1. Anasayfa
  2. Değerlendirmeler

İzciler Hazır Mısınız: Daima! Daima!

İzciler Hazır Mısınız: Daima! Daima!
0

İzcilik; Yeni yetişen gençlerin yurduna, milletine ve insanlığa daha faydalı olmalarını sağlamak için kurulmuş bir eğitim sistemidir. Çalışmayla, oyunla eğitimi birleştirerek davranış ve bilinç kazandırma faaliyetidir. Gençleri, doğa koşulları içinde sağlıklı, doğru, sağlam karakterli yetiştirmeyi, tam bir disiplin içinde sosyal yaşama uyum sağlamalarını amaçlayan örgüttür. İzci olan gençler, her işlerini kendi başlarına yapmasını öğrenirler; ayrıca ileride karşılaşabilecekleri güçlüklere kendilerini hazırlamış olurlar.

İzcilik, XX. Yüzyılın başında Sir Robert Baden Powel adında bir İngiliz tarafından kurulmuştur. Eski bir general olan Baden Powel, uzun yıllar Hindistan’da görev yaptıktan sonra İngiltere’ye dönmüştür. 1888 savaşında İngiliz askerlerinin hiç de iyi savaşmadığını görerek üzülmüş, yeni nesillerin iyi yetiştirilmedikleri kanısına varmıştır. Azim, irade kuvveti ve dayanıklılık gibi üç önemli niteliğin İngiliz askerinde bulunmayışı bu eski generali çok üzmüştü. Yeni yetişecek nesillerde de aynı kusurların bulunmasını önlemek için kendine göre bir gençlik teşkilatı kurmayı tasarladı. Kurduğu teşkilata “Boy Scouting (izcilik)” adını verdi. Kelime, evinden uzakta, dağda, kırda, ormanda gördüklerini iyice öğrenen, öğrendiklerini etrafındakilere iyice öğreten, öğrendiklerini etrafındakilere öğretmeye hazır olan genç çocukların teşkilatı anlamına gelir. Teşkilatı kısa zamanda bütün dünyaya yayıldı. Teşkilatın kurucusu bir de kitap yayınlayarak izciliğin faydalarını, ilkelerini anlattı.

İdeal izcilik ilkeleri şunlardır: “İZCİLİK TÜRESİ”

1. İzci sözünün eridir, şeref ve haysiyetini her şeyin üstünde tutar.
2. İzci yurduna, milletine, ailesine ve izci liderlerine sadıktır.
3. İzci, başkalarına yardımcı ve yararlı olur.
4. İzci, herkesin arkadaşı, bütün izcilerin kardeşidir.
5. İzci, herkese karşı naziktir.
6. İzci, bitki ve hayvanları sever ve korur.
7. İzci, büyüklerini sever ve sayar; küçüklerini sever ve korur.
8. İzci, cesurdur. Her türlü şartlar altında neşeli ve güler yüzlüdür.
9. İzci, tutumludur.
10. İzci, fikir, söz ve hareketlerinde açık ve dürüsttür.
11. İzci, temizdir
12. İzci, neşelidir.

Türe kelimesi, Ulu Önder Atatürk tarafından telâffuz edilmiş ve “ilke” kelimesine karşılık olan bir kelimedir. İzciler tarafından o zamandan beri kesintisiz olarak kullanılmıştır. Töre kelimesi ile ilgisi yoktur.

İzciliğe bir lider tarafından sorulan sorulara verilen cevaplardan sonra yapılan and içme töreni ile katılır. İzci andı şöyledir : “Allaha ve vatanıma karşı vazifelerimi yerine getireceğime, izcilik türesine uyacağıma, başkalarına her zaman yardımda bulunacağıma, kendimi bedence sağlam, fikirce uyanık ve ahlakça dürüst tutmak için elimden geleni yapacağıma, şerefim üzerine and içerim.”

İzciliğin babası, genç izcilere şu öğütlerde bulunmuştur. “tatil günlerinde göçebelerin hayatını taklit edin. Kırlarda, ormanlarda, su kenarlarında çadır kurup, ateş yakın, yemeğinizi kendiniz pişirin. Geceleri yıldızlara bakarak yolunuzu bulmaya çalışın. Her zorluğu yenmesini bilin. Başarılı, becerikli bir insan olun. Hayatta yapılması imkânsız bir şey yoktur. Azim, sebat her türlü zorluğu yenmeye yeter. Başkalarından yardım beklemeden herkes kendi işini görmeye alışmalıdır.”

