Bir işletmede yeni bir yönetici ihtiyacı olduğunda ya kurum içinden rotasyonla yatay, ya alt pozisyonda yetiştirilmiş kişiyi görevde yükselterek dikey veya ilanla dışardan yeni bir kişiyi işe alım yapmak gerekecektir. İlanda ise yapılacak işin kısa bir tanımı ve bu işe göre gerekli nitelikler sıralanarak yetenekli yönetici aranır. Özel sektör yönetici dışındaki eleman ihtiyacını yakın zamana kadar çalışanların yakınları, eş-dost-ahbap tavsiye ve referansıyla ve gazete ilanlarıyla arayıp karşılarken artık internet üzerinde web sitelerinden tarama yaparak muhtemel yönetici adaylarına da ulaşabilmektedir. Bir kısım şirketler de etik olmasa da ihtiyacı yokken ilana çıkmakta, başvuruları almakta hatta mülakat yapmakta ve kendine göre bir havuz oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra insan kaynağı teminini özellikle de nitelikli üst yöneticileri beyin avcıları takibe almakta bir nevi emlakçı gibi ihtiyacı olan her iki tarafın buluşturulmasını sağlayarak mesleğini icra etmekte ve gelirini kazanmaktadır. Kurumsallaşmasını tamamlamış firmalar, insan kaynağı birimi kurarak organizasyonun mevcut ve gelecekteki eleman ihtiyaçlarının planlamasını yaparak herhangi bir aksaklığa mahal vermeden yönetimin bu ihtiyaç ve fonksiyonunu yerine getirmektedir.
Kamu kurumlarında insan kaynakları yönetimi ve yöneticilerin belirlenmesi özel sektördeki gibi basit ve hızla işlemez. Kamu kurumları, öncelikle ortak üst politika belgelerine daha sonra bağlı bulunduğu bakanlığın mevzuatına göre insan kaynaklarını yönetirler. İşe alım, görevde yükselme ve yer değiştirme kuralları yasal olarak bellidir. İstisnalar hariç zamana, üst yöneticiye ve kişiye göre farklı olarak uygulanmaz ve uygulanmamalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı, devlet düzeni içinde kurulmuş en eski teşkilatlardan biridir. Bir milyonu geçen personel sayısı olarak da devlet teşkilatındaki en büyük bakanlıktır. Doğal olarak bu ölçekte bir organizasyonda insan kaynağını yönetmek başlı başına bir sorun alanıdır. Bu sorunla başetmek için yönetim organizasyon konusunda eğitimli ve tecrübeli bir kadroyla çalışmak gerekir. Bir yandan 18 milyon öğrencinin eğitim ihtiyacını sürekli ve hızla değişen dünya standartlarında karşılamaya çalışmaktadır. Diğer yanda tüm insan kaynağını işe alımından, hizmetiçi eğitimine, görevde yükselmeden yer değiştirmeye kadar süreçleri kurgulamak ve hatasız yönetmek küçümsenmeyecek ölçüde önemli ve zor bir görevdir. Gece bekçisinden aşçısına, teknisyeninden şoförüne, hizmetliden memura, öğretmenden okul müdürüne, şube müdüründen ilçe müdürüne, il müdüründen genel müdürüne kadar bu pozisyonlara uygun insanları seçmek ve ihtiyaç olduğunda yerleştirmek gerekiyor.
Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at komutanı, komutan savaşı ve bir ülkeyi kaybettirebilir. En iyi plan ve programlar eğer iyi bir yönetim kadronuz varsa başarıya ulaşabilir. Bu konuyu kesinlikle bilimsel bir yaklaşımla ele alarak kriterler geliştirmek ve ilkeli davranmak gerekiyor. Devlet Memurları Kanununda kariyer; Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanını sağlamaktır. Liyakat ise Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır. Devlet memurları da sadakat, tarafsızlık, devlete bağlılık, davranış ve işbirliği ilkelerini gözeterek görev ve sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
Eğitim yönetiminde en kritik öğe tartışmasız okul müdürlüğüdür. Zira öğrenciyle öğretmenin okul çatısı altında buluştuğu, eğitim-öğretimin yapıldığı ve eğitimin mutfağı kabul edilen en önemli noktanın uç yöneticisi okul müdürüdür. Okul müdürünün seçiminde kıdem, eğitim, sınav, mülakat, sicil, kariyer puanı gibi kriterler kullanılmaktadır. Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında görev yapan okul müdürleri için öğretmenlik temeldir. Okul yöneticiliği ise ikincil görevlendirme ile yapılan geçici bir pozisyondur. Tüm okul müdürleri dört yıl süre için görevlendirilirler. Ara değerlendirme sonrası uygun görülenlerin aynı okuldaki görevi ikinci kez dört yıllığına uzatılır. Sekiz yılı dolduran okul müdürü, zorunlu olarak bir başka okul yönetimine geçmek zorundadır. Her dönem olduğu gibi halen üzerinde uzlaşılmış ve oturmuş bir yönetim modelimiz yoktur.
