Öğrenme süreçlerinde bilginin uzun süre kalıcı olması, kullanılabilirliğinin artırılması için beynimize, bilgiye ait girdi sayısı ve çeşidini artırma zorunluluğu artık yadsınamaz. Bu nedenledir ki derslerde kullanılan öğretim yöntem ve teknikleri mümkün olduğunca çeşitlendirilmeye çalışılmaktadır. Aynı zamanda her öğrencinin öğrenme stili farklı olacağı için kullanılan yöntemler farklılaştıkça, öğrenen öğrenci sayısında da bir artış söz konusu olacaktır.
Bu yöntemlerin başında ise laboratuvar uygulamaları gelmektedir. Aklınızdan çıkmayan, hiç unutamadığınız bir ders var mı diye sorulacak olursa bu derslerin genellikle laboratuvarlarda işlenen dersler olduğunu görürsünüz. Bunun en temel nedeni, dersin içinde uygulama barındırıyor olmasıdır. Bu nedenle özellikle fen gurubu derslerinde deney uygulamalarının sayısı arttıkça öğrenme, hatırlama ve hayatın içinde uygulama oranları da artacaktır.
Deneyler konusunda en şanslı gurup zannımca fizik ve kimya. Kimya biraz daha az şansa sahip diye düşünüyorum. Deney kimyasalları belirli bir raf ömrüne sahip ve bu ömrün sonunda deney sonuç vermez hale gelebiliyor. Bu da okullar için bir dezavantaj olarak karşılarına çıkıyor. Kısıtlı maddi olanaklara sahip devlet okulları her sene her kimyasalı alamayabiliyor. Özel okullarda ise bu durum belki dezavantaj olmaktan çıkabilir.
Biyolojiye bakacak olursak eğer deneyler konusunda daha da dezavantajlı. Deney için ihtiyaç duyulabilecek malzemeler oldukça yüksek fiyatlara elde edilebiliyor. Doğal yollar ile elde etmeye çalıştığınız materyal ve malzemeler ise her zaman hızlı ve istenilen sonuçları vermiyor.
Örneğin lise 1. sınıflarda nişasta varlığını kanıtlamak için ekmeğin üzerine iyot çözeltisi damlattığınızda renk değişimi gerçekleşiyor. Oldukça maliyetsiz bir şekilde buraya kadar gelebiliyorsunuz. (İyot çözeltisi bulamazsanız yarım litre suya birkaç damla tentürdiyot damlatarak hazırlayabilirsiniz.) Ama o rengi tekrar kaybetmek istediğinizde, işin masraflı kısmı ortaya çıkıyor. Bunun için amilaz enzimine ihtiyacınız var. Bu enzimi kullanarak nişastayı sindirdiğinizde renk de ortadan kaybolacaktır. Böylece enzim etkinliğini de göstermiş olacaksınız; ayracın ne zaman çalıştığını da daha net ortaya koymuş olacaksınız. Fakat bir enzimi okula almak, okulda barındırmak imkansız değil ama oldukça zor. Çok küçük miktarları (ml) çok yüksek fiyatlara satılıyor. (Tabi bu deneyi öğrencilerden toplanan tükürüğü yine ekmeğin üzerine damlatarak ta yapabilirsiniz-ki ben öyle yaptım-ama buna pek mide dayanmaz. Fakat 11. sınıf insan fizyolojisi ünitesinde öğrenciler o günü hatırlayarak “tükrük bezlerinden amilaz salgılanır” cümlesini çok rahat kurabiliyorlar. Ama bu mantıkla bağırsak için öğrencilerin bağırsaklarını deşmem gerekir ki bu da mümkün değil. Kıyamam öğrencilerime) Bu da okulların bazı deneyleri yapmasını olanaksız hale getiriyor.
Bir başka engel ise sağlık ile ilgili bazı sakıncalardan ortaya çıkıyor. Örneğin kan grubu belirlemek için öğrencilerden steril lanset ile bile kan almak yasak. Herhangi bir hastalığın bulaşma ihtimaline karşı haklı bir önlem.
