Eğitim, insanın henüz anne karnındayken başlayıp hayatı boyunca devam eden fiziksel, duygusal ve mental yönleriyle birlikte esasen bunların kesin bir çizgiyle ayrılmadığı, iç içe geçmiş bir süreç olarak görülmelidir. Eğitim süreci aile, okul ve toplum tarafından belli yöntemlerle sürdürülmektedir. Fakat kişilerin eğitim ve ahlaki yönü, bazı metotlarla bilinçli olarak şekillendirilmek istenirken, bilinçaltına etki eden çevrenin de eğitimde önemli bir konuma sahip olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.
Günlük hayatta kasıtlı bir öğretim olsun veya olmasın öğrenmelerin büyük çoğunluğu diğer insanlarla ilişki içinde gerçekleşir. Bu sebeple kişiyi belli eğitim metotları ile eğitmekle birlikte, yaşadığı çevreyi düzenleyerek eğitimine olumlu katkı sağlayacak bir duruma koymak, istenilen davranışların öğrenilmesindeki başarıyı büyük oranda artıracaktır. Öğrencinin gündelik zamanının büyük bir kısmını geçirdiği çevresi; okulu ve sınıf ortamıdır. Okul ve sınıf ortamının düzenlenmesinde de en büyük etken elbette öğretmendir. Okullarda öğretmenler “öğrencilere model olma” rolünü üstlenmiş pozisyonundadırlar. Öğrenciler, öğretmenlerinin kılık-kıyafetteki görünümünü, konuşmalarını, demokratik veya katı tutumlarını, sorun çözme yöntemlerini, sergilediği değerleri kendilerine örnek alma eğilimindedirler.
Öğretmen okul ortamında sadece branşı ile ilgili bilgileri öğreterek öğrencinin zihinsel ya da psikomotor beceriler elde etmesini sağlayan bir kaynaktan ibaret değildir. Bilakis öğretmenin kendisi, başlı başına bir eğitim ortamı olarak öğrencinin özellikle ahlak ve kişilik gelişiminde son derece etkili bir figür konumunadır.
Hangi branştan olursa olsun öğrettiği bilgiler, öğrencinin doğrudan ahlaki gelişimiyle ilgili olmasa da sınıftaki varlığı ve davranışları öğrenci tarafından dikkatli bir gözleme tabi tutularak değerlendirildiğinden, öğrenci kendisine ait bir çıkarımda bulunup ahlaki yapısına bir tuğla olarak yerleştirmekle kişiliğini bina etmesinden dolayı öğretmen, ahlaki eğitimde çok büyük bir öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki; çocuklar öğütlere kulaklarını kapatsalar da örneklere gözlerini dört açarlar.
Her öğretmenin; en etkili öğrenme metotlarından biri olan modelleme (taklit ve gözlem) yoluyla öğrenmeyi dikkate alarak davranması, branşındaki bilgileri öğretmesi kadar önemlidir. Bu model olma rolünde ise; etrafındaki gözlerin dikkatinden kaçmayan en önemli kriter öğretmenin tavırlarındaki tutarlılığıdır. Öğrencilerin öğretmenlerine güvendikleri ortamlarda öğretmenlerin ikna etkileri yükselir. Tutarlı olmayan davranışlar ise öğrenciye güven vermediği için modellemeye götürmediği gibi ayrıca süreklilik arz etmediğinden de model alınmaya fırsat vermemekte, açık veya örtülü ahlak eğitimine konu olamamaktadır. Şimdi çok yönlü bir durum olan öğretmen tutarlılığını şu başlıklar altında inceleyebiliriz:
A) Mesleki Bilgi ve Bilinç Yönünden Tutarlılık
Öğretmenin; mesleğinin önemi konusundaki şuuru ve eğitim bilimleri konusundaki tahsili ile davranışları arasındaki tutarlılığıdır. Öğretmenin hem fakültede öğretildiği şekliyle eğitim bilimleri derslerinden aldığı bilgiler hem toplumun kendisine olan teveccühü ve güveni hem de her ferdin bu kurumlardan ve öğretmenlerin tedrisinden geçtiği ve buralarda yetiştiği realitesini göz önüne alarak, bu mesleğin önemi ile tutarlı davranışlar sergilemesidir. Kurân-ı Kerim’de: “Siz Kitabı okuyup durduğunuz halde, kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi emrediyorsunuz?” ayeti ile kişinin bildiği ve söyledikleriyle çelişmeyecek, tutarlı davranışlarda bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Öğretmenlerimizin hiçbirinde mesleğinin kutsallığına dair en ufak bir tereddüt olmadığı bilinen bir gerçektir. Buna göre yapılması gereken, bu bilinçle çelişmeyecek davranışlar sergilemek olmalıdır. Böylece tutarlı olmaya kendi öz benliğimizden başlayarak öncelikle kendimize olan inancımız sayesinde daha sonraki aşamaları zahmetsizce, gayet fıtri bir şekilde gerçekleştirebilme imkânına kavuşmuş oluruz.
Evet, öğrenci işinin ehli olduğuna inandığı öğretmenine güvendiğinde ahlaki gelişiminde bilinç veya bilinçaltı yoluyla modelleme yaparak yol kat edebilecektir. Bu güven de; öğretmenin fakültede gördüğü formasyon derslerine göre eğitiminde profesyonel bir öğretme şekli sergilemesi aynı zamanda mesleğinin ehemmiyetinin farkında olduğunu hissettirmesi ile olacaktır. Yani bu durumlara uygun tutarlı davranışlar sergilemesiyle bu mümkün olabilecektir.
Öğretmen tutarlılığı ile ilgili diğer maddelere bir sonraki yazımızda devam edeceğiz…
Mehmet BİLEN