Bir önceki yazımızda doğru rehberlik anlayışı üzerine bir değerlendirme yapmıştık. Doğru rehberlik anlayışının gelişmesi için ilk adımdan başlamak gerekiyor. Bu ilk adım “hazırbulunuşluk”tur. Eğitim sürecinde bireyin öğrenmeye yönelik hazır olma durumu, yani hazırbulunuşluk, öğrencinin akademik, sosyal ve duygusal gelişimini doğrudan etkileyen temel bir değişkendir. Hazırbulunuşluk, öğrencinin yeni öğrenmelere açık olması, önceki bilgi ve deneyimlerinin yeni öğrenmeler için zemin oluşturması anlamına gelir (Senemoğlu, 2018). Bu bağlamda rehberlik hizmetlerinin temel amaçlarından biri, öğrencinin öğrenmeye ve gelişime yönelik hazırbulunuşluğunu artırmak ve bu süreci çok boyutlu biçimde desteklemektir. Hazırbulunuşluk kendi içerisinde farklı alanlarda ele alınabilir.
1. Fiziksel Hazırbulunuşluk
Fiziksel hazırbulunuşluk, öğrencinin bedensel gelişiminin öğrenme süreçlerine uygun olmasıyla ilgilidir. Öğrencinin yeterli uyku düzenine sahip olması, beslenme alışkanlıklarının dengeli olması, görme ve işitme gibi duyusal yeterliliklerinin öğrenmeyi destekleyecek düzeyde olması gerekir (MEB, 2017). Özellikle ilkokul döneminde motor becerilerin gelişimi, yazma, çizme, dikkat toplama gibi temel akademik becerilerin kazanılmasında belirleyici bir rol oynar.
2. Zihinsel Hazırbulunuşluk
Zihinsel hazırbulunuşluk, öğrencinin bilişsel düzeyinin öğrenme hedefleriyle uyumlu olmasıdır. Öğrencinin ön bilgileri, kavramsal yapısı ve problem çözme becerileri bu düzeyi belirler. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramına göre, bireylerin öğrenmeye hazır oldukları dönemler yaşa ve gelişim evresine bağlıdır; bu nedenle öğretim süreçleri öğrencinin zihinsel gelişim düzeyine göre planlanmalıdır (Piaget, 1972). Rehberlik hizmetleri, öğrencilerin bilişsel farkındalıklarını artırarak öğrenme stratejilerini geliştirmelerine destek olur.
3. Duygusal Hazırbulunuşluk
Duygusal hazırbulunuşluk, öğrencinin öğrenmeye karşı olumlu tutum geliştirmesi, özgüven duygusunun yüksek olması ve öğrenme sürecine yönelik kaygılarla baş edebilme kapasitesini içerir. Özellikle sınav kaygısı, akademik motivasyon ve öz düzenleme becerileri duygusal hazırbulunuşlukla yakından ilişkilidir (Yıldız ve Kılıç, 2020). Rehber öğretmenler, duygusal hazırbulunuşluğu artırmak için öğrencilerin benlik saygısını geliştiren, motivasyonu destekleyen ve kaygı yönetimi becerilerini güçlendiren etkinlikler yürütür.
4. Sosyal Hazırbulunuşluk
Sosyal hazırbulunuşluk, bireyin akran ilişkileri, iletişim becerileri ve grup içinde işbirliği kurabilme kapasitesidir. Sosyal olarak hazır olan bir öğrenci, öğrenme ortamlarında daha aktif, uyumlu ve katılımcı olur. Vygotsky’nin sosyal etkileşim kuramına göre, öğrenme süreci sosyal bir etkileşim sonucunda gerçekleşir (Vygotsky, 1978). Bu nedenle öğrencilerin sosyal becerilerinin geliştirilmesi, rehberlik hizmetleri açısından akademik başarı kadar önemlidir.
