Çocuklara doğru anne baba tutumları geliştirmek için onları tanımak ve anlamak gerekmektedir. İstek, ihtiyaç ve gelişim dönemlerini anladığımız zaman çocukları tanımak daha kolay olacaktır.
Örneğin; 2–3 yaşlarında tuvalet eğitiminin de etkisiyle inatçılık, 3–4 yaşlarında çevreyi keşfetme merakı artar. 5–6 yaşlarında okula uyum zorluğu nedeniyle içe kapanıklık, inatçılık veya aşırı ilgi görme ihtiyacı artabilir. Bu dönemde kaygı ve endişelerini giderecek söz ve yaklaşımlar önemli yardımcılarımızdır.
Çocuklar için en önemli dönem şüphesiz 0–6 yaş dönemidir. 0–6 yaş arası, kişiliğin şekillendiği, sınırların öğrenildiği, özgüven ve sosyal beceri yeterliliklerinin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu dönem çocuklar açısından ne kadar sağlıklı bir süreç izlerse sonraki dönemler daha anlaşılır davranışlar geliştireceklerdir.
Çocuklara gerçekten ilgi ve sevgi gösterilmiş ise çocuk kendisinin değerli ve önemli bir varlık olduğu düşüncesi oluşur. Kendisi ile ilgilenen, onu seven, onunla zaman geçiren ebeveyn tutumları çocuklar ile ebeveyn ilişkilerini geliştirecektir. Bu ilgi gösterilirken ne tamamen aşırı ilgiyle şımartmaya ne de aşırı ilgisizlik göstererek ilgi ve sevgiye ihtiyaç duymamalarına dikkat edilmelidir. Yaşlarına uygun gelişimsel ihtiyaçlarını kendi yapmasına fırsat vererek motor becerilerinin gelişmesine destek olunmalıdır. Yaşlarının üzerinde becerilerde ise kendisi istese dahi şimdi değil ama büyüyünce yapabileceklerini belirterek sınırlar çizmek gerekmektedir. Bazen çocuk istiyor diye araba kullandıranlardan, yemek pişirtenlere, makyaj ve ruj yapmaya kadar bir sürü aşırı uç örneklerle karşılaşmaktayız.
Çocuklar sınırları da bu dönemde öğrenmektedir. 0–6 yaş arasında zaman zaman yönlendirilmemiş, frenlenmemiş çocuklar sonraki dönemlerde söz dinlemeyen, aşırı hareketli ve yaramazlık dediğimiz olgu ile karşımıza çıkmaktadırlar. Çocuklar yaşlarının üzerinde kendilerini zorlayacak bir eylemde bulunmaya çalışırken ilgi gösterilip frenlenmelidir. Çünkü çocuklar buna ihtiyaç duyarlar.
Çocuklar büyümek için sabırsızlık yaşarlar. Bir an önce büyüyüp otomobil kullanmak, alış veriş yapmak, ev boyamak, tamir etmek gibi uğraşılara aşırı merak duyarlar. Bu merak ve hevesleri törpülenmeden gelişimlerine uygun becerileri desteklenirken gelişimlerinin üzerinde olanlar için de henüz hazır olmadıkları anlatılarak sınırlar çizilmelidir. Anne babalar tamamen çocukların isteklerine teslim oldukları zaman çocuklarda sınırlarının farkına varma zorlaşmaktadır. Sınırlarını bilmeyen çocuk her türlü tehlikeli davranışlarda bulunabilir. Örneğin; uzak bir yere kendi başına gitmek isteyebilir! Bu tür durumlarda kendi başına gidebileceği (gidemezsin dendiği zaman da inatlaşıp gitmek isteyebilir) fakat bunun güvenli olmadığını, tehlikelere karşı yalnız olabileceği bu nedenle büyüdüğü zaman gidebileceği açıklanmalıdır.
Çocuklar emekleme döneminden sonra anne-baba yaklaşımına göre neyin doğru-yanlış veya neler yapabileceklerinin sınırları bu dönemde öğrenilmektedir. Yani hangi davranışlarının onay gördüğü ya da görmediği sonraki davranışları için referans olmaktadır. Bu nedenle erken dönem aile yaklaşımları çok önemlidir. Çocukların çevreyi keşfetme döneminde anne-baba ilgisi ve desteği sadece destek, pohpohlama veya motivasyon olarak algılandığı için çocuklarda yaramazlık olarak ifade edilen davranış sorunlarına neden olmaktadır. Aile içinde aşırı ilgisizlik ya da aşırı ilgi nedeniyle fazlaca övgüye mazhar olmuş çocuklarda aşırı bir özgüven patlaması ve bencillik oluşmaktadır.
Bu bilgiler ışığında bakıldığında çocuklara gösterilen aşırı ilginin de ilgisizliğin de problemli davranışların kaynağı olduğu görülmektedir. Bu nedenle ilgi, çocukların ihtiyacı kadar ve ölçülü gösterilirse ilginin daha olumlu etkileri olacaktır.