Çocuk istismarı ve ihmali, ebeveyn ya da bakıcı tarafından çocuğa yapılan, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüdür. Bunların sonucu olarak çocuğun fiziksel, ruhsal, cinsel ya da sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık ve güvenliğinin tehlikeye girmesi söz konusudur. İhmal ise temel ihtiyaçlarının ebeveyn ya da çocuğa bakma ile sorumlu olan kişiler tarafından, daha geniş anlamı ile sosyal devlet tarafından karşılanmaması anlamına gelmektedir. Çocuk istismar ve ihmali günümüze yaklaştıkça artmış olduğu görülmektedir. Bu ihmal ve istismar hakkında çocuklar ve aileler öncelikli olarak bilgilendirilmeli sonrasında toplum bu konu hakkında eğitilmelidir.
Çocuk istismarı 4 grupta incelenebilir: Fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal istismar ve ekonomik istismar.
Fiziksel İstismar
Çocuğun kaza dışında farklı nedenlerle yaralanması veya ailesi tarafından yeterince dikkat edilmediğinde ortaya çıkan yaralanmaları kapsar. Çocuklarda kazalar sık görülmekle birlikte, yaşa uygun olmayan, kendi kendine olma olasılığı çok düşük olan hasarlarda istismardan şüphelenmek gerekir. Örneğin çocukta oluşan büyük yaralanmalar, yanıklar gibi durumlar örnek verilebilir. Fiziksel istismar çocuğun gururunu zedeler. Çocuğun gelişimini sekteye uğratırken, fiziksel hasarların yanında psikolojik hasarlar da meydana getirir. Bu çocuklarda ileriki yaşlarda, madde veya alkol bağımlısı olma, hırsızlık yapma, yalan söyleme ve okuldan kaçma gibi olumsuz davranışlar görülebilmektedir (Pişi, 2013).
Cinsel İstismar
Psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı 18’ den küçük olan bir çocuğun kendinde büyük bir yetişkin tarafından cinsel yönden kullanılmasıdır. On sekiz yaşına kadar kız çocukların %12- 25’inin, erkek çocukların ise %8-10’unun istismara uğradığı saptanmıştır. (Kara ve diğerleri, 2005) Cinsel istismar da çocukta psikolojik hasarlar meydana getirmektedir. Cinsel istismara uğrayan çocuk sessizleşir, içine kapanır. Çocuklara hem aile tarafından hem de okullarda psikolojik danışmanlar tarafından mahremiyet eğitimi verilmesi bu konuda önleyici olmaya yardımcıdır diyebiliriz.
Duygusal İstismar
Duygusal istismar; ebeveynlerin veya yetişkinlerin çocuğun yetenekleri üstünde istek ve beklentiler içinde olmaları ve saldırganca davranmaları olarak tanımlanır. Çocuğa bağırma, reddetme, aşağılama, küfretme, yalnız bırakma, yanıltma, korkutma, yıldırma, tehdit etme, duygusal bakımdan ihtiyaçlarını karşılamama, yaşın üzerinde sorumluluklar bekleme, kardeşler arasında ayırım yapma, değer vermeme, önemsememe, küçük düşürme, alaylı konuşma, lakap takma, aşırı baskı ve otorite kurma, bağımlı kılma ve aşırı koruma görülen duygusal istismar türleridir. (Polat, 2000) Ebeveyni ya da çevresi tarafından sürekli eleştirilen çocuklar, anti-sosyal ve özgüvensiz bireyler olarak yetişir. Sevgi ve ilgiden yoksun olan, yetenekleri üzerindeki beklentilerden baskılanan çocuk duygusal istismarın yanında oluşabilecek ve öğrenme güçlüğüne kadar uzanan zihinsel gelişimini olumsuz etkileyen sorunlarla karşılaşır (Yolcuoğlu, 2015).
Ekonomik İstismar
Çocukların gelişimini engelleme ve onları erken yaşta iş ortamına sokma olarak tanımlanmaktadır. Çocuklar ekonomik anlamda, terörist olarak silahlandırılarak, sokakta çalıştırılarak, dilencilik gibi işlerde çalıştırılarak istismar edilmektedir. (Bayraktar, 2015) Günümüzde dilencilik yasalarla yasaklanmıştır. Ancak buna rağmen sokakta çalıştırılan ve dilendirilen çocukların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
Çocuk istismar ve ihmalinde birçok etmen rol oynuyor denebilir. Bu etmenlerin doğru olarak belirlenmesi müdahale ve önlem konusunda yol gösterecektir. Temelde 3 kategoride toplanmıştır: Aileden kaynaklanan nedenler, çocuktan kaynaklanan nedenler ve çevresel ve toplumsal nedenler. Bunların yanında bazı olağanüstü haller de olabilir.
Aileden Kaynaklanan Nedenler
Yapılan araştırmalara göre çocuk istismarında aile önemli bir rol oynamaktadır. Çocukların en güvende olacağı yer ailelerinin yanıyken aynı zamanda en çok istismar riski olan yer de orasıdır. Anne ve babanın kişilik özellikleri istismara zemin hazırlayabilir. Özellikle ebeveyn istismar benzeri bir yaşantıyı kendi çocukluğunda yaşamışsa veya kendi anne babaları arasında şiddet görülmüşse çocuklarına şiddete başvurabilirler. (Arıkan, 1998)
Çocuktan Kaynaklanan Nedenler
Planlı veya meşru olmayan çocuklar, çok sayıda kardeşe sahip olan çocuklar daha fazla istismar yaşamaktadır.(Aral,1991) Zeka geriliği, fiziksel veya gelişimsel bozukluğu olan çocuklar daha çok istismar edilmektedir. (De Mause,1976)
Çevresel ve Toplumsal Nedenler
Ebeveynin uyumsuz çevresi, kısıtlı sosyal çevreleri, toplumdan soyutlanmaları çocuğa yönelik şiddeti arttırmaktadır. Ebeveynin sosyal desteğinin olup olmaması da istismarı etkilemektedir. (Polat,2007) Ebeveynin eğer çocuk istismarına yatkın, normal olmayan çevresi varsa çocuğa karşı muhtemelen istismar uygulayacak ve bunu normal görecektir.
