Karar verme teknikleri, üniversitede lisans ve üstü programlarında okutulan bir derstir. Bir olay veya durum karşısında ne yapma-ma-mız gerektiğini belirlemek zorunda kaldığımızda seçenekler arasından birini tercih etmeliyiz. Doktoraya başladığımda bir dönemlik böyle bir dersin ismini görünce önce tuhafıma gitmişti. Sonra anladım ki çok önemli ve lüzumlu bir ders imiş. Karar verebilmek için doğru, yeterli ve tasnif edilmiş güncel bilgilere ihtiyacımız olacak. Bilgileri kendimiz birinci elden toplayacağız bu da yetmeyecek güvenilir kaynakların ikincil verilerini de kullanacağız. Yeteri kadar veriye sahip olduğumuz oranda seçeneklerimiz de çoğalacaktır. Daha geniş düşündüğümüzde hayatın her döneminde kararlar vererek yaşadığımızı görebiliriz.
Bazen belirsizlik ve risk altında da karar vermek zorunda kalabiliriz. Belki de sınırlı zamanlarda kararlar vereceğiz. Doğru kararlar verebilmek için mevcut durumun ve neyle karşı karşıya olduğumuzun iyi anlaşılması gerekir. Bunun için grafiklerden ve modellerden yararlanabiliriz. Bazen çok basit yöntemlerle ve değerlere dayalı karar verebilirken bazen de çok kriterli ve nitelikli kararlar vermek zorunda kalabiliriz. Karara esas olaya çözümlemeli yaklaşarak süreçlere-konulara-kişilere-sebep sonuç ilişkilerine vb. farklı kriterlere göre kategorize ederek sonuca ulaşmayı kolaylaştırabiliriz. Her zaman tek başına değil bazen ister ailede isterse işte birden çok kişiyle veya grupla birlikte karar vermemiz gerekecektir.
Bugünlerde her ailenin temel karar problemi, LGS-YKS sonuçlarına göre lise-üniversite ve alan-meslek seçimi yaparak gençlerin eğitim hayatına yön vermektir.. Bugün vereceğimiz kararlar gençlerin geleceğini hayatını şekillendirecek. Öyleyse bu hayati kararı gelişigüzel vermemeliyiz. Bu zamana gelene kadar hep sınavlara hazırlanıp iyi puanlar almayı düşünmüş olabiliriz. Ama şimdi bir hatta iki hamle sonra da ne yapacağımızı düşünerek karar verip tercihler yapmak durumundayız. Öncelikle panik yapmadan sakin bir şekilde düşünüp akıllıca karar vermeliyiz.
Hayal ettiğimiz ve kendimize uygun bulduğumuz meslek için lise düzeyinde eğitim almak (örneğin meslek lisesi mezunu olmak) yetebilir. Ancak hedefimiz beyaz yakalı olmak ise üniversiteye devam edeceğimizi düşünerek akademik bir lise tercih etmek durumunda olabiliriz. Belki de diploma istenmeyen sadece kişinin yeteneğine ve iş bilgisine dayalı istihdam imkanları olabilir. Hatta bu konuda altı ay veya bir yıl süreli bir kursa katılıp devamında işbaşında yaparak-yaşayarak-kazanarak meslek ve iş sahibi olunabilir. Bu önemli karar problemine kişisel bir çözüm bulmaya önce kendimizi tanımayla başlamalıyız. Ben kimim, nasıl bir insanım, neleri seviyorum ve başarabilirim. Hedefime ulaşmak için hangi imkân ve kaynaklara sahibim.
Okulumu, alanı ve mesleği seçmek için yeterli bilgi için mutlaka araştırma yapmalıyım. Seçeceğim okulu-alanı-mesleği halen okuyan veya bitirmiş olanlara sormalıyım. Meslek sahipleriyle görüşüp mesleğin ve iş ortamının şartlarını öğrenmeliyim. Hatta mesleki tanıtım rehberlik ve yönlendirme konusunda uzmanlardan yardım da almalıyım. Onların uygulayacağı birkaç farklı kişilik ve meslek envanteri ile bilimsel objektif tespitler yapılabilir. Bu konuda internette güvenilir sitelerden de yararlanılabilir.
İyi bir üniversite ve bölüm genel bir ifade olup herkese göre farklı olabilir. Kişilerin özel durumlarına şartlarına uygun bir karar daha doğru olacaktır. Seçenekler mutlaka vardır belki de aklımıza gelmiyor ve göremiyor olabiliriz. Tüm araştırmaları yapıp kendimize uygun bir tercihimiz oluşmadıysa yeniden durup düşünmeliyiz. Sınavlara yeterince hazırlanamadığımızı ve potansiyelimizin çok altında puan aldığımızı düşünüyorsak, bilerek yanlış bir karar vermek yerine belki de tercih yapmayıp bir yıl daha hazırlanmayı seçebiliriz. İdealimizdeki olmasa da puanın yettiğiyle başlayabilir sonra yatay-dikey geçiş yapabilir veya bölümler arası geçiş imkânlarını da düşünebilirsin.
