Her çocuk, anne-babası için; eşsiz bir hediye ve iftihar kaynağıdır. Doğduğu ilk günden itibaren, hatta varlığından haber alındığı an itibari ile üzerine titrer. Bu tavır çok uzun süre devam eder. Evleninceye kadar ya da daha uzun, anne – babalar bu dünyadan göçene kadar. Hataları görülmez hep çok güvenirler ya da tam tersi, her an koruma güdüsü ile elleri üzerinde, onlar için her türlü sorumluğu alırlar. Bunun karşılığında fanusta yetişen bir çocuk oluşuverir. Ancak bu duyguları onlar gibi yaşamayan ve her zaman kanunlar ve müfredat gereğini yerine getiren, sevgi ve şefkat ile fayda sağlamaya çalışan öğretmenlerimiz var.
Bu yazımda; eşsiz varlıkların, çocuklarımızın belki de bizim düşündüğümüz gibi zeki olmadığını ya da düşündüğümüzden daha zeki olduğunu ancak yaş ve bulundukları ortam gereği bunu ifade edemediğini düşünüyorum. Bu fikirden yola çıkarak, onlara biraz daha fazla yardımcı olmamız gerektiği fikrindeyim. Anne-babalar duruma yeterince pozitif bakamayabilirler, Hele de çocukları konu olunca ve hata asla kabul etmezler. Derslerde başarılı ya da başarısız olma konuları, aldığı notlar ile belirleniyor. Mevcut eğitim sisteminde durum bu, belki farklı değerlendirmeler olsa bu denli zorlamazdı, değerli öğretmenlerimiz.
Yapılan her işte bir emek var. Bu emeğin karşılığını da beklemek doğal, o kadar anlatım, farklı örnekler ve alıştırmalar yap. Sonra, alakasız sonuçlar alınınca tüm çabanın boşa gittiğini düşünmekten, alamaz insan kendini. Hatta gençlik çok vurdum duymaz, aman kafaları burada değil ki gibi fikirler de normal. Ancak göz ardı etmememiz gereken iki konu var. Çok farklı bir çağda yaşıyoruz. Şimdi internet, telefon, sosyal medya vs. bunlar bizim kuşağımız için alışmakta zorlandığımız konular, bizim kuşaktan kastım 2000/90’lar bizim zamanımızda yoktu. Hepimiz çok başka zorluklarla mücadele ettik ve bize şimdi öğrencilerimizin durumu, anlaşılmaz geliyor. Onlar teknolojinin içine doğdular adeta ve her olaya bakış açıları farklı.
Öyle ki artık bırakın bir şeyleri öğretmek, öğretmenlerimiz sınıfa hakimiyet kurmakta, zorluk yaşar hale geldi. Bunun konu teknoloji dışında saygı ve sevgi kavramları ile de bağlantılı ama o konuya girmeyeceğim. Yine teknolojinin getirdiği bir güzellik var. Zeka, gelişimi hızlı ve artık bildiğimiz yaş aralığında, beklediğimiz zeka seviyesi dışında bir öğrenci ile karşılaşmamız mümkün. Birkaç araştırma sonucu paylaşayım. 6- 12 yaş arası çocukların konu edildiği araştırmada zeka gelişimi yaşıtlarına oran ile ileride olan öğrenciler,
- Sıradan ve alışıldık konuşmalar yorar.
- Çok şey düşünüp çok azını dile getirir.
- Yaptığı işlerden kolay sıkılır.
- Bazen hareket etmek istemez ve içe dönük yaşamayı tercih eder.
- Sosyal hayata zaman zaman uyum göstermek istemez.
- Gelecekte yaşamında aşk yaşaması bile zordur.
Bunları paylaşmamın sebebi, millet olarak artık daha aceleci olduk ve hayat bizi içine aldı sürüklüyor. Öğrencilerimize davranışlarımızı, bu hatırlatma ile gözden geçirelim. İlgisiz gibi gördüğümüz öğrencimiz için konular, gelişimi açısından basit kalıyor olabilir. Ya da içe dönük zamanına rastlamış olabilir. Bu döneminde öğrencimize daha fazla destek olmalıyız. Einstein hayatına bir göz atalım. Derim! Gelecekte onun öğretmenleri gibi anılmayalım. Mutlaka zor kolay bir şeyden bahsetmiyorum. Ancak geleceği sizlerin desteği kurabiliyoruz.

