İnsanın hayatı bazı günler ortalama iyi, bazı günler ortalamanın üzerinde iyi, bazı günler ise ortalamanın altında kötü geçebilir. Kötü bir gün geçirdikten sonra ondan sonrasının sürekli olarak kötüye gitmesi de mümkündür fakat en iyi tahmin ortalamayı tekrar yakalarsınız. Kendinizi takip edin, er ya da geç daha iyi olacaksınız. Aynı şekilde hayatınızın en mutlu gününden bir sonraki gün muhtemelen daha az mutlu olacaksınız. Bunun tek nedeni her birimizin içine işlemiş bir ortalama olmasıdır.
İnsanlara ‘ne kadar mutlusunuz? ‘ diye soralım. (1’den 10’a kadar, 5 ‘in orta nokta olduğu, 10’un süper olduğu bir değerlendirme yapmalarını isteyelim.) En sık alınan cevaplar yüksek değerlerdir. Tabi bir de cinsiyetiniz, kaç yaşında olduğunuz, nerede yaşadığınız da önemli.
1’de 10’a kadar değerlendirecek olsanız, ne kadar mutlusunuz sorusu dünyada soruldu. Sonuçlar gösteriyor ki kaç yaşında olduğunuza bağlı hafif farklılıklar var. Ayrıca kadın erkek arasında da bir takım farklılıklar var. Kadınlar depresyona erkeklerden daha açık ancak erkeklerden az da olsa daha mutlu. Dünyanın en mutlu insanları İsveçliler. (Belki çikolatanın etkisidir.) En az mutlu olanlar Bulgarlar.
‘Sağlıklı olduğumuzda, iyi beslendiğimizde, rahat olduğumuzda, güvende hissettiğimizde, bolluk içinde olduğumuzda, saygı gördüğümüzde, bir eşimiz olduğunda, aşık olduğumuzda mutlu oluruz. ‘Ama o kadar basit değil. Fakir ülkelerde insanların barınakları ,bilgileri, güvenlikleri yok yani bir ülkenin zenginliği ve orada yaşayan insanların mutluluğu arasında çok anlamlı bulunacak, tek bir bağlantı kurmak da zor.
Belki mutluluk zannettiğimiz kadar değişken değil. Yani etrafımızda olanlarla mutluluğumuz çok fazla ilişkili değil. Bunun sebebi, mutluluğun güçlü bir kalıtımsal temele bağlı olması. Bir nevi doğal mutluluk seviyemiz var. En uç noktaya taşıyalım, bazı insanlar genetik olarak huysuz olmaya yatkınken, bazı insanlar mutlu olmaya yatkınlar. Hemen aklımıza şu soru gelebilir. Tek yumurta ikizleri birbirinin aynısı mı?
Peki hayatımızdaki olaylar bizim mutluluğumuzu hiç etkilemez mi? Bir dakika düşünelim. Başımıza gelebilecek en köyü şey nedir? Bu durum mutluluğumuzu ne kadar değiştirir? Bizler bize olacakların sonucunda, ne kadar mutlu ya da üzgün olacağımızı tahmin etmede kadar başarılıyız?
Birçok insan kendisi için olabilecek en kötü şeyin, bir kaza sonucu boyundan aşağısının felç olmasıdır demiş. Belki bu duruma düşen insan depresyona girer, çok mutsuz olur, hayatın bittiğini düşünür. Boyundan aşağısının felç olmasından bir yıl sonra mutluluk düzeyinde, kaza öncesine göre manidar fark ne kadar olur? Peki piyangodan büyük ikramiye size çıktı. Kat ve kat mutlu oldunuz, bu ne kadar sürer? Hatta çok fazla para kazanmak çoğu zaman insanları ailelerinden,arkadaşlarından uzaklaşmasına neden olur ve depresyona sürükler. İnsanı mutlu eden sıradan şeyler dahi artık mutlu etmeyebilir.
Mutluluk konusunda varabileceğimiz son nokta ALIŞMAK. Çok sıcak bir suya girip alışmak gibi. Eğer su soğuksa ona da alışırsınız. Zor koşullara da kolay koşullara da alışırsınız.
Mutluluk biliminin temel prensibi, mutluluğunuzun sabit olmasıdır. Bir kısmı kalıtımsal, büyük bir kısmı da hayatınızda ne olursa olsun alışacağınız için mutluluğunuz sabit ve görecelidir.
Ortalamayı yakalamanız dileğiyle…
Kaynak:
http://www.acikders.org.tr/file.php/120/Lectures/PDF/Ders%2020.pdf