Günümüzde bilişim teknolojilerinin sağladığı yazılım imkanlarıyla üniversiteleri-bölümler-meslekleri kolaylıkla çeşitli başlıklarda karşılaştırabiliriz. Bizim bir diplomaya mı yoksa kendimize uygun beceri ve yetkinliklerine sahip olabileceğimiz bir mesleğe mi ihtiyacımız var. Bu mesleğin piyasada eleman talebi ve karşılığı var mıdır? İş bulma olanakları, çalışma şartları ve sağlayacağı imkanlar nelerdir? Bizim için statü-unvan, üniforma-iş kıyafeti, kazanacağım para, iş tatmini, manevi haz, toplumsal algı ve devamında kendimi geliştirme imkânı önemli mi? Tüm cevaplara ve bilgilere rağmen unutmamalıyız ki hiçbir şey garantili değil.
Bugün dünyada, ülkemizde ve iş hayatında neler oluyor bunları düşündün mü? Bilgi ve teknoloji dünyamızı yaşam biçimimizi kısaca her şeyi dönüştürüyor. Bazı mesleklere olan ihtiyaç ya azalıyor ya da tamamen ortadan kalkabiliyor. Seçtiğin meslek değişen dünyayla gelişmelere uyum sağlayacak mı? Artık genç yaşta emekli olunmuyor belki de 40-50 yıl çalışmak zorunda kalacaksın. Mesleğinde rekabet ne durumda ve sen rekabeti seviyor musun buna hazır mısın? Yalnız bir ofiste mi yoksa kalabalık bir işyerinde mi çalışabilirsin. Çalışma ortamının kapalı bir mekân veya açık havada olması senin için fark eder mi?
Seçtiğin üniversite hangi şehirde, orada yurt imkanları ve yaşam şartları nasıl? Ailenin ekonomik durumu senin uzakta okumana uygun mu? Yurt çıkmazsa-bulamazsan tek başına veya başkalarıyla ortak evde kalabilir misin? Ulaşım, yemek ve diğer ihtiyaçlarını da düşünmelisin. Evinize yakın tercih edebileceğin üniversiteler var mı? Belki de yurtdışında bir üniversite düşünüyorsun. Bunun için şartlar daha da önem kazanıyor. Karar probleminde yurtdışı eğitim seçeneğinin avantaj ve dezavantajlarına daha fazla dikkat etmelisin.
Üniversite eğer devlete ait değil vakıf ise ayrıca öğrenim ücretini de dikkate almalısın. Tercih sıran ve puanınla bursluluk imkanlarına da bakabilirsin. Üniversiten dışında burs alabilme imkânın olacak mı bunu da hesaba katabilirsin. Üniversitenin sağladığı imkanlar nelerdir, öğretim üyeleri, kütüphane, atölye ve laboratuvar donanım durumları alacağın eğitimin kalitesini belirleyecektir. Bitireceğin üniversitenin yurtiçi ve dışında iş birliği yaptığı işletme, kurum ve kuruluşların eğitimine etkisi olabilir.
Üniversiteyi bitirdin diyelim; iş dünyasının genç mezunlardan ve çalışanlarından neler beklediği konusunda bir fikrin var mı? Bunun için bir makale, kitap okudun mu bir araştırma yaptın mı? Senin gibi çok sayıda mezun arasından en iyilerini seçiyorlar. Bu iyiler arasına girmek için bilgi, beceri ve yetkinliklere nasıl sahip olacağını biliyor musun?
Bazılarını sıralayacak olursak; birden çok yabancı dil, takım çalışmasına ve şirket kurallarına uyum, çevreye ve dünya gelişmelerine duyarlık, problem çözme ve zorluklara dayanıklılık, yenilik ve değişime hızlı uyum, esnek çalışma, seyahat, araç kullanabilmek, dijital dünya ve teknolojiye uyum gibi on parmağında ondan fazla marifet istenecek. Belki en zorlayıcısı da iş tecrübeni ve özel hayatında yaptığın uğraşları da soracaklar, boş zamanlarında neler yapacaksın. Buradan seni tanımaya çalışacaklar. Belki bunları düşünmenin erken olduğunu zannedebilirsin. Ancak unutma ki zaman çabuk geçer bir solukta yıllar geçip mezun olmuşsun ve iş başvuruları yapıyorsun. Üniversitenin bunlara bir katkısı olacak mı?