Olağanüstü Haller
Olağanüstü hallerde ( savaş, göç, deprem, salgın hastalıklar ) bireyler barınma, beslenme sorunu yaşar ve buna bağlı olarak çocuk istismarı artmaktadır. Savaş ortamı çocuk için zaten başlı başına bir travmadır ve bu ortamlarda çocuk ticareti ve çocuk kaçırma gibi olaylar görülmektedir. (Bayraktar, 2015)
Çocuk istismar ve ihmalini önleme yetişkinlikte ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçilmesinde çok büyük bir adım olacaktır. Devlet tarafından müdahale ve önleme planları ilgili kurumlar ve çalışanları ile oluşturulmalı kararlılık ile uygulanarak çocuk istismar ve ihmali en aza indirilmelidir. Çocuk istismar ve ihmalini önlemede temelde 3 basamaktan söz edilir.
Birincil Önleme
Tüm çocuklara yönelik koruma yapılmasıdır. Tüm çocukların şartları iyileştirilir, aile eğitimi arttırılır yani risk oluşturulmazsa çocuk istismarı önlenebilir. Yapılabilecek çalışmalar arasında hukuksal düzenlemeler, ÇHS haklarının ulusal yasalara alma, kültürel ve sosyal düzenlemeler yapılması olabilir.
İkincil Önleme
Yüksek risk gruplarının bulunarak bu kişilerin hizmetleri kullanması için yapılacak çalışmaları kapsar.
Üçüncül Önleme
İstismar yaşamış çocuğun tekrar istismar yaşamasını ve ölüm gibi sonuçların ortaya çıkmasını önleme çalışmalarıdır. Örneğin günümüzde fiziksel ve cinsel istismar vakalarında muayene ve tedavi sonrası çocuklar ya Çocuk Esirgeme veya Sosyal Hizmet kurumuna yerleştirilmekte ya da ailesinin yanına tekrar verilmektedir. Çocuğu ailesinin yanına tekrar vermek aslında çocuğu bir anlamda kaderine terk etmektir. Bunun yerine çocuklar ve ailelerine rehabilitasyon programları uygulanmalıdır. Bunlar üçüncül önleme kapsamına girmektedir.
Türkiye’de Yapılmış Çalışmalar
Bakır ve Kapucu’nun (2017) yaptığı bir çalışmaya göre çocuk istismar ve ihmaline ilişkin araştırmalar son 10 yılda artış göstermiştir. Bu da şu anda teknoloji ve sosyal medyanın daha fazla kullanılması ile istismar ve ihmalin ortaya çıkarılmasına yardımcı olduğundan kaynaklanabilir. Araştırma sonuçlarında yine en çok incelenen konunun (%45,31) ihmal ve istismarın beraber olduğu konular olarak bulunmuştur. En çok çalışılan (%36.72) istismar türü cinsel istismardır. Ensest ve çocuk evlilikleri de cinsel istismar kapsamına alınmıştır, fakat önemine rağmen fiziksel istismar (%8.59) ve duygusal istismar (%7.81) konularında yeterince çalışma yapılmadığı belirlenmiştir. Örneklem grubuna bakıldığında, en az çalışılan grubun aile (%7.81) olduğu görülmektedir. Çocuk istismarı ve ihmalinin önlenmesinde aile kilit noktadır. (Bakır ve Kapucu, 2017)
Yaptığım bu araştırmalar sonucunda fark ettiğim en önemli şey aslında bu konuda ne kadar az çalışma yaptığımız oldu. Toplumun temeli ailedir. Çocuk istismar ve ihmalinde aile çok büyük rol oynamaktadır. Ancak hem çevremde hem de yapılan çalışmalardan edindiğim sonuca göre ailenin bilgilenmesi ve istismarın ailede önlenmesi için yapılan sistemli müdahaleler bulunmamaktadır. Bu müdahaleler yapılarak çocuk istismar ve ihmalinin önüne geçilebilir. Çocukların evden sonra en çok vakit geçirdikleri okulda bu konuda bilgilerini arttırmak için çalışmalar yapmak da yine bu konuda yarar sağlayacaktır.
Kaynaklar
Acehan, S., Bilen,A., Ay. M., Gülen. M., Avcı. A. Ve İçme. F. (2013). Çocuk İstismarı ve İhmalinin Değerlendirilmesi. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 22(4), 591-614
Akyüz, E. (2016) Çocuk Hukuku Çocuk Hakları ve Korunması, 5. Baskı. Ankara: Pegem Akademi
Bakır E., Kapucu S. (2017). ‘‘ Çocuk İhmali ve İstismarının Türkiye’de Yapılan Araştırmalara Yansıması: Bir Literatür İncelemesi’’ Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi 2017, 4(2), 13–24
Kara, B., Biçer, Ü. Ve Gökalp, A.S. (2004). Çocuk İstismarı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 47, 140-151
Pişi, D.(2013). İstismar ve İhmale Uğrayan Çocuklarn Psiko-sosyal Özellikleri,( Yüksek Lisans Tezi). Erişim adresi: tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Bayraktar, S. (2015). İnsanlığın Kanayan Yarası Çocuk İstismar ve İhmali. İstanbul: Nobel