Türkiye’de izcilik, Galatasaray Lisesi’nde, bazı azınlık okullarında kuruldu. Yalnız, şekil olarak izcilik kurulmuştu ama izciliğin esaslarını kabul edip hayatını ona göre ayarlayan henüz yoktu. İzciliğin duraksadığı Balkan Savaşı sonrasında Belçikalı uzman Harold Parfitt, 1912 yılında izcilik teşkilatlanmasını sağlamak üzere ülkemize davet edildi. İlk kurulan “Keşşaflık Cemiyeti İzci Ocağı”, Harbiye Nezareti’ne yani şimdiki adı ile Millî Savunma Bakanlığı’na bağlandı. Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale Savaşında izcilerin de cepheye gitmesiyle izcilik çalışmaları duraksadı. 1913 yılı ortalarında İngiltere’den getirilen bir izcilik uzmanı İstanbul’da izcilik teşkilatını kurmak üzere çalışmalara girişti. 1914 yılında Allahüekber Dağlarında şehit olmuş izcileri görüyoruz. Birçok izci Çanakkale Savaşında ülkesini üniformalarıyla savundu. Kudüs izcileri de 1917’de Osmanlı Devleti ile birlikte Kudüs’ün müdafaasında bulunmuşlardır. I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine teşkilatın kurulması yarım kaldı. 1917’de Almanya’dan bir izcilik uzmanı getirildi. Selim Sırrı Tarcan da okullarda izcilik teşkilatının kurulması için Alman uzman ile işbirliği yaptı, Osmanlı Genç Dernekleri adı altında bir dernek kuruldu. Mütarekeden sonra bu dernekler de kapatıldı. Yalnız, Maarif Vekaleti izcilik teşkilatının yavaş yavaş bütün okullarda kurulması için bir tamim yayınladı. Osmanlı Devleti döneminde izcileri en son İstiklâl Savaşında beş bin kişilik izci alayıyla ve kendilerine sancak verilmesiyle görüyoruz. 1922 yılında Mustafa Kemal ATATÜRK, İzcilerin Başbuğu unvanını kabul etti. Ve o günden günümüze, izcilerin Başbuğu Cumhurbaşkanlarımız oldu.

Ülkemizde izcilik kurulduğu dönemde “Keşşaflık” ismini almıştır. Keşşaf; bol bol keşfeden manasındadır. O dönemlerde izci selamı da üç değil beş parmakla verilmekteydi. 2012 yılında Bakanlıklar arasında yapılan bir protokol ile T.C. Millî Eğitim Bakanlığı’ndaki izcilik teşkilatı kapatıldı ve bütün izciler Türkiye İzcilik Federasyonu çatısı altında çalışmaya başladı. 2020 yılında T.C. Millî Eğitim Bakanlığı ile Türkiye İzcilik Federasyonu arasında izciliğin okullarda yayılmasını amaçlayan bir protokol yapıldı. Son olarak 2021 yılı itibariyle ülkemizdeki izci sayısı yaklaşık 224.000 kişidir. (1) Ancak MEB faaliyet raporları ve stratejik planlarından 2011 yılında öğretmenlerden oluşan 13.200 izci eğitici/lideri ve 155.100 izcilik yapan öğrenci bulunduğu gözönüne alınırsa aradan geçen on yıl sonrasında yarım milyona yakın izcimizin olacağı düşünülebilir.

Bu düzenleme sonrasında şahsi fikrim olarak izcilik faaliyetlerinin toplumda görünür ve bilinirliğinde azalma olduğunu düşünüyorum. Dernek ve kulüplere karşı bir önyargım olmasa da ben MEB’na, okuluna ve öğretmenime her zaman sonuna kadar güvenerek çocuklarımı izcilik faaliyetine katılarak dünyanın her yerine gönderebilirdim. Böyle faydalı bir sporu/eğitimi/etkinliği bir kuruluşun tekeline bağlanmasını veli olarak doğru bulmuyorum. Öte yandan federasyonu olan bir başka spor dalı için de aynı uygulamayla faaliyet yapma yetkisi eğitim kurumlarından alınmasının yolunu açmış olabilir.

Gençlik Spor Hizmetleri Kanununa göre kurulmuş bağımsız/özerk Türkiye İzcilik Federasyonu da; ana statü, onyedi talimat ve geliştirilen onlarca standart formlarla yasal çerçevede hizmetlerini sürdürmektedir. Türkiye İzcilik Federasyonu (TİF) yanında İzci Dernekleri Federasyonu (İDEF), Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu (KAPİF), Trakya İzciler Birliği Federasyonu (TİB) ve Anadolu İzcilik Federasyonu (AİF) olmak üzere beş federasyonla hizmet verilmektedir.