Geriye iki alternatif kalıyor ki, bunlardan biri mikroskop ile bazı materyalleri göstermek, diğeri ise insan fizyolojisi ünitesinde beyin, kalp, göz böbrek keserek öğrencilere göstermek. Bunda da aslında olması gereken öğrencilerin diseksiyonu kendilerinin yapmasıdır. lakin bu hem zaman hem de yeterli bilgiye sahip olmamaları nedeniyle imkansızlaşıyor pek çok okulda.
Tüm bu nedenler ve imkansızlıklar biyoloji laboratuvar uygulamalarını zorlaştırıyor. Ben de bu zorlukları aşmak için bazı araştırmaların içine girdim. Güzel sonuçlar aldığım da oldu, ellerimin boş kaldığı da.
Öncelikli olarak sanal laboratuvarlardan bahsetmek istiyorum.
Sanal Laboratuvarlar…
Her ne kadar teknoloji ve bilişim çağında yaşasak ta sanal laboratuvarlar çok ta büyük yeteneklere sahip değiller. Bana göre biraz daha zamana ihtiyaçları var.
Ama bu konuda en etkili kullanılabilecek sanal laboratuvarlardan biri Colorado Üniversitesi tarafından hazırlanmış bir platform. Ulaşıp incelemek için tıklayabilirsiniz.
Biyoloji için en iyilerinden biri bu. Normal olarak deneyini yapma şansınızın asla olmayacağı ekoloji konularında bile size deney yapma olanağı sağlıyor. Ama genellikle flash uygulamaları biraz daha duyarlı hale getirilebilir. Eminim diğer alanlarda çok daha faydalı olabilecektir.
EBA içerisinde de çeşitli materyaller mevcut fakat biyoloji için ise maalesef bir sanal laboratuvar uygulaması mevcut değil.
Nanogen….
İkinci alternatif ise bu yazıyı yazmak istememe sebep olan firma… Kendileri ile bizzat tanışma şansım oldu. Nano-Gen Teknolojileri çatısı altında edvotek Türkiye’den bahsediyorum…
Konya’da katıldığım EDK Konya 2019’da çalıştığım okulda kullanılan “Eğlenceli Bilim” firmasının yetkilileri ile karşılaştım. Okulda uygulanan etkinliklerin eve olan yansımalarından ve öğrencinin öğrenmeye olan etkisinden bahsettikten sonra, lise gurubu için herhangi bir materyallerinin olup olmadığını sordum. Fakat olumsuz cevap aldım. Lakin firma yetkilisi Adana’da bir firmanın özellikle biyoloji ile ilgili deney kitlerinin olduğundan bahsetti. Şirket merkezine dönünce telefon numarasını bana ulaştıracağını söyledikten sonra ayrıldım. Tabi yoğunluktan dolayı unutuldu her ikimiz tarafından. Taa ki sene sonuna kadar. Sene sonunda ben bağlantıya geçerek firmanın ismini aldım ve bağlantıya geçtim. Demo talebinde bulunduk. Fakat firma sahibinin cenazesi nedeni ile buluşamadık. Bunun üzerine ben Adana’ya gittiğimde firmayı ziyaret ettim. İyi ki de böyle olmuş. Firmada benimle ilgilenen Osman bey beni firma sahibi Yahya bey ile tanıştırdı. Bir müddet havadan sudan konuştuktan sonra deney kitleri hakkında konuşmaya başladık. Şimdi işin hikaye kısmından sonra avantajlarından biraz bahsedeyim:
- Bir kere en başta çevreye ve sağlığa tamamen duyarlı bir firma. Kullanılan malzemeler kesinlikle insan ve çevre sağlığına zararı olmayan maddeler. Hatta deneylerde kullanılan sözde kimyasalları öğrenci içse bile bir zararı yok. Kimyasallar aslına bakılırsa “sanal kimyasallar”. Öyle ki kan gurubu belirlemek için öğrenciden kan alınması yasak olduğu için kanı taklit eden sıvılar üretmişler.
