On beş Temmuz hain darbe girişimine karşı milletçe cesur ve kararlı bir duruş sergilememizde şüphesiz cumhurbaşkanımızın özgüven ve inancı önemli bir rol oynamıştır.
Eğer o kararlı ve cesur bir tutum sergilememiş olsaydı milletimiz bir kararsızlık ve ikilem içerisinde kalabilecek ve çok kritik olan ilk 24 saatte darbeciler psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş olacaklardı. Bunun yanında Şehit Ömer Halisdemir gibi kahramanlarımızın “Önce Vatan” diyerek kendilerini bu vatan için feda etmiş olmalarının rolü de büyüktür. Her türlü riski göze alarak ilk tepkileri gösteren, sokağa çıkan, darbeci hainlere meydanları dar eden kahramanlarımızı da daima saygı ve minnetle hatırlayacağız.
Benim için ise 16 Temmuz gecesi Konya’nın kenar bir mahallesinde gördüğüm sahne ise bu mücadele ve kahramanlığın kaynağını anlamamıza yardımcı olacaktır. Tehlike henüz geçmiş değil haberleri ile kendimizi uyanık tutmaya çalıştığımız ikinci gün akşamıydı. Konya’nın kenar bir semtinden eski bir bisikleti ile yolda ilerlemeye çalışan orta yaşlı, saçları kırlaşmış, sakalı uzamış, yoksul olduğu hafifçe belli olan bir baba ve elinde Türkiye bayrağı ile bisikletin arkasında oturan 10–12 yaşlarındaki bir çocuğun meydana doğru gittiklerini gördüğümde o an’ı unutamayacağını anlamıştım aslında…
Elbette yoksulu-zengini ayrım yapmadan hep birlikte mücadele ettik, imkânları doğrultusunda meydana gelenlere yiyecek-içecek dağıtan firma ve varlıklı insanların da desteğini küçümsemiyorum. Hepsinden Allah razı olsun. Fakat zengine kolay olan yoksula zordur. Bir düşünelim, hainler kadar bile belki bu memleketin fırsatlarından istifade edememiş yoksul birisi, yanına çok sevdiği çocuğunu da alarak eski bir bisikleti ile yollara düşüyor. Sahi onu o yola düşüren neydi? Henüz tehlikenin geçmediği bir zaman diliminde bu milletin başı öne eğilmesin diye sokağa çıkan milyonlarca vatanseverden sadece birini anlatıyorum. Bu örgütle mücadele ederken cumhurbaşkanımızın, şehitlerimiz varken bu örgütle mücadelede zafiyete neden olacak adımlardan uzak durmasını daha iyi anlıyorum.
Atı! Arabası ve evi olduğu halde dolara endeksli mazota zam geldi diye bu milletin seçtiği insanlara ve milletimize hakaret eden, her fırsatta Türkiye’yi küçümsemeye çalışan ezik profile sahip insanların da olduğunu biliyoruz. Suriyeliler geldi diye, terörle mücadele ediliyor ya da edilmiyor diye, Türkiye mahkemelerinin kararlarına saygı duymadığı için twitter ya da wikipedia kapandı diye çamurluk yapanlarda, bu yoksul insanlardaki inanç ve şuur yoktur. Biz de millet ve devlet olarak yoksulluğu azaltmak ve bu insanlara hak ettikleri refahı yaşatmak için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.
Sıradan bir insan, işçi, memur, müdür ya da esnaf, ne olursak olalım, ülkemizin kazanımlarını kişisel hırslara kurban edecek her türlü tutum ve davranış öncelikle bu yoksul insanların gayretini ve fedakârlığını çalmak olacaktır.
Kişisel menfaat, çıkar, mevki ve makam beklentileri gerçekleşmediği için bu mücadelede geri duracak kimselerin, bizim gözümüzde bu yoksul vatansever insanların tırnağı kadar değeri yoktur. Selam ve dua ile.