Başarılı olabilmek… Okuyunca insanoğlu olarak ne kadar da hoşumuza gidiyor dimi? Kim başarılı olmayı istemez ki… Başarılı olmak istemeyen kainatta yoktur diyebiliriz. Herkes başarıyı isterken, neden bu kadar insan başarısız? Aslında bu konu çok ironi gibi karşımıza çıkıyor. Neden herkes başarılı olamıyor? Bu kadar isteyen insan ve olamayan bir sürü insanlar yığını… Bence ağaç yetiştirmek istiyorsak, tohumu iyi seçmekte fayda var diye düşünüyorum. Biz de işin burasından başlayalım isterseniz…
İlk başta bir işe başlamadan önce insanlar kendilerine hedefler koyarlar bu hedefler kısa, orta ve uzun vadelidir. Genelde kendimden örnek verecek olursam, hedeflerim hep uzun vadeli olmuştur. Bu hayatta hala da öyle olmaya devam ediyor. Her neyse konumuza dönelim. Hedef dedik, hedef çok önemli bir kavram. İnsan ilk başta ne olması ya da ne yapması gerektiğine kendisi karar vermelidir. Yani ben neyi başarmak istiyorum, neden istiyorum, başarılı olunca bana ne gibi katkısı var, beni pozitif ve negatif yönde nasıl etkiliyor? Bunları insanın kendi beyninde içselleştirip uygulamaya koyması lazım. Tarihte başarılı insanların hayatlarını incelediğimizde hep bir hedef kavramını görmüş olursunuz ve bu hedeflerin arkasında bir neden ve amaç vardır… Hiç bir başarı nedensiz ve amaçsız olmamıştır. Önceden belli edilmiştir ve ona göre yollar izlenmiştir. İlk olarak hedef bizim için olmazsa olmaz bir kavramımız.
Peki hedeften sonra hangi adımı atacağız yani ne olması gerekiyor, bir sonraki adımımız: İzlenecek yol! Başarıya gidilen yolda çekilen çile kutsaldır sözü işte tam da burada kendini gösteriyor. Tam olarak başarılı olabilmenin kalbi diyebiliriz bu noktaya. İzlenecek yol yani başarılı olabilmek için, stratejik hamleler diyebiliriz. Burada en önemli nokta yemeğe ne kadar tuz ne kadar yağ atacağız ya da arabamızın benzinine ne kadar benzin koyacağız yani yöntem olarak nasıl bir yol izleyeceğiz. Spordan örnek verecek olursak kuvvet mi çalışacağız, sürat mı çalışacağız, esneklik mi çalışacağız gibi… Umarım verdiğim örnekler sizin için anlaşılır olmuştur. Her yiğidin yoğurt yiyişi ayrıdır diye anadoluda güzel bir söz vardır. Aslında bu atasözümüz tam da bunu gösteriyor. Ama bunu yaparken tabi ki de fantastik olarak saçma sapan metodlara girişmemek lazım. Tutarlı ve genel geçerliliği olan yöntemleri izlemekte fayda vardır.
Hedefimi koydum, yöntemi de buldum peki şimdi ne yapacağım? Üçüncü kavramımız tabi ki de verimlilik! Size şöyle bir örnek vereyim; 24 kişilik bir futbol takımında herkes antrenmanda aynı hareketleri ve antrenman programını uygular ama herkes aynı verimi alamaz… Verim dedik ya işte arkadaşlar, fark burada çıkıyor. Verim o kadar önemli bir şeydir ki 2 saat çalışırsınız verimsiz bir antrenman geçer ama 1 saat çalışırsınız çok verimli bir antrenman geçer. 2 saatten çok daha üstündür. Kendim de spordan gelmiş biri olarak spordan örnek veriyorum bunu her şeye yorumlayabilirsiniz.
Pekiiii gittikçe ilerliyoruz, başarıya adım adım… Bu verimli olmak nasıl oluyor peki? Verimli çalışmak denilen şey nedir? Verim nasıl olur arkadaşlar? Verim nasıl olur biliyor musunuz? İşte burası çok can alıcı bir nokta. Verimli olmak demek biraz abartacağım ama gece yatarken yarınki yapacağı çalışmayı düşünmek. Aklında başka hiçbir olumsuz etmenin, yapacağı işe etki etmemesi, sadece o işe konsantre olmaktır. Aslında vücudunuzdaki bütün hücrelerin bu iş için çalışıyor ve hazır konumda olması gerekiyor. Son olarak bu işi gerçekten yapacağınıza inanmaktır verimlilik.