Okul müdürlüğünün zorluğu, bir kısmı memur ve yardımcı hizmetler personeli yanında çoğunluğu kendisi gibi üniversite mezunu alanında uzman öğretmenlerin görev yaptığı ancak iç ve dış paydaşlar olarak çok sayıda müdahili olan açık bir sistemin yönetilmesindedir. Okulun velileri, okul aile birliği, öğretmenler kurulu, varsa okulu yaptıran hayırsever, mahalle muhtarı, okul çevresindeki komşular ve esnaf, öğrenci servis taşıyıcıları, yemek hizmeti sunanlar, öğrenci kıyafetleri ve yardımcı ders araçları satanlar, kantin işletmecileri, varsa spor salonunu kiralayan kulüp sahipleri, sendika ve siyasi parti temsilcileri, yerel yöneticiler ve il/ilçe müdürlüğü yöneticileri okul müdürünün yönetimdeki paydaşlarıdır. Görevli olduğu okulun türüne göre de rollerde farklılıklar olabilir. Mesela meslek lisesi müdürü, okulda eğitimi verilen mesleklerdeki sektör temsilcileriyle (İTO, İSO vd) işbirliği içinde olmalıdır. Okul müdürü, alacağı tüm kararlarda öğrencinin öğrenmesi temel ilkesinde belli dengeleri gözetmek ve iletişim becerisiyle ilişkileri de yönetmek durumundadır.
Hemen her konuda nelerin yapılıp yapılmayacağı, nasıl ve ne zaman yapılacağı genelgeler ve il/ilçe milli eğitim müdürlüklerince yazılı olarak okul müdürüne bildirilmektedir. Okul müdürü yönetmelikte yazan görev ve sorumlulukla okulu yönetirken asıl kendisinden beklenen öğrencilerin eğitim-öğretimini en iyi şekilde yerine getirmeyi kolaylaştıracak ve keyifli hale getirecek güvenli ve hijyenik ortamın hazırlanması, eğitim kadrosuna hizmetkar liderlik etmek, çalışma barışını ve örgüt iklimini herkesin mutlu olacağı şekilde sağlamaktır. Okulda herkesin görevini hakkıyla yerine getirmesini gözetmektir.
Bakanlık merkezi yönetimi tarafından sağlanan temel gider kalemleri dışında ihtiyaç duyulan memur, hizmetli ve güvenlik personeli gibi elemanların çalıştırılması, temizlik, boya-badana, küçük onarımlar, kırtasiye ve yenilikçi eğitim projeleri için gereken bütçenin karşılanması için de çaba sarfederler. Bunu yapabilmek için ayni ve nakdi bağışlar, hayırsever katkıları, varsa okulun servis, yemekhane, spor salonu ve kantin gibi alanların kira gelirleri yanında okul aile birliği desteğiyle temel ihtiyaçları karşılamaya çalışırlar. Bu sebeple okul müdürünün finansal yönetim konusunda da bilgisi ve becerisi olması gerekir. Doğrusu bu konuların yerel yönetimlerce oluşturulacak bir birimle zaten yöre halkından alınan gelirlerin ve gerektiğinde büyük ihtiyaçlar için merkezi bütçeden yapılacak destekle sağlanmasıdır.
Okul müdürü, eğitim liderliği rolünü iyi yapabilmesi için öncelikle kendisinin başarılı bir öğretmenlik kariyeri bulunmalıdır. Tüm çalışanların motivasyonlarını artırabilecek yetenekleri de olmalıdır. Bunun için vizyon sahibi, aidiyet duygusu geliştirebilen ve kurumsal kimlik sahibi olmalıdır. Toplumdaki statüsü gereği ortalama genel kültür bilgisine ve iyi düzeyde yöneticilik becerisine sahip olmalıdır. Okul müdüründe olması gereken bu nitelikleri sadece yazılı test sınavı ile ölçmek yeterli olmayacağı gibi ezberi ve hafızası kuvvetli genel kültür branşındaki öğretmenlere pozitif ayrıcalık sağlayacağı için adil olmayacaktır. Okul müdürü, okulunda görev yapan öğretmenlerden farklı olarak en azından alanında veya yönetimde yüksek lisans yapmış olmalıdır. Hatta yıllar önce olduğu gibi başöğretmen unvanına sahip biri olması saygınlığına katkı sağlayacaktır. Müdür yardımcılığı yaptığı dönemde okul müdürlüğü için gereken yeterliliklere isteğiyle hazırlanması için planlı bir programa tabi tutulmalıdır. Stajer öğretmen gibi göreve ilk başladığında mesai saatleri dışında eğitim yönetimi alanında hizmetiçi eğitimlere alınarak ilk yıl iki defa ara değerlendirmeye alınmalıdır. Her yıl görev ve sorumluluklarını, ekip motivasyonu sağlayabilmesini, eğitim öğretim faaliyetlerinde niteliği artırabilmesini takip ederek varsa geliştirmesi gereken alanların kendisine geribildirimle düzeltmesi imkanı sağlanmalıdır.
Bu açıklamalara rağmen eğitim yöneticilerinin seçimi için mutlak doğru bir model iddiasında bulunmak oldukça zordur. Ancak adaletle, şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla hayat tarzını, dinini, dilini, milliyetini, ırkını, etnik kimliğini, siyasi görüşünü ve sendikasını dikkate almadan okuldaki tüm çalışanların kendini öteki hissetmediği bir yönetim sergileyebilen çalışkan bir okul müdürünün büyük oranda başarılı olacağını düşünebiliriz. Sonuç olarak, kariyer, ehliyet ve liyakatle seçilen ve yetiştirilen okul müdürü, kısa sürede göreve intibak ederek okulda herkesin huzurla çalışacağı bir ortamı oluşturmalıdır.