Eğitim Kademelerine Göre Hazırbulunuşluğun Önemi
- İlkokul Dönemi: Bu dönem, öğrenmenin temellerinin atıldığı ve öğrencilerin okula uyum süreçlerinin şekillendiği bir evredir. Fiziksel ve duygusal hazırbulunuşluk, öğrencinin okuma-yazma, dikkat, motivasyon ve okul sevgisi gibi temel becerileri kazanmasında belirleyicidir.
- Ortaokul Dönemi: Ergenliğin başlangıcıyla birlikte duygusal dalgalanmalar, sosyal ilişkilerde değişim ve kimlik arayışı ön plana çıkar. Bu dönemde rehberlik hizmetleri, öğrencilerin duygusal ve sosyal hazırbulunuşluklarını destekleyerek akademik yönelimlerini korumalarına yardımcı olur (Yeşilyaprak, 2013).
- Lise Dönemi: Öğrencilerin kimlik, kariyer ve gelecek planlamalarının yoğunlaştığı dönemdir. Zihinsel hazırbulunuşluk kadar, duygusal ve sosyal olgunluk da başarıyı etkiler. Üniversiteye geçiş sürecinde öğrencilerin hedef belirleme, motivasyon ve stres yönetimi gibi becerilerinin desteklenmesi gerekir.
Hazırbulunuşluk, Ders Çalışma ve Sınava Hazırlık Sürecinde
Hazırbulunuşluk düzeyi yüksek olan öğrenciler, ders çalışma sürecinde daha etkili planlama yapabilir, zaman yönetiminde başarılı olur ve sınav kaygısını daha iyi yönetirler. Özellikle bilişsel farkındalığı yüksek öğrenciler, kendi öğrenme stillerini tanıyarak uygun stratejiler geliştirir (Zimmerman, 2002). Rehberlik hizmetleri, öğrencilerin bu farkındalığı kazanmasını sağlayarak akademik başarıya katkıda bulunur.
Rehberlikte Hazırbulunuşluk Çalışmalarının Önemi
Rehberlikte hazırbulunuşluğun geliştirilmesi, öğrencinin yalnızca akademik başarısını değil, bütüncül gelişimini hedefler. Rehberlik hizmetleri, öğrencinin fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal alanlarda öğrenmeye elverişli bir ortam oluşturmasına yardımcı olur. Bu yönüyle rehberlik, öğrencinin potansiyelini gerçekleştirmesine, eğitim sürecine aktif katılım göstermesine ve yaşam boyu öğrenen bir birey olmasına katkı sunar. Bu katkının sağlanabiilmesi için uzmanların doğru dokunuşlar yapması önem arzetmektedir. Bir çok uzman öğrencilerin hazırbulunuşluklarına bakmaksızın planlamar yapmakta, öğrencileri yönlendirmektedir. Fakat ilgili alan için hazır olmayan öğrencinin süreci sağlıklı gerçirmesi hatta sağlıklı bir şekilde sonuçlandırması mümkün değildir. Bu nedenle yapılacak her rehberlik çalışmasında tüm boyutlarıyla öğrencinin ilgili sürece hazır olup olmadığını tespit etmek gerekmektedir. Hazır olduktan sonra süreç öğrenciler adına daha sağlıklı bir yöne evrilecek ve bu şekilde başarı ve gelişme elde edilmiş olacaktır.
Kaynakça
- MEB (2017). Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı.
- Piaget, J. (1972). The Psychology of the Child. New York: Basic Books.
- Senemoğlu, N. (2018). Gelişim, Öğrenme ve Öğretim: Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Pegem Akademi.
- Vygotsky, L. S. (1978). Mind in Society: The Development of Higher Psychological Processes. Harvard University Press.
- Yeşilyaprak, B. (2013). Eğitimde Rehberlik Hizmetleri. Ankara: Nobel Yayıncılık.
- Yıldız, A., & Kılıç, E. (2020). “Öğrencilerin Akademik Başarıları Üzerinde Duygusal Hazırbulunuşluğun Etkisi.” Eğitimde Psikolojik Danışma Dergisi, 6(2), 45–62.
- Zimmerman, B. J. (2002). “Becoming a Self-Regulated Learner: An Overview.” Theory Into Practice, 41(2), 64–70.