Hedef – İzlenecek Yol – Verimlilik bu üç aşamayı yapıyoruz daha sonra ne yapacağız tabi ki de dördüncü kavramımız kararlılık. Emin olun bu üç kavramın hayatta kalmasının ve başarıya götüren yolda en çok savaş vereceğiniz yol işte bu kavram…. Başarının oksijeni diyebiliriz…. Eğer hücrelerden oksijeni keserseniz ne olur işte büyük sıkıntıların yaşanacağı bellidir…. Kararlılık okunması basit olsa da aslında öyle basit bir şey değildir. Hayatımıza yerleştirmemiz belki senelerimizi alacaktır. Tarihte en asil ve başarılı insanlara göz atarsanız kesinlikle başarılarının arkasındaki kararlılık mekanizmasını göreceksinizdir. Kararlılık demişken her kararlılık da bir değildir! Aldığınız malın bir kalitesi varsa, kararlılığın kalitesi de es geçilmeyecek cinsten bir özelliktir. Kimi insanlar çabuk vazgeçer, çabuk yorulur. İşte bu tip insanların kararlılık mekanizması düşük seviyede error verecektir, ama kimi insanlar vardır ki ne yaparsanız yapın kimse onu yıldıramaz sen yapamazsın boşver kardeşim çalışma bugün de bu işi yapma boşver gibi şeylere hiç bir şekilde taviz vermeyip işlerini müthiş bir kararlılıkla yaparlar. İşte bu olay başarıya bir adım daha yaklaştırmaktadır…
Eveeetttt işte kararlığımız da var peki geriye ne kaldı diye soracaksınız? Bundan sonra en önemli şey kararlığımızı ayakta tutacak şey: Sabır arkadaşlar, sabır… Sabreden derviş muradına ermiş demişler, boşuna dememişler. Küreselleşen dünyada kitle ve iletişim araçlarının gelişmesiyle buna paralel olarak internet gibi son model ferrarilerimizin olması, hız konusunda insanların çok ileride olduğunu göstermektedir. Ama bu gibi olayların insanların ruhsal dünyasında hemen her şeyin hızlı bir şekilde sabır göstermeksizin olmasını istemesi başarıya giden yolda bireylere hasarlar vermektedir. Her şey bir süreçle meydana gelmektedir. Embriyo, fetus gibi evrelerden geçmeden bebek dünyaya gelmiyor, emeklemeden koşulmuyor… Her şey belirli bir süreçte oluştuğu halde, biz başarıya giderken neden bu süreç kavramını es geçiyoruz? Neden sabır etmiyoruz? Ne demek istediğimi çok iyi anladınız umarım…. Eğer bir şeyleri başarmak istiyorsanız sabır edeceksiniz emeksiz ve sabırsız ne zaman başarı görülmüştür?
Evet işte biraz sonlara yaklaştık galiba, sabır kavramını da işledikten sonra en son bunların hepsinin birleşimi bizi bir kavrama daha götürüyor disiplin… Evet arkadaşlar disiplin o kadar önemli bir kavram ki, olmazsa bu saydığımız kavramların hiç birisini yapamayız. Yani hepsini çöpe atabilirsiniz işte bu kadar acımasız bir kavram… Bir orduyu ordu yapan disiplinidir… Bunu herkes bilir, bir başarıyı daim ve kalıcı yapan ise kesinlikle ve kesinlikle disiplinidir. Bazı etkenler hayatta sizi disiplinize eder bunların başında da başarısız olmak gelir yani korku insanı disiplinize eder. Başarısız olmaktan korkmak bütün asil ve tarihe damga vurmuş kişilerin başlı başına en büyük sorunlarından biri olmuştur. İşte bu yüzden, bu korkuları onları disiplinize etmiştir ve hiçbir şekilde çalışmalarından vazgeçmemişlerdir. Başarısız olsalar bile başarılı olabilmek için çalışmışlardır. İşte başarıyı da getiren budur arkadaşlar başarısız olduğun halde başarmak ve hala bir şeyler için çabalamak bu hayatta yaptığınız her çaba hiç bir zaman boşuna gitmez onlar görünmeyen bir el tarafından kaydedilir ve bir gün o görünmez el bunları karşınıza çıkarır……
İşte yazımın sonuna geldim ve son olarak şunu söylemek istiyorum başarılı olmak için bu gibi etmenleri atlamak imkansız. Hayatta her zaman bir şeyleri başarmak için nedenleriniz olsun ben olmaktan biz olmaya doğru giden bir başarı hikayeniz olsun… Başarılı olurken başkalarınında başarılı olmasını isteyen insanlardan olunuz. Dünya sadece sizin etrafında dönmüyor. Herkes başarılı olursa dünya başarılı olur ve ne olursa olsun bu hayatta düşmanınız da dostunuzda olacaktır. Önemli olan sizin her iki karaktere karşı kişiliğinizi koruyabilmeniz ve benden size bir tüyo eğer bir şeyi istiyorsanız AŞKLA YAPIN, sağlıcakla kalın. Başka bir yazıda daha görüşmek üzere…