı kurulamaması matematiğin yapısından kaynaklı korkuyu oluşturabilir. Acharya (2017) çalışmasında matematikte kavramlar arası ilişki kuramamanın, matematiğin liselere ve üniversitelere girişte oldukça önemsenmesi de öğrenciler üzerinde zor algısı oluşturduğu için matematik korkusunu oluşturabilmektedir. Ernest’e göre (2004) matematik dersi zor olarak algılanan ve sevilme düzeyi düşük bir derstir.

Bu üç temel nedene bakıldığında, matematik korkusunun sadece öğrencinin bireysel yetersizlikleriyle değil, öğretim süreci, sosyal çevre ve öğretim yöntemleriyle yakından ilişkili olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu korkular elbette ki aşılabilir. Peki ama nasıl ? Bunun için biz değerli öğretmenlere ve sevgili velilerim sizlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Öncelikle biz öğretmenler olarak öğrencilerimize karşı olumlu, sabırlı ve cesaretlendirici bir tutum sergilemeliyiz. Matematik dersinin yalnızca çözümlerden ibaret olmadığını, çözümlere giden sürecin,çözüm yolları geliştirmenin çok kıymetli olduğunu öğrencilere hissettirmeliyiz. Soyut kavramlar öğrencilerin matematik deneyimlerine somutlaştırarak entegre edildiğinde matematiğin aslında hep var olan günlük hayatla rahatlıkla ilişkilendirilebilecek kavramlardan oluştuğunu derslerimizde vurgulamalıyız.

Eğitimde olumlu yönde yapılan pekiştireçler, öğrenilen bilginin kalıcılığını sağlamada ve öğrencinin motivasyonunu arttırmada kritik bir rol oynar. Öğrencilerimize matematik korkularını yenmeleri için küçük ve ulaşılabilir hedefler vererek bu hedeflere ulaştıklarında olumlu geri bildirimler vererek “Ben yapabilirim.” düşüncesinin yerleşmesini zamanla sağlayabiliriz.

Sevgili velilerim sizler de evde matematikle ilgili “Ben de anlamazdım zaten” gibi olumsuz söylemlerden kaçınmalısınız. Bunun yerine “Birlikte öğrenebiliriz” diyerek çocuklarınız için olumlu bir tutum geliştirebilirsiniz. Öğrencilerin elde ettiği başarıları küçümsemeyip değerli olduğunu hissettirebilirsiniz. Bu öğrencilerin matematiğe karşı özgüvenlerini arttırır. Kardeş, arkadaş kıyaslamalarından uzak durmaya çalışabilirsiniz. Her çocuğun öğrenme yaşantısı birbirinden çok farklı ve özeldir. Unutmayalım ki matematik korkusu doğru yaklaşımlarla aşılabilecek bir engeldir.

Öğrencilerin bu engeli aşmasının en önemli iki faktörü cesaretlendirici bir öğretmen ve destekleyici bir ailedir. Öğrencilere yeterince alan ve anlayış sunduğumuzda matematik korkulu bir rüya olmaktan çıkarak öğrencilerin hayatı anlamlandırdığı, düşündüğü ve başarabildiğini hissettiği bir alan hâline gelir. Her çocuk öğrenme potansiyeline sahiptir; yeter ki ona inanıldığını ve yalnız olmadığını hissetsin. Matematik, korkulacak değil; keşfedilecek bir alandır.

Facebook Yorumları

Yazı Kaynakları
dergipark.org.tr

Ben İrem öğretmen matematik ve fen bilgisi öğretmeniyim.Öğretmenlik yapmaktan ve öğrencilere fayda sağlamaktan büyük keyif alıyorum.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.