- İkinci olarak ürünlerin kökeni ABD. Buradan devlet desteği alındığı için malzemeler daha ucuz. Ve bu malzemeler sadece eğitim kurumlarına satılabilecek ve eğitim kurumlarına satıldığı zaman firma tarafından ithal edilebilecek. Bu nedenle aynı malzemeleri dışarıdan daha ucuza bulma şansınız neredeyse yok.
- Deneyler MEB kazanımları ile ilişkilendirilmiş. Deneylerin hangi ünitede, hangi sırada yapılacağı çok açık. Hatta deneylerin içerisinde bir öğrenci kılavuzu bir de öğretmen kılavuzu çıkıyor.
- Deneyler kitler halinde gönderiliyor. İçerisindeki “sanal kimyasalların” depolama ve bozulma olasılığını ortadan kaldırıyor.
- Deneyler belirli bir senaryoya da uyarlandığı için her deney kiti aynı zamanda bir maceraya da dönüşüyor.
- Bazen deneylerde öğrencilerden malzeme desteği aldığımız olur ve böyle durumlarda da bazı malzemeler miktarlarından dolayı israf olur. Bu durum da bu kitler sayesinde ortadan kalkıyor.
- Bazı deneyler kulüp organizasyonlarına izin verecek şekilde de toparlanmışlar. Örneğin STEM, Adli Bilimler, Biyoteknoloji, Çevre Ekoloji kulüpleri gibi kulüplere işlevsellik katabiliyorlar. Bu arada STEM denilince biyoloji uygulamalarının zorluğunu da ortadan kaldırıyorlar.
- AP ve IB gibi programların olmazsa olmazı laboratuvar deneyleri de firma tarafından sağlanabiliyor.
- Bir yandan firma pek çok deneyin yerli üretimine de geçmiş. Hatta “Tüpteki Genler” deneylerinin üretimi tamamlanmış ve deney sonunda öğrenciye kendi DNA’larını taşıyabilecekleri bir kolye bile verebiliyorsunuz.
- Alınan tüm deney kitlerinin eğitimleri kit ücretlerinin içine dahil. Bizzat okullara gidip öğretmenlere uygulama eğitimleri veriyorlar.
- İstendiği takdirde tam donanımlı bir biyoloji-biyoteknoloji laboratuvarı da kurabiliyorlar.
Bana göre en önemlisi ise firmanın böyle bir içeriği Türkiye’ye kazandırmış olması. Firma bu işler için de çok büyük kazanç beklentisine sahip de değil. Mümkün olduğunca okullara destek olma gayesinin ön planda olduğunu rahatlıkla hissedebiliyorsunuz.
Firmada aynı zamanda protein sentezi ve gen klonlaması gibi bazı konularda oyunlar ve tekrar kullanılabilir materyal ve modeller de mevcut.
Teşekkür…
O gün firmadayken yapılan işin güzelliğinden ve etkinliğinden o kadar etkilendim ki Yahya beye, Osman beye defalara teşekkür ettim. Ama buradan da kendilerine tekrar teşekkür etmek ve firmalarının biyoloji öğretmenleri ve okul yöneticileri tarafından bilinir hale gelmesinde bir katre de olsa destek olmak için aslında bu yazıyı yazdım.
Belki okuyanların içinde bu bir reklam yazısı olmuş diyenler çıkabilir. Ama emin olun ki bu canı gönülden hiçbir karşılığı olmadan yazdığım bir yazı. Nedeni ise biyoloji dersinde hep havada kalan pek çok uygulaması zor konuları uygulama imkanını ülkemiz öğretmenlerine tanımış olmaları. Firmanın asıl iş kolu üniversitelerde proje yürütücülüğü yapmak. Aynı zamanda sahip oldukları laboratuvarlar da yeterince kazanç sağlıyor. Yapmasalar bu a bizim ülkeye lazım diyen olmaz sanırım. Aynı zamanda ithalatı azaltmak için de tüm deneylerin üretimine dair AR-GE çalışmaları yürütüyor olmaları da ayrı bir sevgi konusu. Yerli ve Millilik bana göre böyle olur.
Eğitimden girip yerlilik ve millilikten çıkarak bu yazıya da burada son verelim. Okuduğunuz için teşekkürler.