Yavrukurt, izci, ergin izciler; küme, öbek, oymak, oba, ocak ve ekipler kurarak başlarında destek, ünite ve lider eğitimciliği olmak üzere üç tipte liderlik gözetiminde faaliyet yapmaktadırlar. Bunun için lise mezunu, 18 yaşını bitirmiş, izcilik lisansına ve üniformasına sahip, izci kulübüne kayıtlı, liderlik tanıtım semineri almış olmak gerekiyor.(2) İzciliğin kendisine has renkte Şapka, fular, kemer, gömlek, etek-pantolondan oluşan bir kıyafeti de vardır. Her izcinin bir sırt çantası ve içinde kamp yaparken ihtiyaç duyduğu malzemeler bulunur.

Meslektaşım elektrik öğretmeni Muzaffer Gündüz (tanıdığım en iyi izci), aynı zamanda o dönemde İzcilik federasyonu il temsilcisi iken 2001 yılında Değirmendere’de oluşturduğu izci evinde düzenlediği izci liderliği tanıtım kursuna katıldım. Daha sonra kendisiyle ve bir grup gençle birlikte İzcilik Liderlik Temel Kursu olan Oymakbaşı kursuna katılmak üzere dokuz saatlik bir yolculuktan sonra gece yarısı Kastamonu Şenpazar ilçesinde orman işletmesinin terk ettiği bir dağ tesisine vardık. Gece yarısı habersiz alarm verildi ve alelacele giyinerek yürüyüşe çıkartıldık, tabiatı dinledik sessizce. Sırt üstü yatıp bir süre yıldızları seyrettik. Gündüzleri açık havada ağaçlar altında ders dinledik ve uygulamalı çalışmalar yaptık. Geceleri kapalı mekânda dersler yaptık. Bir grup, elimize verilen bir kâğıtta yazılı talimatları takip ederek bilinmeyen bir kamp yerine ulaştık. Yiyecek olarak, sadece verilen iki kiloluk un ile taş üzerinde ekmek pişirdik-yedik, akşama kadar çeşitli konularda imtihan olduk, karnımızı doğada öğrendiklerimiz ve kazandığımız yeteneklerle doyurduk. Sıkı bir eğitim sonucu yapılan sınavda başarılı oldum ve sertifika aldım. Aradan yirmi yıl geçmesine rağmen orada yaşadığım bir haftayı hiç unutamadım.

Geldikten sonra da ilköğretimde okuyan oğlumu okulundaki izcilik ünitesine kaydettirdim. Benim imkân bulup da gezdiremediğim yerleri lideri/sınıf öğretmeniyle gezdi, öğretemediklerimi öğrendi. Hatta bugün yirmibeş yaşında bir mühendis olarak o günlerden kalan ilgi, bilgi ve merakla doğada kampçılık faaliyetlerini sürdürmektedir. O dönemde yöneticilik görevim sebebiyle vakit ayıramadığım için ünite oluşturamadım. Ancak çevremdeki tüm izcilere imkânlarım ölçüsünde talepleri doğrultusunda destek olmaya çalıştım.

İzcilik; çocuğa kendisini tanıma fırsatı, sorumluluk duygusunu geliştirme, kendine güveni arttırma olanağı hazırlar. Kişiyi iyi vatandaş- iyi insan olarak yetiştirmeye çalışır. İzcilik, kır ve ormanda yaşama sanatının öğretildiği bir eğitimdir. İzcilik, çocuğu disiplinli, cesur ve vatansever yapar. İzcilik, eğitimsel amacı olan ve önceden belirlenmiş bir gruba yönelik organize bir kurum olduğu için yaygın öğretim sınıfındadır. Eğitim, oba adı verilen küçük gruplar içinde gerçekleşir. İzcilik hareketine katılan çocuk ve gençler, fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ruhsal açıdan kendi kendilerini geliştirme fırsatı bulurlar. Çocuklar veya gençler, izcilik eğitimi yoluyla yaşamları için gereken bilgi ve becerileri, uygulayarak kazanır. İzcilik, yalnızca eğlenmek için oluşturulmuş bir hareket olarak düşünülmemeli, bireyin gelişimini amaçlayan eğitimsel bir hareket olarak tanımlanmalıdır.(3) İzcilik, çocuk ve gençlerde; oba sistemi içinde demokratik olma, takım ruhu, işbirliği, katılımcılık, toplum için faydalı iyi işlerde liderlik yeteneği kazanmasına destek olur.

