Birçok alanda olduğu gibi eğitimde de çok fazla yaklaşım var. Baktığımız zaman çoğunlukla eğitimde geleneksel yaklaşımlara yer veriyoruz. Oysa zamanın evriminde yol alırken eğitim dahil her şeyde meta yaklaşımlara ihtiyacımız var.
Çünkü yapay zekanın geldiği noktayı ve gelecekte tahmin edilen ilerlemeyi düşünürsek her alanda yeni yaklaşımların incelenmesi gerekmektedir. Aslında bir insanın ömrüne baktığımızda ve her an yeni doğan bilgilerin çokluğuna bakarsak aslında kendi kapasitemizin gerektirdiği en iyiyi yapmak gibi bir derdimiz olmalı kanımca. Bu noktadan baktığımızda öğrencilerimize destek olacak daha fazla yaklaşıma ihtiyacımız var gibi görünüyor. Çünkü sürekli gelişim ve öğrenme yaklaşımını benimsemediğimiz sürece kapasitemizin en iyi seviyesini kullanmamız mümkün görünmüyor. İşte burada aslında çok yeni olmasa da koçluk yaklaşımı karşımıza çıkıyor.
Öğrencileri kendi potansiyelini en iyi kapasiteyle kullanmaya itecek olan bu yaklaşım biz öğretmenler için yeni çalışma alanları oluşturmaktadır. Ancak bu alanda ilerlemek için üniversitede aldığımız eğitim derslerimizin üzerine yeni araştırmalar yapmak ve yeni modellemeler oluşturmak da gerekli. İşte bu yüzden öğretmenlik alanının kapsamını genişleterek yaşam bilgisi olarak gerek bizlerin eğitim döneminde gerekse çalışama alanına geçtiğimizde ekstra eğitim olarak bize sunulmalıdır.
Koçluk yaklaşımı hem kendimize hem de öğrenciye uygulayabileceğimiz bir alandır. Öğrencinin kendi potansiyelini görerek kendine hedefler koyması yolculuğunu kapsayan bu alan kişiye yaşadıklarından deneyim kazanarak yaşam amacını bulma yolunda ilerleme sağlar. Bir hedef belirleme ve bir yaşam amacı bulma neden bu kadar önemli? Bu soruya verilebilecek birçok cevap bulunabilir. Ancak biz Sokrates’in bilgisine kulak vererek yol alacağız.
Sokrates’e göre mutluluk için erdemlerden yola çıkmalıyız, erdem bilgidir. Ayrıca bilgiye ulaşmanın yolunun ise kendini tanımakla ilgili olduğunu söylemektedir. Buradan bakarsak insanın mutluluğu arayışı çağlardır devam eden bir konudur. Ve insanların tek bir mutluluk formülü yoktur. İnsanların sahip oldukları erdem bilgisi kadar gündemde yerini alan her şey insanın anlam arayışına da hizmet eder. Hepimizin yaşam içinde çeşitli sıkıntılarla karşılaşması mümkün. Bu sıkıntılarla baş etmeyi öğrendiğimiz ölçüde yaşamın içinde başarıya ve mutluluğa ulaşabiliyoruz.
Biz bu yaşam bilgisini ne kadar erken öğrenirsek ve öğrencilerimize bu konuda rehberlik edersek onları yaşama o kadar hazırlamış oluruz. Ben son zamanlarda rehberlik dersinde aldığımız geri dönütlerden yola çıkarak söyleyebilirim ki öğrencilerimiz derslerin onların yaşamlarıyla örtüşmediğini söylemektedirler. Burası bizim mecburen geldiğimiz bir yer dışardaki hayatımız ise bambaşka gibi ifadeler kullanmaktadırlar. O zaman biraz bakış açılarımızı değiştirip meta bakışla eğitimin ötesine geçmek hepimizin yapması gereken bir şey.
Öğrencilerimizle onları daha ileriye taşıyacak çalışmalar yaparak onları ileri yaşam bilgisine hazırlayabiliriz. Bu konuda öğretmenler olarak bizlerin kendimize rehberlik ederek bilginin kullanımı ile ilgili düşüncelerimizi yoklamamız gerekmektedir. Burada Sokrates’in erdem bilgidir ve bilgiye ulaşmanın yolu insanın kendini tanımasından geçmektedir sözünü tekrar hatırlamakta fayda vardır.
Koçluk çalışmalarının okullarda daha fazla yer alarak öğrencilere yapılacak olan desteğin arttırılması da öncelikli konular arasındadır. Bu noktada müfredat yetiştirme telaşındaki bir öğretmen ve ne olursa olsun neresi olursa girerim anlayışındaki bir öğrenci arasındaki bağlantının elbette yaşam bilgisiyle donanmış olmasını beklemek eksik bir anlayış olacaktır. Bu nedenle öğrenci ve öğretmen arasındaki bu bağlantının yüzeysel olmaktan kurtulup bilginin kişiyi dönüştürebilir değişime açık hale getirebilir olduğu bir kapsama taşınması için koçluk gibi meta bakış sağlayacak farklı yaklaşımlara ihtiyacı olduğu açıktır.