Üniversitede eğitim alacağın bölüm dışında iş hayatının gerektirdiği yetkinlik ve becerileri kazanmak için ilave çaba sarfetmen gerekecek. Diğer üniversitelerin, belediye, STK veya şirketlerin açtığı kurslara, düzenlenen seminer-panel ve konferanslara katılabilir veya uzaktan eğitimden faydalanabilirsin. Kulüplerden sana faydalı olanlara, sosyal sorumluluk projelerine katılmalı ve aktif görevler almalısın. İmkân varsa yurtdışı tecrübesi sana değer katacaktır. Sadece zorunlu stajı değil her fırsatı değerlendirip mesleğinde okurken bile çalışmayı denemelisin. Tecrübe her zaman seni başkalarından öne çıkaracaktır.
Şu anda tarlayı sürme ve ekim zamanıdır. Zamanın çok değerli her imkânı değerlendirip kendini yetiştirmelisin. Artık ilköğretim veya lisede yani zorunlu eğitimde değilsin. Kimseden sana sorumluluklarını hatırlatmasını beklememelisin. Her şeyden önce sağlıklı ve mutlu olmaya çalışmalısın. Bunun için güzel sanatlar, spor ve kültür etkinliklerine katılabilirsin.
Mezun olduğun lisenin, devam ettiğin kursun ve ilçedeki Rehberlik Araştırma Merkezinin rehber öğretmenlerini, çeşitli mekanlarda-meydanlarda kurulmuş tanıtım-destek masalarını ama en önemlisi tercih etmeyi-yerleşmeyi-okumayı düşündüğün üniversiteyi bizzat ziyaret etmelisin. Ama önceden internette ve sosyal medyada araştırmalarını yap, mezun ve halen öğrencilerinin yorumlarına da gözat. Ama unutma ki her yazılan doğru olmayabilir. Notlarını al ve merak ettiklerini soracaklarını unutmadan yaz.
Üniversite kaç yerleşke ve kampüsten oluşuyor senin bölümün hangisinde olduğunu öğren. Öğrenciler hocalarla rahat görüşebiliyor mu, eğitimde uygulama oranı nedir, mezunları hangi kurum-firmalarda ve hangi pozisyonlarda çalışıyor, iş dünyasıyla ilişkileri nasıl, kariyer ve istihdam ofisi var mı, öğrenciler ve yönetim arası ilişkiler nasıl gibi soruların cevaplarını mutlaka öğrenmelisin.
Çevremizde görüştüğümüz insanların bir kısmının eğitim aldığı ve mezun olduğu okul ve bölümlerle yaptığı işlerin örtüşmediğini görebiliyoruz. Bu zaman, kaynak ve yetenek israfına mutsuz ve verimsiz çalışmaya sebep olmaktadır. Herkes severek başarıyla yapacağı ve mutlu olacağı mesleğin eğitimini almalı ve öğrenmeli devamında bu işi yapması daha doğrudur. Böylelikle mutlu ve refah içinde huzurlu bir topluma kavuşabiliriz. Sen, ne aileni ne de çevreni mutlu etmek için okumayacaksın. Gerçekten kendin için sevdiğin kendini gerçekleştirebileceğin mutlu ve başarılı olacağın bir alanda okumalısın.
Daha hiç puanını ve yüzdelik dilimini konuşamadık. Nedeni de bu konuda hazırlanmış yapay zeka robotlarıyla hızlıca bir liste oluşturulabiliyor. Bu listede yer alan üniversite ve bölümleri yukarıda anlatmaya çalıştığın kriterlere göre değerlendirip puanlayarak kendine özel bir listeyi karar alma tekniklerini kullanarak yapabilirsin. Yeni açılacak bölümleri aynı zamanda bir fırsat olarak görebilirsin. Tercihlerinden birine yerleştiğinde sevinip mutlu olmayacaksan şimdiden listene sokma. Hatta kesin bir alana odaklanmış olsan bile o bölümün dört yıllık ders listesini, ünitelerini ve içeriğini incelersen çoğunluğu senin ilgini çekmiyorsa bu seçeneği silebilirsin. Seni en çok heyecanlandıran duygularını harekete geçiren seçenekleri daha ilk sıralara yazmalısın.
Sonuç olarak hayat senin bu sebeple son kararı da sen vermelisin. Herkesi başta uzmanları, bu konuda eski-yeni deneyim kazanmış mezunları, arkadaşlarını ve en önemlisi aileni dinlemelisin. Herkes kendine göre bir yorumda bulunup sana akıl vereceğini unutmadan duyduklarını not alıp değerlendirmede kullanabilirsin. Sonra pişman olmamak ve kimseyi suçlamamak için sorumluluğu üstlenmelisin. Bu zor işi planlı hareket ederek etkili karar verebilirsin. Kolay gelsin. Hayırlı olsun.