Okul rutininde sıkılan çocukların ve gençlerin doğada yaparak-yaşayarak hareketli, eğlenceli ve merak uyandıran aktivitelerle kendi kendine yetmeyi öğrenerek herkesin kabulleneceği bir ahlak felsefesiyle daha sağlıklı bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayacak izciliğe, ilköğretimdeki sanat-spor başlığında yirmiüç, ortaöğretimde spor ve sosyal etkinlik başlığındaki kırkbir farklı seçmeli ders içinde yer verilebilir. İsteyen okullarda on (10) ders saatine kadar okul ve çevrenin şartları ile öğrencilerin bireysel özellikleri ve ihtiyaçları dikkate alınarak okul yönetiminin kararıyla her türlü eğitici faaliyet uygulanabilir. (Örneğin sanat etkinlikleri, sportif çalışmalar, sosyal ve kültürel etkinlikler, yabancı dil vb.) Bununla birlikte öğrencilerimizin ilgi ve yetenekleri, okulun fiziki durumu, insan kaynağı vb. dikkate alınarak öğretim programının içeriğine uygun olarak okul müdürlüklerince belirlenen farklı spor (futbol, voleybol vb.) ve sanat alanlarındaki çalışmalar e-okulda ilgili bölümde yer alan “diğer” seçeneğiyle belirtilerek zannımca “izcilik” faaliyeti yapılmasının önünde bir engel görülmemektedir.

Eğer 7 ila 17 yaşları arasında iseniz veya çocuklarınız varsa izci olabilmek için en yakınınızdaki “İzci Kulübüne” müracaat edebilirsiniz. 7 yaş altındaki çocuklara yönelik kümeler ile 18–26 yaş arası gençlere yönelik yetişkin izci toplulukları da vardır. Herkesi izcilikle ilgili bilgi edinmeyi, bir aktiviteye katılmayı ve izcilik faaliyetlerine destek olmayı tavsiye ediyorum. Deneyin bakın size de iyi gelecek. Bugün çocuklar ve gençlerimizin daha sağlıklı ve donanımlı yetişmesi için endişelerimiz ve çabalarımıza izcilik faaliyetleri destek olacaktır. Daha terbiyeli, doğaya ve tüm canlılara duyarlı, çalışkan, uyanık, sağlıklı, nazik, yararlı, değerlerine saygılı, neşeli, temiz, güler yüzlü, cesur, tutumlu, arkadaş canlısı ve yardımsever kişiler olarak yetişmelerine önemli katkılar sunacaktır. Oyun ve etkinliklerle çocuk ve gençlerin aktif olarak katılım sağladığı, seyahat, doğada deniz-orman-dağ kampları, oyunlar-yarışmalar, yürüyüş, oryantiring (zamana karşı haritayla konum bulma), hayatta kalma ve yaşama becerileri kazanma izcilik faaliyetleri çocukların genelinin ilgisini çekmektedir.

(1) https://tif.org.tr/tarihçe
(2) https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_izcilik
(3) https://www.internetspor.com/izciligin-faydalari-saymakla-bitmiyor-1279452h.htm

Facebook Yorumları

Erol DEMİR 1967 yılında Gölcük’te doğdu. Piyale Paşa İlkokulu, Gölcük İmam Hatip Ortaokulu, Gölcük Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Bilecik Meslek Yüksekokulu Elektronik programını ve Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yöneticiliği alanında yüksek lisansı “Eğitim Yöneticilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konusunda tezini tamamlamıştır. Halen İstanbul Ticaret Üniversitesinde işletme alanında doktora öğrencisidir. 1990 yılında Türkkablo fabrikasında kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştı. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Hakkari’de başladı. 1994 yılında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi’ne elektronik öğretmeni olarak atandı. 1995 yılında müdür yardımcısı oldu. 2000 şubat ayında Gölcük Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü oldu. 2003 yılında Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak çalışmaya başladı. Aralık–2007 ile Haziran-2016 arası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube müdürü olarak çalıştı. Temmuz – 2016 Bakırköy İlçe MEM, Temmuz-2022 İstanbul İl MEM, Ekim-2023 Küçükçekmece İlçe MEM Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Yorumunuz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.