Telafi kelimesi, dilimizde yaygın kullanılan kelimelerden birisidir. Telafi, Arapça dilinden Türkçemize geçmiştir. TDK’ye göre telafi kelimesi :“ Kötü bir etkiyi veya sonucu başka bir etki ile yok etme, karşılama, yerine koyma” olarak açıklanmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı “Telafide Ben de Varım” adı altında yaz aylarında bir program gerçekleştirecek. Pandemi nedeniyle bu yıl MEB okulların 2 Temmuz’a kadar açık olacağını bildirmişti. “Telafide Ben de Varım” programının detaylarını açıklayan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk UDEP çerçevesinde bakanlık, belediye ve sivil toplum kuruluşlarının da telafi eğitimi programına destek vereceğine değinerek, “telafidebendevarim.meb.gov.tr” isimli bir web sitesi hazırladıklarını duyurdu. Telafi eğitimi programı, 5 Temmuz-31 Ağustos arasında düzenleneceği ilan edilmiş ve 5 Temmuz 2021’de başlamıştır.
Telafide Ben de Varım programı mantık olarak olumlu bir program. Ancak adının telafiden ziyade “yaz okulu” olmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim. Hem belirlenen konu ya da eğitim başlıkları bakımından hem de bence amaçlanan sonuç bakımından telafi eğitiminden ziyade yaz okulu mantığını çağrıştırıyor. Ayrıca tanıtım da yetersiz kaldı ve yaz için bir program yapılacağı duyurusu kamuoyuna geç yapıldı. Duyurular daha erken ve geç kalınmadan yapılsa idi katılım çok daha fazla olabilirdi.
Pandemi tüm insanlığa elbette biz eğitimcilere çok şeyler öğretti. Birçok farkındalıklar oluşturdu. Eğitim bakımından en önemli kazanım ya da farkındalık ise okulda öğrencilerin geçirdiği saatlerdeki sanat, spor, edebiyat oranının daha fazla olmasının öğrencilerin kişisel gelişimleri ve kazanımları bakımından daha faydalı olacağını idrak etmemizdir. Bu minvalde ders saatlerinin yeniden gözden geçirilmesi zaruridir. Hangi dersler kaç saat olacak, bu saatlerin ne kadarı yüz yüze yapılacak, ne kadarı çevrim içi yapılacak gibi sorulara acil cevap bulunması gerekmektedir. Artık eğitimin içinde uzaktan eğitim teknolojisi var olacaktır. Dolayısıyla eğitim kurgusunun veya stratejisinin yeni oluşan bu olguya göre yapılması kaçınılmazdır.
Bu çerçevede öğretmen becerileri de yeniden değerlendirilmelidir. Öğretmenlerimiz hem uzaktan eğitim teknolojileri konusunda hem de yeni konulacak eğitimler konularında hizmet içi eğitimler verilmelidir. Yeni oluşan konseptin ayrıntıları belirlenmelidir. Eski anlayışlarla ve eski alışkanlıklarla yeni bir sistem kurgulanamaz kurulamaz.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı yüz binden fazla eğitim kurumu , bir milyondan fazla öğretmen ve Yirmi milyondan fazla da öğrenci vardır. Bu büyük bir potansiyeldir. Potansiyelimizi doğu politikalarla doğu yönlendirebilirsek dünyanın söz sahibi ülkelerinden biri olmamız içten bile değildir. Eğitim kurumlarıyla, öğretmeniyle ve öğrencisi ile büyük bir organizasyon olan MEB okulları yılın 12 ayı açık tutmalıdır. Yaz aylarında tüm okullarda yaz okulu etkinlikleri yapılmalıdır. Yaz okulu bünyesinde bir çok konu olabilir; Sanat, spor ,müzik ve edebiyat genel konu başlıklarından hareketle yüzme, enstrüman çalma, ebru eğitimi, hat sanatı, geleneksel el sanatları gibi bir çok konuda etkinlikler yapılabilir. Âmâ bunu için kararlılık, planlama, strateji önemlidir. Pek tabii ki okulların fiziki şartları iyileştirilmeli, personel eksiklikleri giderilmelidir.
Son söz;
Bence yeterli İmkânlarımız var. Yeterki bu imkanlar doğru şekilde kullanılsın 21.YY şartlarına uygun bir eğitim kurgusu yapmak zorundayız. Hedef insani özellikleri üst düzeyde yani insan sevgisi, hayvan sevgisi ve çevre duyarlılığı olan teknoloji üreten her ne iş yapıyorsa onun en iyisini yapan nesiller yetiştirmektir. Yükümüz ağır bunu fark edelim ve gereğini yapalım. Konfüçyüs derki:
“Bir neslin kaderini bir önceki nesil tayin eder”
