2021 yılı sanki göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçti. 2021 yılında fırtınalar, seller, yangınlar, hastalıklar ve ölümler büyük oranda arttı. Bu yıl kayıplarımız mı yoksa kazançlarımız mı daha fazla oldu? Zamanı boşa harcayarak ve bazen de boşu boşuna çalışarak kaybettiklerimizi, ancak zamanı verimli kullanıp yeni bilgiler öğrenmekle telafi edebiliriz. 2022 yılına ümitle bakabilmek için 2021 yılında kazandığımız farkındalıkların değeri bence altından daha kıymetli.
2021 Yılında Neler Öğrendim?
04 Ocak 2021 tarihinde Boğaziçi üniversitesine rektör olarak atanan Melih Bulu öğrencilerin uzun süre devam eden protestoları sonucunda görevinden alındı. Bu olayı izleyerek yöneticilerin liyakatli insanları atamasının, öğrencileri daha iyi anlamasının ve gençliğin değerini bilmesinin ne kadar önemli olduğunu fark ettim.
01 Mart 2021 tarihinde kontrollü serbestlik başladığında evlerimizde ne kadar bunaldığımızı ve özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu anladım.
20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi hakkında Resmî Gazetede yayınlanan kararname ile Türkiye bakımından fesih edilme kararı verildi. Bu durum bana kanunlar, yönetmelikler ve yönergeler hazırlanırken çok dikkatli olunması gerektiğini ve bazen takımların kendi kalesine attıkları golü çıkarmalarının ne kadar zor olduğunu gösterdi.
14 Nisan ve 29 Mayıs tarihleri arasında devam eden tam kapanma uygulamaları sayesinde temiz havanın ve doğal ortamda yürümenin ve nefes almanın ne kadar önemli olduğunu anladım.
28 Temmuz 12 Ağustos tarihleri arasında 49 ilde çıkan 299 orman yangınında Türkiye’nin ciğerleri dağlandı. Ormanlarımızın ne kadar değerli olduğunu ve iklim değişikliğine dur demek için aktif bir çevre gönüllüsü olmanın önemini fark ettim.
31 Temmuz 2021 tarihinde milli okçumuz Mete Gazoz ve milli boksörümüz Busenaz Sürmeli Tokyo’da olimpiyat şampiyonu oldu. Bu olay bilimin ışığında yapılan antrenman ve iyi bir takım çalışmasının ne kadar önemli olduğunu fark etmemi sağladı. Çocuklarımızı ve gençlerimizi keşfetmenin önemini anladım.
11 Ağustos’ta Bartın, Sinop ve Kastamonu’daki sel baskını ve heyelan olayları sonucunda 82 vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin verdiği derin üzüntü ile, “akarsu, yatağını kimseye kaptırmaz” diye Çin atasözünün anlamını ve çarpık yapılaşmaya izin veren imar planlarının ne kadar hatalı olduğunu yeniden fark ettim.
19 Eylül 2021 tarihinde Türkiye Ampüte milli takımı dünya şampiyonu oldu. Bu olaydan engellerin kafalarda olduğu ve insanların önce zihinlerindeki bariyerleri kaldırması gerektiğinin[1] önemini fark ettim.
21 Eylül 2021 tarihinde başlayan Teknofest etkinliklerinde çocuklarımız ve gençlerimizin ne kadar yetenekli olduğunu, motive edildikleri ve güzel örnekler gördüklerinde yeni mucitlerin yetişmesinin mümkün olduğunu fark ettim.
06 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Paris anlaşmasını imzalayarak iklim değişikliğine karşı aktif bir eylem planı içinde olmaya karar verdi. Bu olay ülkemizin iklim değişikliği konusunda harekete geçmekte ne kadar geç kaldığını daha iyi fark etmemi sağladı.
16 Kasım 2021 tarihinde hayatını kaybeden Sezai Karakoç’un sessiz ve vakur yaşantısından onurlu yaşamak gerektiğinin önemini tekrar anladım. 2021 yılında vefat eden Doğan Cüceloğlu’nun vefatı ile yıldız gibi yol gösteren bilge bir insanı kaybetmenin ne kadar büyük bir kayıp olduğunu fark ettim. 2021 yılında o kadar çok dost ve arkadaşımı kaybettim ki ölümün sıcaklığını her daim hissederek hiç ölmeyecekmiş gibi çalışıp yarın ölecekmiş gibi yaşamak gerektiğini derinden hissettim.
2021 yılında 50.000 kişiden fazla insanımızın koronavirüs (covid-19) nedeniyle hayatını kaybetmesinden çok üzüntü duydum ve dostlarımızı henüz yaşarken aramanın sormanın, ziyaret etmenin, onlara sarılmanın ve sevdiğimizi söylemek gerektiğinin önemini anladım.
01-21 Aralık 2021 tarihlerinde yaşadığımız dövizdeki dalgalanmalar karşısında güçlü bir ekonomiye sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu ve hayat şartlarının hiç de kolay olmadığını, 2001 krizini yaşamış bir kişi olarak üzülerek hatırladım.
2021 yılında online eğitimin önemini anlarken bir taraftan da uzaktan eğitimin çocuklarımızı gelişimsel açıdan ne kadar geri bıraktığını ve eğitimde açılan yaraların önümüzdeki 5 yılda bile zor kapanacak gibi göründüğünü ve daha fazla çalışmak gerektiğini anladım.
2021 yılında masa başında oturarak çalışmaktan ötürü hareketsiz kalmanın zararlarını yaşayarak gördüm ve sporun, egzersizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettim.
2021 yılında nefes almayı, yürümeyi, koşmayı, dostlarımın varlığının ne kadar önemli olduğunu derinden hissettim.
2021 yılında çevreyi, bitkileri, hayvanları, insanları, daha fazla sevmem gerektiğini öğrendim.
2021 yılında Winston Churchill’in başarıyı tarif ettiği,[2] “başarı, istekte azalma olmaksızın başarısızlıktan başarısızlığa koşma becerisidir” sözlerinden ilham alarak yılmadan, bıkmadan ve vazgeçmeden çalışmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim.
2021 yılında yaşadıklarım ve öğrendiklerimden hareketle daha az hata yapmak için çalışacağım.
2022 yılında aileme, ülkeme ve insanlığa daha yararlı işler yapmam gerektiğine dair olan inancım arttı.
Dr. Nadir Çomak
[1] “Zihindeki bariyerleri kaldırmak” sözü 24 Kitchen TV ekranlarında 21.12.2021 tarihinde, 17.00’da yayınlanan yemek programındaki aşçı Mehmet ustanın sözünden alınmıştır.
[2] Kayakçı Moli’nin Hayatı, Filminden alınmıştır, D’Smart TV, 20.12.2021 saat 23.00