Son yıllarda yapay zekanın hayatımızdaki yeri giderek artıyor. Eğitim de bu yenilikten, dönüşümden nasibini alan alanların başında geliyor. Artık cep telefonunun kullanıldığı birçok eğitim kurumlarında soru sorulduğu anda öğrencilerin yapay zekaya başvurmaları kaçınılmaz bir gerçektir. Peki bu gerçeklik biz öğrenciler, öğretmenler ve eğitim sistemi için ne ifade ediyor ?
Bu yazıda, yapay zekanın eğitime sunduğu avantajları ve doğurabileceği dezavantajları birlikte değerlendireceğiz.
Yapay Zekanın Eğitime Katkıları
Öğrenciye Göre Ders Programı
Geleneksel eğitim modellerinin büyük bir çoğunluğu öğrencilere aynı içerik ve hızda sunulabilmektedir. Oysa her öğrencinin öğrenme şekli , odak süresi ve ilgi alanları farklıdır. İşte tam bu noktada yapay zekanın devreye girdiğini görebiliriz. Yapay zeka destekli eğitim platformları, öğrencilerin önceki cevaplarını analiz ederek onların güçlü ve zayıf noktalarını belirleyip öğrenmedeki atış noktalarını belirleyebiliyor. Böylece öğrenme hem daha etkili hem de daha motive edici hale geliyor.
Anında Geribildirim ve Takip
Yapay zekanın en büyük katkılarından, artılarından biri, öğrencilere anında ve detaylı dönüt sağlayabilmesi. Özellikle sınav ve test sistemlerinde, öğrencinin yaptığı hatalar sadece puanlanmakla kalmayıp yaptığı hatayı detaylı şekilde açıklayarak hem konuyu daha iyi kavramasına ve pekiştirmesine olanak sağlıyor. Bu tür sistemler hem öğrencinin kendini geliştirmesine yardımcı oluyor hem de öğretmenin öğrencilere karşı olan sorumluluğunu biraz da olsa azaltmaya yardımcı oluyor. Bu durum hem zaman kazandırıyor hem de öğrenme sürecini daha verimli hale getiriyor.
Eğitimde Fırsat Eşitliği ve Erişilebilirlik
Yapay zeka destekli cihazlar, sadece şehir merkezlerindeki değil, kırsal bölgelerdeki öğrenciler için de öğrenime daha iyi erişebilmeleri için büyük olanak sağlıyor. İnternet erişimi olan bir telefon veya tablet sayesinde öğrenciler, kaliteli içeriklere ve rehberliğe ulaşabiliyor. Özellikle öğretmen eksikliği yaşanan bölgelerde, Al tabanlı platformlar öğrencilere yardımcı öğretmen gibi davranarak öğretmen eksiğini bir noktaya kadar kapatabiliyor.
Ayrıca görme, işitme ve öğrenme güçlüğü yaşayan öğrenciler için geliştirilen yapay zeka uygulamaları (metni sese çeviren sistemler ya da sadeleştirilmiş içerik sunan yazılımlar), eğitimin içerdiği çeşitliliği artırıyor.

Yapay Zekanın Eğitimde Olabilecek Dezavantajları
Öğretmenin Rolünü Tehlikeye Düşürmesi
Yapay zeka ile eğitim desteklenirken bazen şu soru gündeme gelebiliyor : ” Gerçekten bir öğretmene ihtiyaç var mı ? ”
Ancak unutulmamalıdır ki yapay zeka bilgiyi aktarabilir, fakat rehberlik edemez. Bir öğretmenin öğrencisini motive etmesi, duygularını anlaması, bireysel gelişimini takip etmesi gibi insani yönleri yapay zeka tam olarak sınıftaki bir öğretmen gibi üstlenemez.
Eğitim sadece bilgi aktarmaktan ibaret olmamalıdır verilen ödevlere anlam kazandırmak, öğrenciyi yönlendirmek ve empati kurmak da öğretmenin en asli görevlerinden bazılarıdır. Bir öğretmen, öğrencisinin sadece ne bildiğiyle değil, nasıl hissettiğiyle, neyi neden merak ettiğiyle ve hangi alana yönelmek istediğiyle de ilgilenir. Bu insani yönler öğrencinin kendine olan güvenini artırır, karar verme becerilerini geliştirir ve onu yalnızca bilgi sahibi biri değil, duyarlı ve bilinçli bir birey haline getirir. Bu nedenle Al, destekleyici bir araç olarak kalmalı, öğretmenin yerini almamalıdır.
Mahremiyet Problemleri
Yapay zeka sistemleri çalışabilmek için sürekli bize sorular sorarak öğrenciye daha iyi bir hizmet sunabilmek amacıyla – öğrencinin cevapları, öğrencinin davranışları gibi kişisel ve akademik bilgileri analiz eder.
Bu durum, özellikle çocuk ve genç bireylerin mahremiyeti açısından şüphe uyandırıcı olabilir. Eğer bu veriler güvenli olmayan şirketler tarafından saklanıyor ve reklam amaçlı kullanılıyorsa etik açıdan ciddi sorunlar doğabilir. Eğitimde kullanılan teknolojilerin güvenliği şeffaflığı ve verilerin güvenliği, yalnızca teknik değil aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur.
Teknolojiye Ulaşamayan Öğrenciler İçin Derin Bir Uçurum
Yapay zeka destekli eğitim araçları, internet bağlantısı ve uygun cihazlar gerektirir. Ancak her öğrencinin bu imkanlara sahip olmadığını biliyoruz internet altyapısı olmayan mahalleler, köyler mevcuttur. Bu durumda zaten dezavantajlı olan öğrenciler, teknolojik gelişmelerden de uzak kalınca eğitimdeki eşitsizlik daha da derinleşebilir. “Eğitimde fırsat eşitliği” sağlanmak istenirken, teknoloji erişimi zor olan veya olmayan öğrenciler farkında olmadığımız bir şekilde dışlanabilir.
Bu nedenle eğitimde yapay zeka kullanılırken erişebilirlik ilkesi göz önünde bulundurulmalıdır.
Yapay zeka, eğitime hız, çeşitlilik ve erişebilirlik kazandırıyor. Yapay zeka eğitim sisteminde devrim yaratma niteliğine sahip. Ancak bu teknolojiyi bilinçli ve etik bir şekilde kullanmadıkça veya kullanamadıkça , faydaları kadar riskleri de bilindiği üzere artacaktır. Eğitimde esas olan, insanı ve insani yönleri merkeze almak ve teknolojiyi bir araç olarak görmek ve kullanmak.
Sonuç olarak yapay zeka ,eğitimin geleceğinde önemli bir rol oynayacaktır. Ama bu geleceği sadece teknoloji ve makineler değil, bu teknolojiyi etik, bilinçli ve insanları merkeze alan insani yönleriyle öne çıkmak isteyen eğitimciler en iyi yönde şekillendirecektir.
UNESCO- Al and the Future Education
EBA Akademik- Yapay Zeka Destekli Eğitim Uygulamaları

