Geçtiğimiz günlerde, milyonlarca öğrenci ve veliyi ilgilendiren 652 Sayılı KHK’de değişiklik yapılmasına dair teklif, TBMM’ye sunuldu. Görüşülen kanun, Meclis’ten geçerek yasalaştı. Yasalaşan teklifle, bu yaş farkının azaltılarak çocukların okula uyumu ve akademik gelişiminin olumlu etkilenmesi hedefleniyor. Kanunla, 66 ay olan ilkokula başlama yaşı 69 ay olarak yeniden düzenlendi. Mecburi ilköğretim çağı, 6-13 yaş grubundaki çocuklar yerine 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsayacak. Düzenleme iki farklı tarihle çocukların ilkokula başlama yaşını hesaplıyormuş gibi görünse de aslında tek bir ölçüt var. Eylül 2019’da yani okulların açıldığı tarihte eğer çocuğunuz 69 ay ve üzerinde bir yaşa sahipse ilkokula başlıyor. 69 ayın altında ise ilkokula başlamıyor.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçtiğimiz günlerde, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin soruları yanıtlamış ve okula başlama yaşının 66 aydan 69 aya çıkarılacağını söylemişti.
Bakan Selçuk, 4 yaş ve 3 yaşı da dikkate alarak, Bakanlık olarak, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve belediyelerle çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Hiç okula gidemeyenlerin evine okul öncesi paketi anlamında nasıl destek veririz ile ilgili paketler hazırladık, süreç devam ediyor. 69 ay olarak bir saptamamız var. Burada yapmak istediğimiz şey, 6-7 yaş çağ nüfusu iç içe girdi. 4+4+4’ten sonra aynı çağın nüfusunda yüzde 40’a yakın çocuğumuz oldu. Derslik açığımızla ilgili bize ortaöğretimde önümüzdeki yıl yepyeni bir fotoğraf sunacak. Bütün bu karışıklığın önüne geçmek için 69 ayı önümüzdeki yıl zaten gerçekleştirmiş olacağız.” dedi.
Son yıllarda yapılan araştırma çalışmaların ve dünyanın gelişmiş ülkelerinde uygulanan yeni nesil öğrenme yöntemleri eğitimin erken yaşta başlaması çocukların ve ülkelerin eğitim düzeylerini doğrudan etkiliyor. Çünkü çocuklar yaşamlarının ilk 6 yılında yüksek öğrenme kapasitesi ve merakına sahip oluyorlar. Bu nedenle erken başlayan kaliteli bir eğitim çocuğun tüm hayatını olumlu yönde etkileyen, erken dönem çocuk eğitimine katkı sağlayan ülkelerin uzun vadede kalkınmalarında da önemli farkların görüldüğü tartışmasız bir gerçek. Ama burada üzerinde durulan ilkokula erken başlamak, okumayı yazmayı erken öğrenmek, küçük yaşta çocukları parklardan, bahçelerden alıp sıralara oturtmak değil. Erken yaşta eğitimden anlamamız gereken en sade diliyle ilkokul değil, okul öncesi eğitimdir.
Erken yaşta kaliteli okul öncesi eğitim alan çocukların almayan akranlarıyla arasında en az 2 eğitim yılı fark olduğunu hatırlamak şart. Üstelik bu fark eğitim hayatı boyunca kapatılamıyor.
Durum böyle olunca ilkokula başlama yaşını 69’a çıkaran ve yaşıt çocukların yaşlarına uygun bir eğitim almalarını sağlamak olumlu ancak bir yanı eksik bir düzenleme. Eğer 69 aylık olduğunda ilkokula başlayan çocuğunuz okul öncesi eğitim almamış, hayatında ilk defa okul sırasına oturduğunda kalem tutmuş, 69 aydan önce yaşına uygun kavram ve kazanımlara ulaşmamışsa okul öncesi eğitim almış sınıf arkadaşlarından geri kalacaktır. Eğer ilkokulda nitelikli ve kaliteli bir eğitim planı oluşturmak istiyorsak tüm çocuklar için nitelikli okul öncesi eğitim fırsatı sağlamak zorundayız.
İlkokula başlayan hiçbir çocuk okul öncesi eğitim konusunda akranlarından eksik ya da geri olmamalı. Bu nedenle bu alanda eğitim almış biri olarak erişilebilir, nitelikli okul öncesi eğitim kurumlarının hızla arttırılmasını diliyorum. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk hocamızın çocuklar ve okul öncesi eğitimi hakkında düşüncelerini yakından takip ettiğimden bu konuda umudum yüksek.